YAZDIK DA NE OLDU! Hadi Neşet TÜRKMEN
Ekonomik ve Siyasi Danışman
Yeni Saddam: Kaddafi
 
1968 yılında bütün dünyayı saran gençlik ayaklanmasına benzer bir hareket, 2011 yılında da başta Tunus, sonra Mısır ardından da Bahreyn ve Yemen olmak üzere, şimdi ise halk hareketlerinin en çok yükseldiği boyut olarak Libya'da kendini göstermeye başladı. Bu fırtınaya Fas, Cezayir, Ürdün ve S.Arabistan'ın da eklenme ihtimal her geçen gün artıyor.
Libya'da özellikle devlet başkanı ve ihtilalin lideri Kaddafi, kendinden beklenen klasik çılgınlıklarına bir yenisini daha ekleyerek, kendi yurttaşlarının iç savaşa sürüklenmeleri için elinden gelen bütün çılgınlıkları yapıyor.
Kaddafi'nin iktidara geldiği dönemde benim de küçük bir anım olmuştu. Ona değinmeden geçemeyeceğim.
Yıl 1971. Libya kralı İdris Sünusi torunuyla birlikte Türkiye ziyaretine gelmişti. Ben de üniversitede son sınıf öğrencisiydim. Kralın Tarabya otelinde kaldığını öğrenince, köklerimin bir bölümünün Trablusgarp'dan geldiğini ve Şeyh Sünusi'nin, o günkü dille kalemi mahsusunun (özel kalem müdürü) dedem olduğunu krala hatırlatıp yurtdışında master ve doktora yapabilmem için desteğini talep edecektim.
O dönemin önemli gazetecilerinden biri olan Tahir Kutsi Makal ağabey'den dileğimi iletmesini rica ettim. 2-3 gün sonra gelen cevapla, kralın Bursa'ya 1 haftalık tatile gideceği ondan sonra da İstanbul'a tekrar döneceği ve beni o zaman kabul edecekleri bilgisine sahip oldum.
Bu fırsattan istifade, İzmir'e hareket ettim. Akdeniz oyunlarını, zamanının muhteşem stadı Atatürk'te seyretme şansına sahip oldum.
Rahmetli devlet başkanımız Cevdet Sunay’ın 10 dakikada cebinden çıkardığı kağıdı, 5 dakikada gözlüğünü takarak ve mikrofondan binlerce kişiye zor zahmet 'Akdeniiiiz oyunlarınıııı açıyoruuumm' diyerek okumasını tebessümle karşıladığım günlerdi.
Kral Sunusi'nin Bursa'dan İstanbul'a dönmesini sabırsızlıkla beklerken, Kaddafi'nin devleti ele geçirdiğini öğrenince birden şok olmuştum. Sonra ise, ya kral benim dileğimi olumlu değerlendirseydi de sonradan ihtilal olsaydı ne yapardım diye senelerce uzun uzun düşündüm.
Dünün güçlü adamı Kaddafi, çılgın da olsa Libya için olumlu işler de yapmıştır. Çılgınlığı ve geçimsizliği dünyada zaman zaman büyük sıkıntılar yaratsa da, Orta Afrika ülkelerinde, Ortadoğu'da ve Güney Amerika'da etkinliği olan, Amerika ve Avrupa'nın terörist kabul ettiği bir liderdi. Bu petrol zengini ülkeyi 1994 yılında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin temsilcisi olarak rahmetli, değerli insan, büyükelçimiz Doğan Bey ile birlikte ziyaret etme fırsatını bulmuştum. Edindiğim intiba, yaşanması Türkiye'ye göre çok zor olan bir ülke olduğuydu ki ben en medeni yerlerini görmüştüm.
Irak'ta Saddam'ın son zamanlarda kendi milletine karşı yaptığı katliamın benzerini, şimdi Kaddafi de kendi halkına karşı yapmaya başlamıştır. Uzun vadeli direnç gösterebilmesini hiç mümkün görmüyorum.
Cezayir, Fas ve Libya'da, Irak benzeri, sözde barış, dostluk, demokrasi ve kardeşlik operasyonunu Amerika ve AB ülkeleri gerçekleştirirse hiç şaşırmayacağım. Belki de İran'a karşı planlanan füze kalkanı projeleri ve yeni Nato üsleri, Mısır'dan başlayarak güney ucu Yemen'e dayanan ve tüm Kuzey Afrika'yı da kapsayan bir coğrafyada uygulama alanı bulacaktır.