Tan EGELİ & Dr. Burak KOÇER Egeli & Co. Portföy Yönetimi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı & Egeli & Co. Kurumsal Destek Hizmetleri A.Ş. Genel Müdür

Aile Servetinin Sürdürülebilirliği İçin Varlık Optimizasyonu
 
Aile olarak sahip olduğunuz varlıkların finansal değerini tam olarak biliyor musunuz? Peki bu varlıklar, rasyonel analize dayalı yatırım kararlarına göre mi yönetiliyor, yoksa aile içi hiyerarşi sonucunda şekillenen sezgilere göre mi?
 
Ailenin servetinin korunması ve geliştirilmesi, kurumsallaşma çalışmaları ile ulaşılmak istenen hedefler arasında en üst sıralarda yer almaktadır. Esasen, aile şirketlerinde kurumsallaşma kavramı, ilişkilerin yönetimi ve varlıkların yönetimi olmak üzere birbirini tamamlayan iki temel üzerine kuruludur. Bu iki temelden birinin ihmal edilmesi, aile servetinin korunması ve geliştirilmesine yönelik olarak atılan adımların eksik kalmasına neden olacaktır. Nitekim, ailenin ortak varlıklarının nasıl değerlendirileceğine ilişkin fikir ayrılıkları, aile şirketlerinde en sık karşılaşılan çatışma alanlarından biri olmuştur. Bu nedenle, yönetim ve sahiplik açısından aile – şirket ilişkilerinin düzenlemesinin yanı sıra, ailenin sahip olduğu ekonomik değerin bir bütün olarak ele alınıp optimize edilmesi, sürdürülebilirlik çalışmalarının ayrılmaz bir parçası, hatta kritik başarı faktörüdür. Varlık optimizasyonu; ticari işletmeler, gayrimenkuller, diğer reel varlıklar, menkul değerler, nakit ve nakit benzeri yatırım araçlarını kapsayacak şekilde, aile üyesi paydaşların, üzerinde hak sahibi oldukları tüm servetin bir bütün olarak yönetilerek, olası risklerin, verimsizliklerin belirlenmesi ve aile üyelerine sürdürülebilir bir getiri sağlayacak şekilde planlanması olarak ifade edilebilir. Aslında her aile farklı yollardan varlık birikimi yaratmış olsa da, bu birikimin etkin yönetimi konusunda karşılaşılan güçlükler, birbirinden çok da farklı değildir.
Aile şirketinin faaliyetleri sonucunda elde edilen likiditenin yönlendirileceği yatırım alanlarının objektif kriterlere göre belirlenememesi, yatırım yapılan alanlardaki pozisyonun korunması, geliştirilmesi veya yatırımın tasfiye edilmesi kararlarının sağlıklı finansal analizlere dayandırılmaması, yüksek oranda likit pozisyonda kalınması, aile şirketinde sağlıklı bir sermaye yapısı kurulamaması, ortalama sermaye maliyetini optimize etmek üzere kredi finansmanının yeterince kullanılmaması, farklı finansman seçeneklerinin maliyet tespitinin yapılamaması, varlık tahsisinde vergi etkinliğinin göz önünde bulundurulmaması, aile bireylerinin eğitim, sağlık gibi belli ihtiyaçlarının önceden planlanarak değil ihtiyaç belirdiğinde mevcut varlık tahsisi pozisyonu değiştirilerek karşılanması gibi sorunlar aile servetinin etkin bir şekilde yönetilmemesinin belirtileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Son dönemde, global ekonomide yaşanan dalgalanma ve artan belirsizlik nedeni ile, finansal piyasalar arasında fon hareketleri giderek daha da hızlı gerçekleşmektedir. Bu nedenle, rasyonel analize dayanan ve bütün seçenekleri ayrıntılı bir şekilde ele alan bir yatırım yaklaşımı, her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır.

