BAŞKANDAN Murat SARAYLI
TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı / Avrupa Genç İşadamları Konfederasyonu (YES) Başkanı
Türkiye Ezberlerini Bozmalı
 
TÜGİAD olarak son birkaç ay içerisinde gerçekleştirdiğimiz etkinlikler sırasında,yaşadıklarımız ve gözlemlerimiz, kendimize, ülkemize vedünyaya bir kez de başka bir açıdanbakmamız gerektiğini hatırlattı.

Bundan 20 yıl önce TÜGİAD kurucuları tarafından konulmuş bir tuğla ile örülmeye başlayan köprünün kemeri, aradan geçen her yıl giderek büyüdüve kritik bir dönemde üstlenilen bir görev ile Avrupa’ya kadar uzandı.Üstlenilen görev süresinin bitiminde de, ortaya koyulan değerler, sağlanan katkılar veküresel refah adına bizlerin bakış açısına duyulan ihtiyaç, YES’in tüm üyeleri tarafından yeniden görev almamız yönünde talebin gelmesine neden oldu.

Bu bakış açısı ile gelecek on yıllarda TÜGİAD’ı gerek ulusal gerekse uluslararası bir çok kritik görevin beklediğini, TÜGİAD’ı bugünler için hazırlamaya mecbur olduğumuzu ve bu görevleri layığı ile başaracak arkadaşlarımızın sayısının da her gecen gün arttığını memnuniyetle görüyorum.

Diğer yandan geçen ay TÜGİAD Heyeti olarak Japonya ziyaretimizde gerçekleşen temaslarımızın sonuçları, tarihi derinliklerimizin ve giderek yaşlanan dünyada gençnüfusumuzun ne denli önemli bir stratejik gücümüz olduğunu göstermesi bakımından önemliydi.Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Japonya’da, ihracatımızın artması, üçüncü ülkelerde ortak projelerin yürütülmesi ve direk yatırımın gelmesi adına, neredeyse hiç değerlendiremediğimiz büyük bir potan-siyelin; ayrıcayeterince bir araya gelemediğimiz dost bir ülkenin, varlığını hissettik.

Son olarak, yurtdışında yaşayan genç Türk işadamlarımızla GAP’da bir buluşma gerçekleştirdik. 40 yıl önce işçi göçü olarak başlamış bir serüven, daha ikinci neslinde binlerce işveren, yüz binlerce istihdam ve milyar Eurolara ulaşan ciroyla Türkiye için değerlendirilmeyi bekleyen önemli bir potansiyelolarak önümüze geldi. Türkiye’nin yurtdışında tanıtımı, Türk ihraç ürünleri için yeni yurtdışı pazarlarına açılımı ve yurtdışında oluşturulan artı değerin yatırım olarak ülkemize gelmesi için katkıda bulunmaya hazır bu neslin ülkeleri için sorumluluk alma konusundaki yaklaşımları görülmeye değerdi.

Bütün bunlar bize heyecan, güç ve moralverdi. Kendimize, insanımıza ve çevremize önyargısız bakabildiğimizde, ne kadar büyük fırsatların bizi beklediğini; ülkemizin, bölgemizin ve hatta dünyamızın mutlu ve huzurlu geleceğine katkıda bulunma adına, bunları değerlendirmek zorunda olduğumuzu göreceğiz.

“Bakarken”, aslındabir de “görebilsek”,“bu ülkede bir şey yapılamaz; bizden ancak bu kadar olur” gibi öğrenilmiş çaresizliğin sendromlarını adeta yerle bir eden;bizlere heyecan ve moral veren bir çok güzelliği yaşadığımızı fark edeceğiz.

Düşlerimizdeki Türkiye için, akıl ve bilgiyle desteklenmesi koşuluyla, bu heyecana hepimizin, bu topraklardaki herkesin çok ihtiyacı var.

Çünkü bu heyecan, toplumsal boyuta ulaşmış sendromlarla yeniden yüzleşmemiz; ve bir anlamda, ezberlerimizi sorgula-mamız için gerekli olan enerjiyi bize sağlayacaktır.

Barış, huzur ve istikrar halelerinin bu topraklardan dalga dalga tüm dünyaya yayılması için, insanlığın bizlerin kararlı dik duruşuna ihtiyacı var. Bunu başarabilecek imkan, yetenek ve zemin bu ülkede var. Ancak bazı ezberler ve sahip olunan önyargılar bunları görmemize ne yazık ki engel oluyor.

Hepimiz sorumluyuz. Bu nedenle Türkiye’nin gerçeklerini ve potansiyelini yeterince bilmemekten kaynaklanan; ve hemen her alanda oluşturulmuş ezber listelerini tek tek gözden geçirmeliyiz.

Aksi takdirde, ülkemizin sahibi olduğu toplumsal hafızaya; beşeri derinliğe ve sonuçta çocuklarımızın geleceğine haksızlığadevam etmiş olacağız.

Bu vesileyle, Brüksel’de çalışmalarımıza katkıda bulunan arkadaşlarıma; Japonya veRusya gibi son dönem yurtdışı seyahatlerinde ülkemizi temsil eden ve Türkiye’nin önünde duran küresel fırsatları bizlere taşıyandostlarıma ve son olarak GAP’da buluşma davetimize Avrupa’nın 11 ülkesinden katılan 300’ün üzerindeki genç işadamlarımıza TÜGİAD adına teşekkür ediyorum.

Bütün bu çalışmalar ve sergilenen dik duruşun, bizlere moral veheyecan verdiğini; ve en önemlisi vizyonumuzun ne denli doğru ve gerçekçi olduğunu ortaya koyduğunu sizlerle paylaşmak isterim.

Özetle, Kasım ve Aralık aylarındaki bu çalışmalardan benim çıkarttığım bir sonuç "Türkiye ezberini bozmalı" ve bunun için de, kendisine ve çevresine daha farklı bir pencereden bakmalı, biçiminde olmuştur.

Gelin! Öğrenilmiş çaresizlik sendromundan bir an önce; ve daha geç kalmadan kurtulalım...

Saygılarımla

  Defending our rights in EU, which is a union of negotiations, makes us closer to EU
  Turkey in the Barcelona Process… Will Turkey be the Guest or the Host?
  Turkey Must Aim To Be In The First 50s In 2012
  DEMOCRACY AND THE SUPREMACY OF LAW
  NEED OF CHANGE IN POLITICAL UNDERSTANDINGS
  TO BE ABLE TO RUN LONG AND RACE AGAINST TIME
  2007; COMPROMISE AND STABILITY
  LET’S PROTECT THE ECONOMIC STABILITY TOGETHER
  SECOND HALF YEAR EXPECTATIONS FOR THE ECONOMY AND OUR PROPOSALS
  NEGOTIATION PROCESS DURING TURKEY’S JOURNEY INTO EU
  TURKEY MAY CONTRIBUTE TO EUROPEAN ENERGY SECURITY
  THE HARD WALK FOR TWENTY YEARS AND THE TEMPO OF THE 10TH PERIOD
  TURKEY HAS TO UNDO ITS MEMORIZATIONS
  The Real Process Is Going To Begin From Now On
  THE AGENDA IN TURKEY IS THE EU AND AT THE EU THE AGENDA IS TURKEY
  For Turkey Of Our Dreams...
  OPEN LETTER TO THE EUROPEAN COUNCIL, REFORM LEADERS
DEMAND: MAKE EUROPE SOCIAL AGAIN!
  TURKEY-EU RELATIONS, TASK AND RESPONSIBILITIES