FETHİ PEKİN
HAKAN HANLI

"Olimpiyat-Avrupa Spor Yayınlarına İlişkin Münhasır Haklar ve Avrupa Rekabet Hukuku"
 
AB Spor Yayınları Endüstrisi; "Avrupa Yayın Birliği ("AYB") Spor yayınlama haklarının münhasır olarak elde edilmesi, Dünya’da ve Avrupa’da en önemli yayın konusunu teşkil etmektedir. Yayın kuruluşları, bu yüksek rekabetin yaşandığı endüstride, azami izleyici sayısına ulaşma girişiminde bulunmaktadırlar. Bunu da, belirli bir spor olayını veya müsabakasını kapsama dahil etmek konusunda teklifte bulunarak gerçekleştirirler. Sponsorlar ve reklamcılar, bir olayı veya müsabakayı veya durumu daha geniş kitlelerin izleyeceklerine inandıkları zaman ürünlerinin reklamlarının yapılması için yayın kuruluşlarına daha fazla ödeme yaparlar. Bu inanış, yayın kuruluşlarını, belirli bir olayın ‘tek yayın kuruluşu olma hakkı’na sahip olmak için daha fazla ödeme yapmaya iter.
 
Avrupa Spor Yayınları
1.Avrupa Spor Olayları/ Müsabakaları Yayınları:
"Reklamcılık"
a. Rekabet: Spor olaylarının bir çoğu, izleyicilerin bir çoğunu etkileyen ve cezbeden programlardır. Örneğin: Dünya & Avrupa Kupaları ve Olimpiyatlar... Belirli bir coğrafi bölgede spor olaylarının tek yayın kuruluşu olma konusunda kıyasıya bir rekabet söz konusudur. Bunun nedeni, yayın kuruluşlarının geniş izleyici kitlesinden gelen reklamcıları etkilemek istemesidir. Spor yayınları, özellikle onaltı-altmış yaşındaki bay ve bayanlardan oluşan ve büyük alım gücü olan izleyicilere yönelik olarak, yüksek izlenme oranlarına ulaşmaktadır. Bu hedef izleyici, reklamcılar için hayati önem taşımaktadır. Bunun nedeni ise, bu izleyici kitlesi diğer programlarca kolaylıkla ulaşılamayan ve tespiti halihazırda mümkün olan bir gruptur.
Sonuç olarak, spor yayınları üzerinden reklam yapma arzusu artmış, buna bağlı olarak da bu olayların yayınlanmasına ilişkin televizyon ve radyo yayın haklarına ilişkin rekabette beraberinde artmıştır. Spor olayları/müsabakaları yayın hakkı, genellikle belirli bir bölge, bir ülke için münhasır olarak verilmektedir. Yayın kuruluşları, belirli bir spor programının değerini garanti etmek için münhasırlığın gerekli olduğunu düşünmektedirler.
b. Değer Tespiti: Değer tespiti, izleyici sayısı ve bir olayın etkilediği reklam euroları tutarı bazında yapılır. Bir spor olayının/müsabakasının organizatörü belirli bir olaya ilişkin olarak başlangıçta yayın haklarını edinir. Organizatör, olayın vukuu bulduğu yerlere girişi kontrol eder.
c. Münhasırlık: Televizyon sinyalini oluşturması için genellikle sadece bir ev sahibi yayıncıyı kabul eder (örneğin olayın geçtiği ülkedeki bir yayıncı vb). Bu yolla, organizatör spor olayının yayınını kontrol eder ve münhasırlığını garanti eder. Sonrasında ev sahibi yayıncı, kendi ulusal bölgesinde olayı görüntülemek için organizatörden yayın haklarını almalı ve bu hakları güvence altına almalıdır.
d. Lisans: Yayın kuruluşları, kendi ilgili ulusal bölgelerindeki yayın haklarına ilişkin benzer münhasır hakları güvence altına almaya çalışırlar.
Bunu da ev sahibi yayıncılardan veya diğer televizyon hakkı sahiplerinden edinmeye çalışırlar. Bu haklar, ev sahibi yayıncı tarafından üretilen materyali kullanmaya yönelik bir lisans veya tüm hakların temliki şeklindedir. Bir temlikte, ev sahibi, kendi ulusal bölgesinde olayın münhasır yayıncısı olma hakkını saklı tutar.
Son zamanlarda organizatörler, yayın hakları için artan rekabetin farkına varmışlardır ve bunun sonucu olarak da yayıncılık ücretlerini arttırmışlardır. Örneğin, Olimpiyatları yayınlama hakkına yönelik olarak AB ülkelerindede ödenen ücretler, 1992 Yazı Barselona Oyunları için ödenen 100 milyon Euro’dan 1996 Yazı Atlanta Oyunları için 300 Milyon Euro’ya çıkmıştır.
Bu tutarlar, 2000 Sidney ve sonraki Olimpiyat Oyunları için jet hızıyla 3.5 milyar Euro veya fazlasına ulaşmıştır. XXVIII. Olimpiyat Oyunlarının düzenleneceği Yunanistan (13 Ağustos - 29 Ağustos 2004), eski Olimpiyat Oyunlarının doğum yeriydi. İlk modern Olimpiyat Oyunları 1896 tarihinde Atina’da yapıldı. 2004 tarihinde Atina, XXVIII. Olimpiyat oyununa ev sahipliği yaptığında, Olimpiyat Oyunu doğduğu ülkeye geri dönmüş oldu. Bir sonraki Olimpiyat Oyunları 2008 yılında Pekin’de yapılacaktır.
e. Acentalar: Uluslararası spor hakları acentaları aynı zamanda, bu oyunda oyuncu olarak da ortaya çıktılar. Spor organizatörleri, ilgili ülke topraklarında münhasır yayın hakkına yönelik olarak, bu hakları bireysel yayın kuruluşlarına satarak ayıracak olan tek bir acentaya, bir çok bölgeye yönelik olarak yayın haklarını bir acentaya toplu olarak satmak suretiyle, gelirlerini maksimum seviyeye çıkartmışlardır.

