Can KANTAR

Krizde risk servet sıfırlar
 
Bir yılı daha geride bıraktık. 2008 yılının finali gerçekten kötü oldu. ABD’den yayılan küresel finansal kriz dalga dalga tüm ülkeleri vurmaya başladı. Sigorta sektöründe bunun sonuçlarını görmek için aradan en az bir yıl geçmesi gerekiyor. Sigorta sektörü zaten 2008 yılının başından itibaren önce türban, sonra AKP’nin kapatılma davası ile ve en sonunda da erken seçim söylentileriyle zaten son derece kötü geçirmişti. Bunların etkisiyle yıllar süren enflasyonun üzerindeki büyüme ne yazık ki 2008 yılında enflasyona göre eksi büyüme ile kapatacağa benziyor.

Sigorta sektörünü gelecekte sıkıntılı günlerin beklediği bir gerçek. Fakat umudumuzu yitirmemeliyiz. Çünkü gerçekten bu gibi kriz günleri bazı konuların anlaşılmasına da yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Bu konuda iki ayrı açıdan bakılmalı. Birincisi sigorta sektörü açısından bakıldığında müşterinin yanında olunacağı bir dönem. Sigortacılar müşterilerine karşı imajını yenilemek için bence bir fırsat. Bol müşteri ziyareti ile sigortanın önemi hissettirilmeli.

Olaya tüketi açısından bakıldığında durum farklı. Sigorta sektöründe yıl sonuna doğru, işlerin pek iyi gitmemesi nedeniyle ciddi bir rekabet ortamı oluştu. Fiyatlar neredeyse dip yapmış durumda. Bundan sigortalılar karlı çıktığı bir gerçek. Ama diğer bir fırsat ise hiç sigorta yaptırmamış vatandaşlarımızın da bu durumdan faydalanabilmesidir. 5500 YTL’ye kaskosu yapılan bir BMW X5 ‘in yeni poliçe fiyatının 2000 YTL’ye indiği söyleniyor. Bunun için tüketicilerin en iyi fiyatı alabilmeleri için birden fazla şirket ile çalışan acenteleri tercih etmeleri gerekiyor. Büyük kurumsal işletmelere ise brokerler de hizmet verebilir. Ama öncelikli acentelerine “en iyi fiyatı bana bulur musun?” bile diyebilirler. Şimdiki piyasa koşullarında herşey mübah denebilir. Büyük işlerde poliçeni hangi şirketten olursa olsun bana getir ben yüzde 20-30 altında fiyat veririm diyen şirketler vardı geçtiğimiz sene.

Burada tüketicinin yine de dikkat etmesi gereken konular var. Her ucuz poliçe en iyisidir demek doğru olmaz. Öncelikle içindeki kapsamlar karşılaştırılmalı. Sonrasında sigorta şirketinin müşteriye yaklaşımı yani müşteri memnuniyeti önemli oluyor. Tüketici büyük şirket küçük şirket ayırımı pek yapmamalı . Çünkü sigorta şirketinin iyi bir şirket olup olmadığı hasar anında belli olur. Sigorta şirketi seçerken biraz seçici olmak gerekir.

Öncelikle gelir seviyesi düşük vatandaşlarımız, kurumsal anlamda da KOBİ’lerimiz mutlaka sigortalarını yaptırmaları gerekir. Çünkü gelir seviyesi düşük olanın kaybettiği değeri tekrar yerine koyması bir o kadar da zordur. Sigorta zengin işi değildir. Sigortayı asıl geliri düşük vatandaşlar yaptırmalı. Özellikle kriz ortamlarında insanın başına birşey geldiğinde altından kalkılması bir o kadar zordur.

Sigorta yaptırırken, lütfen bilgilendirme formunu baştan sona okuyun, kafanıza birşey takıldığında yanınızda ki acentenize sorun. Yok yazılar küçükmüş, yok vakit yok demeyin. Bilgilendirme formunu okuyup imzalamak zaten yasal bir zorunluluk. Hazine bu bilgilendirme yönetmeliğini çıkardığında, poliçe satın alınması sonrası tüketici ile sigorta şirketlerinin arasındaki sorunların işin başında çözmeyi hedefliyordu.

Sigorta bir ihtiyaçtır, sigorta zamanı geldiğinde bir cansimididir. Benim hazırladığım TRT-2’de Pazar günleri saat 16.55’de yayınlanan “Hayatımız Sigortalı” programına konuk olan sigorta şirketi genel müdürü bir sigortalısının 1000 YTL’lik bir sağlık poliçesi satın almasına rağmen, yakalandığı bir hastalık tedavisi için bu güne kadar 400 bin YTL harcama yapıldığını ve tedavinin devam ettiğini söyledi. Allah korusun sağlık ile ilgili bir sorun serveti sıfırlar bile. Bir sağlık sigortası poliçesinin ayda 60-70 lira karşılığı satın alınabildiğini herkese söylüyorum inandıramıyorum. Ama sadece büyük risklere karşı ve yatarak tedavi kapsamında. İşin içine poliklinik hizmeti girdiğinde fiyat 3 katına katlanabiliyor. Biz ayakta tedavilerimizi karşılayabiliriz. Şurup veya bir iki ilacı kendi cebimizden alabiliriz. Ama önce verdiğim örnekte ki gibi bir durumla karşılaşıp 400 bin YTL para harcamak her babayiğidin harcı değil. Bu nedenle sınırsız yatarak tedavi poliçesini en fazla 1000 YTL’ye alıp bu riskleri kafamızdan silmek daha kolay değil mi? Aylık cep telefonlarına verdiğimiz paraları düşünürsek sağlığımızı garantiye almak için ayda 60-70 YTL bir kenara ayırmak o kadar da zor olmamalı. Mutlu ve sağlıklı seneler dilerim.