Geniş Katılımlı Aile Ofisleri
Gelişmiş ülkelerde yüz yılı aşkın bir geçmişi bulunan ve varlık optimizasyonunu hayata geçirmek üzere oluşturulan aile ofislerinin gelişimini tetikleyen faktörler incelendiğinde

(i) Hızlı sanayileşme ile birlikte likit varlıkları profesyonel olarak yönetilmeyi gerektiren çok sayıda ailenin ortaya çıkması ve aile şirketinin profesyonel yöneticilerinin varlık yönetimi konusunda uzmanlığa ve yeterli zamana sahip olmaması;

(ii) Şirketlerin el değiştirmesi sonucunda, hisselerini devreden ailelerin kontrolüne geçen likiditenin yönetilmesi ihtiyacının doğması; ve

(iii) Aile üyelerinin, ortak varlıklarının ne şekilde yönetilmesi gerektiği konusunda fikir birliğine varabilmek için objektif ve tarafsız bir profesyonel değerlendirmeye ihtiyaç duyması

önemli başlıklar olarak dikkati çekmektedir.
Ailenin finansal işlerinin yönetiminin merkezileşmesini sağlayan aile ofisleri, aile bireylerinin tek başlarına sahip oldukları ekonomik gücü genişleterek, daha güçlü sermaye yatırımlarını hayata geçirmelerine ve satın alma verimliliği sağlamalarına olanak tanırken, aile bireylerinin mali haklarının da eşitlik ilkesine göre düzenlenmesini mümkün kılmaktadır.

Aile ofisleri ilk olarak tek bir aileye hizmet vermek amacıyla (single family office) farklı alanlarda uzman olan profesyonellerin bir araya getirilmesiyle kurulmuştur. Bu şekilde, menkul değer yatırım danışmanlığı, reel varlık yatırım danışmanlığı, gayrimenkul uzmanlığı, vergi uzmanlığı, hukuk müşavirliği ve muhasebe gibi birbirini tamamlayan farklı alanlar dikkate alınarak, varlık planlaması sürecinde büyük resme odaklanılması sağlanmıştır. Farklı yetkinlikler gerektiren tüm bu konuları koordine etmek, varlık yönetimi için doğru kararları üretebilecek bir strateji geliştirmek ve yatırım faaliyetleri konusunda aileye düzenli raporlama yapmak başlı başına yönetilmesi gereken bir süreçtir. Aile ofisi kurulmamış olsa idi, yatırım bankalarının, sermaye piyasası uzmanlarının veya reel sektör odaklı yatırım danışmanlarının birbirinden bağımsız olarak sundukları fırsatları değerlendirmek durumunda olan aileler, aile ofislerinin katkısı ile bütün yatırım faaliyetlerini tek bir merkezden koordine etmeye başlamıştır.

Ancak, bu kapsamda bir aile ofisini faal tutmanın yüksek maliyeti nedeni ile, tek bir aileye odaklı varlık optimizasyonu, belli ölçeğin altındaki portföyler için maliyet açısından anlamlı değildir. Bu nedenle, varlık optimizasyonu hizmetini nispeten küçük portföye sahip ailelere sunmak üzere, aile ofislerinin gelişimi sürecinde, geniş katılımlı aile ofisleri (multi family office) kurulmuştur. Geniş katılımlı aile ofisleri, birbirinden bağımsız birden fazla aileye hizmet veren bir altyapı oluşturarak, yıllık yönetim giderini paylaştırmakta ve nispeten daha küçük ölçekli portföyler için varlık yönetimini mümkün kılmaktadır. Günümüzde Amerika’da yaklaşık 5,000 adet tek aile ofisi, 100 kadar da geniş katılımlı aile ofisinin bulunduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizdeki portföy büyüklükleri dikkate alındığında, geniş katılımlı aile ofislerinin, önümüzdeki dönemde Türkiye için oldukça cazip bir varlık yönetimi yaklaşımı olacağı görülmektedir.

Varlık Optimizasyonu Süreci
Finansal varlıkların, bütün yatırım alternatiflerini içerecek şekilde, potansiyelleri oranında gelir üretecek şekilde yönetilmesini amaçlayan varlık optimizasyonu süreci, öncelikle ayrıntılı bir finansal değer tespiti çalışmasını içermelidir. Finansal değer tespiti, aile üyelerinin hissedar olduğu şirketler ve diğer tüm yatırımların ekonomik değerinin, uygun değerleme yöntemleri ile belirlenmesini ifade eder. Bu çalışma, mevcut varlık pozisyonunun içerdiği riskleri ve daha verimli yatırım alanlarına tahsis edilebilecek kaynakları da ortaya koyarak bir yatırım politikası geliştirilmesini mümkün kılar.

