HERNANDO DE SOTO

Sermayenin Sırrı
"Kapitalizm Niçin Batı'da Başarılı,
Başka Yerlerde Başarısız?
 
Hernando De Soto, tüm dünyada büyük yankı uyandıran "Sermaye’nin Sırrı" adlı kitabında, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki en önemli farkın mülkiyetten sermaye yaratıp yaratmamak olduğunu ortaya koyuyor. De Soto, kitabında şu can alıcı tespitleri yapıyor.
 
Sermayenin Sırrı: Üçüncü Dünya Ülkeleri’nin "yoksul" insanlarının evleri vardır ama tapuları yoktur; mahsül alırlar ama sözleşmeleri yoktur; işleri vardır ama şirket kuruluşları yoktur. Bu ülkelerin yerli kapitalizmlerinin işlemesini sağlayacak yeterli sermayeyi neden üretemediğinin açıklaması işte bu temsil belgelerinin eksikliğinde saklıdır. İşte sermayenin sırrı buradadır. Bu sırrı çözmek için, varlıkları tapu senetleri ile temsil eden Batılılar’ın bu varlıkları nasıl sermayeye dönüştürdüğünü anlamak gerekir.

Batının Zaferi: Batı’da girişimcilik zafer kazanmıştır, çünkü yasalar herkesi tek bir mülkiyet sistemi altında bütünleştirmiş ve herkesin işbirliği yapmasına ve genişletilmiş bir piyasada büyük miktarlarda ek değer yaratılmasına olanak tanıyan araçlar sunmuştur. Batı’daki tüm ilerlemelerinin nedeni, bu ilerlemeler için şart olan mülkiyet hakkı sistemlerin yerine oturmuş olmasıdır.

Ölü Sermaye: Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan yoksulların ellerinde bulunan ancak yasal olarak mülkiyetine sahip olmadıkları gayri menkullerin toplam değeri en az 9.3 trilyon dolardır. Bu ölü sermayedir. (Bu miktar Haiti’de 5.2 milyar USD, Filipinler’de 133 milyar USD, Mısır’da 240 milyar USD)

Sermayeye Dönüşmeyen Varlıklar: Gelişmekte olan ülkelerde sığınak gibi kullanılan evler; sürülen, ekilen ve biçilen topraklar; alınan ve satılan mallar vardır. Batı’da ise aynı tür varlıklar, maddi yaşamlarının yanı sıra sermaye olarak bir başka yaşam daha sürerler.

Uyuyan Değer: Sermaye de enerji gibi uyuyan bir değerdir. Onu hayata geçirmek için varlıklarımızı olduğu gibi görmekten vazgeçip, aktif olarak ne olabileceklerini düşünmemiz gerekir. Bu varlığın ekonomik potansiyelini ve ek üretime katkısını sağlayan süreç temsil belgeleri ile mümkündür.

Sermayenin Doğuşu: Sermayenin doğuşu, varlığın görsel açıdan en göze çarpan özelliklerinin değil, ekonomik ve sosyal açıdan en yararlı yönlerinin bir tapu senedi, teminat mektubu, sözleşme ve diğer benzer kayıtlar üzerinde yazı ile temsil edilmesiyle başlar. Potansiyel değer, ilk kez bu aşamada tanımlanır ve tescil edilir.

Modern Kalkınmanın Anahtarı: Yasal mülkiyet sayesinde Batı, maddi varlıklarının daha çok üzerinde ek değerler üretmeye yarayan araçlara sahip olmuştur. Yasal mülkiyet, Batı’nın gelişmiş ülkelerine, modern kalkınmanın anahtarını sunmuştur. Mülkiyet sadece bir kağıt parçasından ibaret olmayıp, piyasa ekonomisinin işlemesi için gerekli olan şeylerin çoğunu yakalayan ve depolayan bir aracıdır. Sermaye ile modern para arasındaki bağlantı mülkiyetten geçer.

