Erol DEMİRER

Finansal kriz nedeniyle yeni projelere başlamak zorlaştı
 
Demirer Holding rüzgar enerjisi çalışmalarına 1996’da başladı. Amaç, geleceği parlak ve tüm dünyaya yararlı bir sektörde öncü olmaktı.
 
İlk teknik çalışmalardan sonra Türkiye’nin 20 yerinde rüzgar ölçümlerine başladık. Bir projenin başarılı olmasında en büyük etken rüzgarının iyi olmasıdır. Alınan enerji hızın kübüylearttığı için 5m/s deki üretim4m/s üretimden %95 daha fazladır. İkinci büyük etken doğru türbin seçimidir. 1997 yılında dünyadaki türbinlerin %85’inin üreten en büyük 5 firmanın fabrikalarını ziyaret ettik.
Enercon GmbH Almanya firmasından sipariş ettiğimiz ilk 3 türbin 1997 yılı içinde Türkiye’ye geldi ve 1998 yılı fiubat ayında Türkiye’nin ilk rüzgar santralı olarak otoprodüktör statüsünde devreye girdi.
Rüzgar enerjisinin özelliği , havanın hafifliğinden dolayı yüksek kule vebüyük çaplı pervaneleri gerektirmesi ve bunun da kurulu güçbaşına yatırım maliyetini artırması. Bir de rüzgar devamlı esmediği için çalışma kapasitesi %30-%40 dolaylarında kalınca, yatırım maliyetleri aynıenerji üreten bir doğalgaz sant-ralının 3-4 katı oluyor. Yakıt parasının olmaması sayesinde bu dezavantaj ilerki yıllarda kapansa da ilk yıllar nakit akışı açısından zorlu geçiyor.
O yıllardaki Yap İşlet Devret mevzuatı kapsamında biri bizim Bozcaada sant-ralı olmak üzere iki rüzgar santralı daha kuruldu. Satış tarifesi ilk yıllarda daha yüksek başlayarak, sonra düşerek ilk yıllardaki dar boğaz aşılıyordu. Orijinal tarifede 10MW’lık Bozcaada santralının elektriğine ödenen ortalama fiyat aynı yıllarda kurulan 1000MW boyutundakiYap İşlet doğalgaz santrallerine göre yaklaşık 1 cent daha yüksekti.Ama ilerki yıllarda doğalgaz fiyatlarının artmasıyla termik santrallere gelen yakıt eskalasyonu,Bozcaada’yı Yİ ve YİD sant-ralları arasında en ucuzu yaptı.
YİD sayesinde rüzgar santrallerine bir yatırım ortamı oluştuğu için 2002 yılında Alman Enercon firmasıylaortak İzmir’de kanat fabrikasını kurduk. Plan %50 yerel kullanım %50 ihracat idi.
Ama daha sonra YİD uygulaması kaldırıldı. Hiçbir yenirüzgar projesi yapılamaz hale geldi. Kanat fabrikası düşük kapasite ile sadece ihracat için çalıştı.
2005 yılında Yenilenebilir Enerji Kanunu (kısaca YEK) çıkana kadar, bir otoprodüktör dışında, rüzgar yatırımı yapılamadı. Bu kanun ortalama piyasa fiyatı seviyesinden alım garantisi getirdi . Bu sayede ancak rüzgarı çok iyi olan birkaç proje gerçekleştirilebildi. Alım garantisinin TL olması kredi bulunmasını çok zorlaştırıyor ve şartlarını olumsuz etkiliyordu. 2007 yılında kanunda yapılan bir değişiklikle alım garantisi 5-5.5 euro cent olarak düzeltildi. Bu düzenleme sadece kredi bulunma açısından yararlı oldu ve devlete ilave bir yük getirmedi . fiimdiye kadar bu garanti kapsamında hiç enerji satılmadı, bütün üretilen enerji piyasada satıldı.
Türkiye’de şu anda kurulu güç 433MW seviyesinde. Demirer Holding’inçalışan 8 santralı ile %35 pazar payı var. Devam eden projelerle Türkiye kurulu gücü yakında 800MW’a ulaşacak. Ancak finansal kriz nedeniyle kredi şartları çok ağırlaştığı için bunları takip yeni projelere başlamak zorlaştı.
Kuleler ve kanatlar yerli üretiliyor. Gündemde yerli üretime teşviği öngören bir kanun tasarısı var.Yasalaşması halinde türbinlerin yerlilik oranı artacaktır. Yakıta da döviz ödenmediğine göre 100% yerli enerjiye yakınız.