2. Avrupa Yayın Birliği ve Eurovizyon Sistemi: "Karşılıklılık Esası"
Avrupa Yayın Birliği ("AYB"), yayın dünyasındaki önemli AB yapı taşlarından biridir. 1950’de kurulmuş olup, kar amacı gütmeyen bir kamu yayın kuruluşları birliğidir. Amacı; mümkün olan her araçla üyeleri arasındaki radyo ve televizyon alışverişini arttırmaktır. AYB’nin herhangi bir ticari amacı olmadığından, ticari yayın kuruluşlarını üyeliğe kabul etmemektedir.
Aktif üyeleri uluslararası kanunlar tarafından oluşturulan yükümlülükleri, programları ve izleyici kapasiteleri ile ilgili uygulamaları yerine getirme zorunluluğu olan kamu yayın kuruluşlarıdır. Yedek üyeleri ise, tüm AYB üyelik şartlarını yerine getiren, ancak AYB yayın alanı dışında faaliyet gösteren yayın kuruluşlarıdır.
AYB üyeleri, tüm ulusal nüfusa seslenmek zorunda olup, tam bir kapsama sağlamak için ellerinden geleni yaparlarken, aslında bu kapsamın bellli bir kısmına hizmet vermelidirler.
Program maliyetinin seyirci sayısına oranı dikkate alınmaksızın özel (azınlık) haklarına hitap eden programların adil bir payı dahil olmak üzere, nüfusun tüm bölümlerine yönelik olarak çeşitlendirilmiş ve dengeli programcılık sağlamalıdırlar.
Eurovizyon ise, aktif üyeleri arasında müşterek edinim ve maliyet paylaşım ve program alışverişine yönelik olarak esas çerçeveyi teşkil eder. 1954’te oluşturulan bu sistem, AYB tarafından organize ve koordine edilmiştir. AYB Üyeleri, ulusal spor olayları için birbirleriyle ve/veya özel yayın kuruluşlarıyla rekabet etmektedirler.
Bu nedenle, Eurovizyon, sadece uluslararası spor olaylarına uygulanmaktadır:
a. Eurovizyon Sistemi, üyelerin karşılıklılık esaslarına dayalı olarak diğer üyelerin potansiyel olarak ilgisini çeken, önemli olayların kapsamasını ve mevcut iş, spor ve kültürel olaylara ilişkin haberleri sunması anlayışına dayalıdır.
b. Eurovizyon sistemi, karşılıklılık esasına dayalıdır. Bir üye kendi ulusal topraklarında ortaya çıkan bir spor olayını görüntülediği takdirde, ilgili ülkelerde olaylar meydana geldiğinde diğer üyelerden eşdeğer hizmetler alma anlayışına dayalı olarak diğer tüm üyelere ücretsiz kapsama sunacaktır.
c. AYB Üyeleri, bir olaya ilişkin olarak televizyon haklarını müşterek olarak edinirler ve sonrasında "hakları" ve ilgili ücretleri aralarında paylaşırlar. Bir veya iki ülkeden AYB Üyeleri belirli bir spor müsabakasının yayın hakkını istedikleri takdirde, AYB’den koordinasyon talep ederler.
Olay ülkesinde gerçekleşen bir üyeveya AYB’nin kendisi, olayın organizatörüyle (ilgili AYB üyeleri adına) görüşmeleri yürütür. AYB üyeleri, müşterek görüşmeler başarısız olursa, ayrı ayrı görüşebilirler. İzleyiciye yönelik olarak, birbirleriyle rekabet eden üyeler, içlerinden birine öncelik tanınmasına yönelik prosedür üzerinde aralarında mutabakata varmalıdırlar. Örneğin, bir olayın dönüşümlü iletişimi üzerinde karar kılabilirler. Taraflar, anlaşmaya varamazlarsa, aynı ulusal bölgede olaylarını yayınlama haklarına münhasır olmayacak şekilde sahip olacaklardır.
d. Eurovizyon ve Üçüncü Taraf Üye Olmayan Ülkeler: AYB kaideleri, üçüncü taraf ve üye olmayanlar için Eurovizyon’a akdi erişim sağlamaktadır. İlgili ülkedeki hiçbir AYB üyesi, bir spor olayının kendi canlı bağlantısını ayırmamışsa, üye olmayanlar canlı bağlantıya erişim sağlayabilirler.
Bir AYB Üyesi, ilgili ülkede bir olayı yayınlamayı istemediğinde, üye olmayanlar,söz konusu olayın veya organizasyonun sona ermesinden en az bir saat sonra gecikmekli iletişime hak kazanabilirler. Üçüncü taraf ve AYB, yayın hakkı ve televizyon sinyal rotası hakkı için erişim ücretlerini görüşürler. Erişim ücretleri konusunda bir anlaşmazlık çıktığı takdirde, taraflar, bağımsız bir bilirkişi tarafından veya her iki taraf da kabul ederse, üç bilirkişi tarafından tahkim talep edebilirler.

3. Avrupa Birliği Rekabet Kanunu: ‘Madde 85 & 86’
Roma Antlaşması’nın 3. madde/f bendinde Avrupa Topluluğu’nun faaliyetlerinden birinin topluluktaki rekabetin bozulmamasını sağlayan bir sistemin oluşturulması olduğu belirtilmektedir. Rekabete ilişkin esas kurallar, 85 ve 86. maddelerde yer almaktadır.
Madde 85, AB Rekabet Kanunu’nun spor müsabakalarının