KOFI ANNAN

Türkiye’nin Gerek Bölgedeki Gerekse 1701 Sayılı Kararın Uygulanmasındaki Rolu Çok Önemli
 
TBMM'nin Lübnan'a asker gönderme kararı almasından duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim. Lübnan'daki BM gücü uluslararası bir güç olacak ve buna Türkiye ve başka ülkelerin yanı sıra Hindistan, Malezya, Gana, Endonezya ve Katar gibi ülkeler de asker gönderecektir. Yani burada uluslararası bir dayanışma örneği görüyoruz.
 
Bu dayanışma, barışın uzun dönemli olması, Filistin ve Suriye konularında da mevcuttur. Türkiye`nin gerek bölgedeki, gerekse 1701 sayılı kararın uygulanmasındaki rolü çok önemli. Türkiye bölgede önemli bir güç ve bütün taraflar da Türkiye`nin bu güce katılımından duyduğu memnuniyeti ifade ediyor. Lübnan`da barışı korumanın yanı sıra ülkenin yeniden yapılandırılması için de çalışılması gerekmektedir. Bütün ülkeleri bu konuda ortak çalışmaya ve işbirliği yapmaya çağırıyorum. Uluslararası gücün bölgeye konuşlanmasının temel hedeflerinden biri de Lübnan`daki merkezi hükümet ve ordunun güçlenmesidir. Askerlere verilen yetki ve sorumluluk kesinlikle belirlenmiş durumda. Barış Gücü askerleri orada Hizbullah`ın silahsızlandırılması için bulunmayacaklar. Onların rolü Lübnan ordusu ve hükümeti ile ortak çalışmak ve bunu ülke geneline yaymak olacak.

BM Barış Gücü çerçevesinde 15 bin asker güney Lübnan`a yerleştirilecek. 5 bin asker konuşlandığı zaman İsrail`in bölgeden tamamen çekilmesi söz konusu olacaktır. Varılan ateşkesin sürdürülmesi çok önemlidir.

Tekrar ediyorum ki ; Türkiye`nin katkısından memnunuz, barış gücü silahsızlandırma için orada olmayacak.Lübnan`a gönderilecek barış gücü için verilen yetki çok nettir. Buradaki gruplar silahsızlandırılmak için orada değillerdir.Gönderilecek barış gücü Lübnan ordusunun bölgede hakimiyet kurması için çalışacak ve Lübnan`da grupların silahsızlandırılması ulusal konsensüsle sağlanacaktır. Kuvvet ya da güç kullanmak silahsızlandırmanın tek yolu değildir.

Silahsızlandırma konusu Lübnan tarafından zaten kabul edilmiştir. Lübnan`da ilk defa milislerin silahsızlandırılması çalışması yapılmayacaktır, daha önce de bu tür çalışmalar yapılmıştır. Bu konuda Lübnan halkı içinde bir konsensüs oluşturulması gerekecektir, burada yabancıların yapabileceği bir şey yoktur. Lübnan`ın bunu güç kullanarak başarabileceğine inanmıyorum, kuvvet kullanarak grupların silahsızlandırılması mümkün değildir, bunun siyasi müzakerelerle yapılabileceğini ifade etmek isterim.

Kara ve denizdeki ablukanın kalkması konusunda İsrail ile mutabakata vardık.

Kıbrıs ve İran konuları ise ; bu konuları da tartışıyoruz, Kıbrıs`la ilgili olarak tarafların birlikte çalışmasını destekliyorum, benden sonra gelecek Genel Sekreter`in de bu konuda olumlu çalışmalar yapacağına inanıyorum. İran konusunda da müzakereler yoluyla bir ortak noktaya varılması gerekmektedir. Diplomasi henüz bitmemiştir. Tarafların müzakere masasına gelmesi için elimizden geleni yapıyoruz. İran`ın vereceği mesajlar da önemlidir. İran`ın uluslararası topluma açık olmasının da önemli olduğunu vurgulamak isterim.