AB BAŞKENTİNDEN Suat Lemi ŞİŞİK
TÜGİAD Brüksel Temsilcisi
Vizesiz Avrupa ve T.C. vatandaşlarının onuru
 
Avrupa Birliği Adalet Divanı kararı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının olmasa bile bir kısmının eğitim, iş, konferans, kongre gibi amaçlarla AB ülkelerine yapacakları seyahatlerde vize uygulamasına tabi tutulamayacağı şeklinde yorumlandı.

Ancak yorumlar kişiden kişiye ve ülkeden ülkeye değişiyor. Bu karar en azından T.C. vatandaşlarının bir şekilde haksız uygulamaya maruz kaldığının kanıtıdır. TÜGİAD olarak bu konuda yapılan çalışmaların doğru yönde olduğunu da kanıtlayan kararın nihai yorumu en üst düzey merciler tarafından yapılmalıdır.

Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve AB bir çalışma yürüterek ortak bir açıklama yapmalıdırlar. Geçtiğimiz haftalarda ziyaret ettiğimiz AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve fiirketler ve Sanayiden Sorumlu AB Komiseri Sayın Günter Verheugen de böyle bir kararın ardından AB Komisyonu olarak bir açıklama yapmaları gerektiğini ve konuyu AB Komisyonu Başkanı Sayın Barroso ile görüşeceğini bildirdi.

Özellikle Türk işadamlarının ve tüm T.C. vatandaşlarının vize uygulamasına tabi tutulmasının son derece yanlış olduğunu, benzer sorunun Bulgaristan ve Romanya’nın aday oldukları dönemde de yaşandığını ancak bu benzer sorunun üye olan son iki ülke için çözümlendiğini belirten Sayın Verheugen konu ile ilgileneceği sözünü verdi.

Elbette kişilerin serbest dolaşım hakkı, AB tam üyeliği yolunda Türkiye’nin önündeki en büyük iki engelden biri. Ancak vizesiz olarak AB ülkelerine seyahat edebilme hakkının tüm vatandaşlarımız için geçerli olması durumunda bu sorun by-pass edilmiş olacak. AB üyesi ülkelerinden bazılarının çekindiği ikinci engel ise karar mekanizması içinde Türkiye’nin ağırlığı. Bu da Lizbon Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi halinde birçok alanda kararlarınoybirliği yerine oyçokluğu ile alınacak olması nedeniyle çözümlenmiş olacak.

Dolayısıyla bu kararın doğru ve adil bir şekilde yorumlanması çok önemli. Yorumun olumlu olması durumunda ortaya bir başka sorun daha çıkacak: bu da bunca senedir T.C. vatandaşlarının haksız yere vize uygulamasına tabi tutulmaları nedeniyle yapmış oldukları masraflar. Sanırım bu miktar hiç de küçümsenecek bir miktar değil. Böylesi bir durumda senelerdir vize için çektiğimiz eziyetler karşılığında bu paraların faiziyle birlikte AB üyesi ülkelerden tazmin edilmesi en doğal hakkımız olacaktır.

Bu konuda siyasetçilerimiz de maalesef AB ülkeleri kadar sorumludur. T.C. vatandaşlarının haklarını savunmayan hükümetler, dış politikamızı maalesef bugünkü durumlara getirmiştir. 2009 yılında T.C. vatandaşı olarak ABD’den Avusturalya’ya, Rusya’dan Botswana’ya kadar gittiğimiz her yer için vize almak durumunda olmamız kabul edilebilir bir durum değildir.

Sayın cumhurbaşkanımızın kararıyla tüm Türki Cumhuriyetler’in vatandaşları ülkemize vizesiz olarak seyahat edebilmektedir. Ancak bu ülkelerle bile bir karşılıklılık sağlanamamıştır. Bir TÜRKİYE CUMHURIYETİ vatandaşı olarak “Tek millet, iki devlet! Kardeş ülke! Dost ülke!” AZERBAYCAN’a vize almak zorunda kalıyorsak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının onurları KORUNMUYOR demektir. Bakü’ye sabahın 5’inde varıp saatlerce vize kuyruğunda beklerken ve yanınızdan Rus vatandaşları ellerini kollarını sallayarak geçip giderken ne kadar tek millet olduğunuzu merak ediyorsunuz. fiayet bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı vize almadan Azerbaycan’a bile gidemiyorsa, utanılacak bir durumdayız demektir.

Bu nedenle suçu hep AB’nde aramamak lazım. Vatandaşının hakkını aramayan, vatandaşının çıkarlarını gözetmeyen, vatandaşını korumayan devlet de en az haksızlık yapan kadar sorumludur.AB Adalet Divanı kararını da iyi değerlendirmek ve bunu T.C. vatandaşlarının azami faydasına dönüştürmek devletimizin görevidir. Artık pasaportuyla gurur duyan vatandaşlar olmak istiyoruz. Devletimizi de bu konuda göreve çağırıyoruz