Av. Haldun BERKİN

Vize kabusu
 
Avrupa ülkelerine ilişkin vize kabusunu yaşamayanınız var mıdır? Bilemem, fakat bildiğim bir gerçek varsa, Schengen vize süresi dolduğunda, yeni vize alınması için çekilen çilenin, herhangi bir bankadan kredi almaktan daha beter olduğu gerçeğidir. Banka, tapu vs. gibi kolay kolay vermekten sakındığımız kişisel ve özel bilgilerin vize uğruna alenen sergilenmesi, bu çileyi daha katmerleştirir. Vize, hem seyahat özgürlüğüne, hem deinsan haklarına aykırıdır.
Nedense, yıllardır bu konuda kılını kıpırdatmayan politikacılarımıza karşın, Akdeniz Üniversitesi Profesörlerinden Harun Gümrükçü hocamızın, bu konuda yürüttüğü öncü çalışmalar ve birer birer kazanılan davalar, vizesiz Avrupa rüyasını harekete geçirmiş ve önümüzü açmış olduğu gibi, ilgili ülke parlamentolarında bu yönde yeni düzenlemeler yapmayı mecbur kılmıştır.

Esasen, her Türk Vatandaşı’nın Avrupa’da vizesiz seyahat hakkı vardır ve bu haklar bilinçli olarak verilmediği gibi engellenmektedir. Türkiye’nin AET ile başlayan ve AB’nde süregelen üyelik süreci, bazı yükümlülükler doğurduğu gibi, aynı zamandabu süreç, bazı hakları da yaratmıştır.

Gerçekten de, Türk Vatandaşlarına ilişkin serbest dolaşım hakkının uygulanması, 1963 tarihli ‘Tam Üyeliğe Dönük Ön Üyelik Anlaşması’ statüsündeki Ankara Anlaşması ile 1970 yılında imzalanan ve 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokol ile 1980 tarihli A(E)T-Türkiye Ortaklık Konseyi Kararları (1/80) temel hukuki dayanaklardır. Bu dayanakların ortak özelliği supranasyonel /uluslar üstü statüde olması ve üye devletlerin iç hukuklarının üzerinde olmasıdır. Bunların içerisinde 1973 yılında yürürlüğe giren Katma Protokol’ün 41/1 maddesi ve 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı özellikle üzerinde çalışılması ve dikkate alınması gerekenlerdendir. Bu antlaşmalar ile gerek Türkiye’de, gerekse AB ülkelerinde ikamet eden vatandaşlarımızın haklarının geriye götürülemeyeceği, yeni kısıtlamalar getirilemeyeceği (Standstillklausel, mevcut haklarda kötüleştirme yapılamayacağı ilkesi/hükmü) uluslarüstü statü ile teminat altına alınmıştır.

Katma Protokolden gelen “Vizesiz Avrupa, Serbest Dolaşım, İşyeri Açma, Sınırdışı Edilememe vs. hukuki hakların tamanının uygulanması gerekmektedir. AB Ülkelerinin Türkler’e vize uygulaması hukuksuzdur ve AB’den, bir kısım işadamlarına sunulan kolaylaştırılmış vize, sadece ağza bir parmak bal çalmaktan başka bir şey değildir. Yapılan hesaplamalara göre son 28 yılda, AB vize başvurusu nedeniyle ödenen tutar 500 milyon Euro’yu bulmaktadır. Bir bakıma AB ülkeleri, Türkiye’deki Elçilik ve Konsolosluk giderlerini vize ücretlerinden karşılıyorlar dense yeridir.

Hukuka aykırı olarak ödediğimiz bu tutarların, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere istinaden tazminat olarak talep edilmesi ve geri alınması söz konusu olabilecektir. Bireysel başvurunun, Don Kişot’un yeldeğirmenleriyle savaşmasını andıracağı böyle bir durumda en isabetli çözümün, yüksek katılımlı ve toplu olarak ilgili ülkenin başkentinde açılacak dava olduğu kanaatindeyiz. Bu davada, ATAD’dan (Avrupa Topluluğu Adalet Divanı) görüş alınması ile gerçekleşecek bir süreçte, ödenen (özellikle İş amaçlı) vize ücretlerinin tazmin edilmesi ve geri alınması söz konusudur. Bu tür bir davada, iadeye tabi tutulacak vize tutarlarından ziyade, toplu başvurunun ilgili hükümetler nezdinde yaratacağı potansiyel etkinin fevkalade önem arzedeceği kanaatindeyiz.

Bu davaya ve böyle bir harekete ivme kazandıracak en önemli faktör, TÜSİAD, TÜGİAD, İKV, TİM vs. gibi Sivil Toplum Örgütlerinin önderliğinde gerçekleşecek bir organizasyondur. Böyle bir davaya, bu yola gönül vermiş olan Harun Gümrükçü hocamızın başında bulunduğu ATAD Avrupa Türkiye Araştırmaları Enstitüsü’nün de destek vereceği inancındayız. ATAD, Avrupa Divanı nezdindeki 22 davanın 6’sına direkt, 9’una da dolaylı katkıda bulunmuştur. Öngördüğümüz bu davanın ön çalışmaları başlamış olup, geniş katılımın olması hedeflenmektedir. www.vizesizab.com web sitesinden bireysel başvuru ile ilgili çalışmalarımız takip edilebilir.

Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi’nde özünü bulan seyahat özgürlüğüne gem vuran ve hukuka aykırı olarak nitelediğimiz AB’nin vize sorununun, bu türlü bir çalışma ile ortadan kalkacağı inancıyla, kar topunun çığa dönüşmesi için STK’nın bir an önce harekete geçmesini dileriz.