Yatırım danışmanlığı, düzenleyici kuruluşlar tarafından sağlanan bir lisans ile yetkilendirilmiş yatırım uzmanının önerileri doğrultusunda, aile üyelerinin üzerinde uzlaşacağı bir yatırım politikasının hazırlanmasını ve uygulanmasını içerir. Yatırım politikası; ailenin ihtiyaçları ve risk tercihinin dikkate alınarak, farklı finansal seçeneklerin ne şekilde değerlendireceğinin tanımlanması ve yatırım hedeflerinin belirlenmesini ifade etmektedir. Bu kapsamda; emeklilik planları, sağlık harcamaları, konut ihtiyacı, genç kuşak aile üyelerinin eğitim giderleri göz önünde bulundurarak ve öngörülemeyen diğer harcamalar için kaynak ayrılarak, ailenin ihtiyaç duyduğu nakit akışı tahmin edilir ve uzun vadeli yatırım hedefleri oluşturulur. Bu planlama, performans kriterleri oluşturarak, varlığın korunması ve genişletilmesi hedefine ne şekilde ulaşılacağının belirlenmesine yardımcı olmaktadır. Özellikle, gelişmekte olan piyasa ürünleri, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, girişim sermayesi fonları gibi yeni enstrümanların ortaya çıktığı ve geleneksel risk – getiri beklentilerinin hızla değiştiği günümüzde, yazılı bir yatırım politikasına duyulan ihtiyaç daha da artmıştır. Bu politika, içinde bulunduğumuz küresel kriz ortamında aile varlıklarının stabilize edilerek gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde devredilmesi için büyük önem taşımaktadır.

Yatırım politikasının kurumsallaşma sürecine diğer bir katkısı da, aile servetinin birikimini sağlayan ana iş kolu dışındaki alanlara girme kararının, hangi kriterlere göre verileceğini belirleyerek potansiyel çatışmaların önüne geçilmesini sağlamasıdır. Bu kriterler, yatırımın ortalama vadesi, beklenen geri dönüş oranı, portföydeki diğer yatırımlar ile sağlayacağı sinerji, portföyün ortalama riskine etkisi ve likidite pozisyonu gibi finansal değerlendirmeleri içerir. Aile üyeleri, üzerinde uzlaştıkları yatırım politikasına uygun olmayan diğer yatırımları, bireysel tercihleri doğrultusunda kişisel sermayelerini kullanarak gerçekleştirebilirler. Uzun vadeli yatırım hedefleri belirlenirken, dönemsel olarak ortaya çıkabilecek yüksek getirili fırsatlardan yararlanmaya imkan verecek kısa vadeli fon ihtiyacı da göz ardı edilmemelidir. Yönetim destek hizmetleri, ailenin yatırım politikasının uygulanması ile birlikte ortaya çıkan performans ölçümü, raporlama, nakit akışı yönetimi ve muhasebe kayıt işlemleri gibi oldukça kapsamlı faaliyetleri içermektedir. Yatırım danışmanlığı kapsamında, ailenin likit varlıkları bir saklama kuruluşunda tutulur. Aile ofisi yöneticileri, saklama kuruluşunda bulunan nakit, bono, tahvil, hisse senedi ve her türlü likit varlığın, aile üyelerine standart ve düzenli bir şekilde raporlanmasını sağlar. Aileye sunulacak performans raporlaması, likit varlıkların yanı sıra, çeşitli reel varlık yatırımlarının getirilerini de içerecek şekilde portföyün genel durumunu ortaya koyar nitelikte olmalıdır. Yönetim destek hizmetleri, bu süreçte, farklı yatırım platformlarından toplanan verilerin doğruluğunun teyit edilmesi, bir araya toplanması ve karşılaştırılabilir bir nitelikte raporlanması görevini üstlenerek varlıklardaki değişimin yakından takip edilmesini sağlamaktadır. Performans raporlarının diğer bir önemli unsuru da risk analizidir. Aile ofisleri, ailenin tercih ettiği raporlama yaklaşımı doğrultusunda, portföydeki ölçülebilir risk faktörleri için çeşitli senaryolar oluşturarak alternatif çözümleri performans raporlarına yansıtmaktadır. Performans raporları, tercih edilen periyodik aralıklarla aile üyelerine iletilebildiği gibi, aile ofisi içinde kurulan intranet sistemi üzerinden güvenli erişim ile de incelemeye sunulabilmektedir.