Üçüncü Dünya’nın Çıkmazı: McDonald’s ve Blockbuster ithal ederek kapitalizmi taklit etmek zenginlik yaratmak için yeterli değildir. Sermaye gerekir ve bu da güçlü bir yasal mülkiyet sistemi gerektirir. Bu ülkelerin vermesi gereken mücadele daha fazla para üretmek ya da almak değil, yasal kurumları anlamak ve yoksulların kolay erişebileceği bir mülkiyet sistemi kurmak olmalıdır.

Yasal Zorluklar-Bürokrasi: Üçüncü Dünya Ülkeleri’nde bırakın yasal mülkiyet sistemini teşvik etmek, bunu zorlaştıran hatta imkansızlaştıran bürokratik engeller vardır. Örneğin, özel arazi satın alanların bu işlemi yasallaştırabilmesi için Mısır’da 77 bürokratik işlemi tamamlaması ve bu iş için 14 yıl harcaması, Haiti’de ise 176 bürokratik aşamadan geçmesi ve 19 yıl harcaması gerekmektedir.

Eksik Küreselleşme: Batı dışında kapitalizmin krize girmiş olmasının nedeni küreselleşmenin başarısızlığa uğramış olması değil, gelişmekte olan ülkelerin kendi ülkelerinde sermayeyi "küreselleştirememiş" olmasıdır.

Refahın Kaynağı: Kapitalizmin varlığını sürdürebilmesi İnternet’e ya da fastfoodzincirlerine değil sermayeye bağlıdır. Artan verimliliğin ve dolayısıyla ülkelerin refahının kaynağı sermayedir.

Sınırları Aşmak: İyi bir mülkiyet sistemi, üretkenliğimizi artırmak üzere birbirimizi anlamamıza, bağlantılar kurmamıza ve varlıklarımız ile ilgili bilgileri sentezlememize izin veren bir ortamdır. Duyularımızın sınırlarını aşmamıza olanak tanıyacak şekilde gerçeği temsil etmenin en iyi yolu iyi hazırlanmış temsil mülkiyet belgeleridir.

NE YAPMALI ?.. NASIL YAPMALI ?..
Hernando De Soto, kitabında, gelişmekte olan ülkelerde ölü sermayeden canlı sermayeye geçiş stratejisini şöyle özetliyor.

KEŞİF STRATEJİSİ:
-Yasadışı varlıkları tanımlayın, yerlerini belirleyin ve sınıflandırın.
-Yasadışı varlıkların gerçek ve potansiyel değerlerini tespit edin.
-Yasadışı sektör ile toplumun geri kalan kısmı arasındaki etkileşimi analiz edin.
-Yasadışı mülkiyetin tabi olduğu yasadışı normları tanımlayın.
-Yasadışı durumların ülkeye maliyetini belirleyin.

SİYASİ VE YASAL STRATEJİ:
-En üst siyasi tabakanın, yoksulların sermayelendirilmesi sürecinin sorumluluğunu benimsemesini sağlayın.
-Hızlı değişime olanak tanıyacak aracıları devreye sokun
-İdari ve yasal darboğazları ortadan kaldırın.
-Yasal ve yasadışı sektörler arasında fikir birliği oluşmasını sağlayın.
-Varlıkların yasal mülkiyetinin maliyetini, yasadışı mülkiyetin maliyetinin altına düşüren yasa ve prosedür taslaklarını hazırlayın.
-Tapuların güvenilirliği ve temerrüt halleri de dahil olmak üzere özel yatırımlar ile ilgili riskleri azaltacak mekanizmalar oluşturun.

İŞLETME STRATEJİSİ:
-Hükümetin, yasadışı sektördeki bireysel mülkiyet haklarını tanıması ve işleme tabi tutmasına olanak sağlayan çalışmalar yapın.
-Bireysel mülkiyet hakkı konusunda kamuoyu oluşturmak üzere iletişim köprüsü kurun.
-Tapu ve sicil dairelerini, yasadışı varlıkların ekonomik açıdan yararlı olan tüm tanımlarının bir araya getirilmesini ve tek bir veri/bilgi tabanına dayanan bir bilgisayar sistemi ile bütünleştirilmelerini sağlayın.