Performans raporlama sürecinin en önemli katkısı, aile varlıkları üzerinde hak sahibi olan bütün paydaşların şeffaf bir raporlama sistemi içinde varlıklarının durumu hakkında zamanında ve eşit düzeyde bilgi edinmesini sağlayarak, kurumsal yönetimin dört temel ilkesinden biri olan şeffaflık ilkesinin hayata geçirilmesine imkan tanımasıdır. Böylece, yönetim üzerinde kontrol sahibi olan hissedarlarla, yönetimde bulunmayan ya da yeterince etkin olmayan hissedarlar arasındaki bilgi asimetrisi giderilerek olası çatışmaların önüne geçilebilmektedir. Aile üyelerinın, yatırım danışmanının yönetimindeki fonların getirisi hakkında daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilmeleri için portföyün performansı, borsa endeksi, borçlanma senetlerinin getirileri gibi önceden üzerinde uzlaşılan objektif bir performans kriteri ile karşılaştırmalı olarak sunulmaktadır. Yönetim destek hizmetlerinin diğer bir önemli unsuru da aile varlıklarının yönetimi ile ilgili hukuki danışmanlık hizmetleridir. Aile ofislerinin koordinasyonunda sunulan hukuki danışmanlık hizmeti, ticari işletme hisse devri, gayrimenkul satın alma veya menkul değer yatırımları gibi tüm yatırım işlemleriyle ilgili hukuki prosedürlerin takibini, sözleşme müzakerelerini ve işlemlerin sonuçlandırılmasını içermektedir. Aile ofisleri bu süreçte, yatırım işleminde ihtiyaç duyulan hukuki uzmanlığı göz önüne alarak, farklı hukuk büroları ile işbirliği içinde çalışmakta ve aile adına hukuk danışmanlarının faaliyetlerini koordine etmektedir. Sosyal sorumluluk faaliyetleri açısından ise aile ofisinin rolü, gerekli altyapının kurulması ve çerçevenin belirlenmesine destek olmayı içermektedir. Sosyal sorumluluk faaliyetleri, çoğunlukla aile tarafından kurulan ayrı bir tüzel kişiliğin (aile vakfı) bünyesinde sürdürülmektedir. Aile ofisleri bu süreçte, üstlenilen sosyal sorumluluk faaliyetlerinin ailenin misyonuna ve iş planına uygunluğunun sağlanması, sosyal sorumluluk faaliyetleri için ihtiyaç duyulan fonların yatırım planına yansıtılması, bu faaliyetlerin vergisel ve hukuki etkilerinin irdelenmesi gibi destek hizmetleri sunmaktadır.

Ailenin ihtiyaçları ve risk tercihine uygun bir yatırım stratejisi belirlendikten sonra, yatırımın getirisini etkileyen en önemli faktör vergi etkinliğidir. Aile ofisleri tarafından koordine edilen vergi hizmetleri, alınan her yatırım kararının vergisel sonuçları öngörülerek, vergi etkinliği sağlayan bir portföy yönetimi stratejisinin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Etkin bir vergi yönetimi süreci, yatırım stratejisi kapsamında varlık türleri seçilirken vergisel sonuçların dikkate alınmasını, vergi kayıplarının hesaplanmasını ve sermaye kazançlarının zamana yayılarak realize edilmesini içermektedir. Yatırımın vergisel sonuçlarının aile varlıklarının sağlayacağı getiri üzerinde doğrudan etkiye sahip olması, vergi yönetiminin mutlaka, yatırım stratejisi ile koordineli bir şekilde yürütülmesini gerektirmektedir.