İĞNE Bedii OKYAY
Aydın sorumluluğu
 
Toplumlarda aydınlar aydınlamanın ışıklarıdırlar. Nasıl ki zifiri karanlıkta bir mum sanki güneş gibi ışık verirse karanlığa mahkum edilen toplumlarda da her bir aydın bin mum olup toplumu aydınlatmalıdır.
85 yıllık Cumhuriyet tarihimizin sayıları az ama işlevleri çok öncü aydınları imkansızlıklara rağmen aydın olmanın sorumluluğu ile inanılmaz başarılara imza atarak her türlü dogma ve fanatizmin tutsağındaki Türk toplumunda akılcılığı egemen kılmak için büyük uğraşlar vermişlerdi.
Bilimin ışığında aklını kullanabilme yetisi kazanmış ve kendini aydın olarak tanımlayan insanlarımızın sayısı azımsanamayacak ölçülere geldiği halde toplumumuz neden istenilen seviye ulaşamadı? Acaba yeterli sayıda aydınımız mı yok, yoksa aydınlarımız toplumu aydınlatma görevlerinin mi bilincinde değiller veya halk ile iletişimleri mi yok, daha kötüsü halka tepeden mi bakıyorlar?
Soruyu genişletelim; Ya da hepsi mi?Beyaz Zambaklar Ülkesinde adında bir kitap okumuştum. Kitap bir avuç aydının önderliğinde, askerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına, okuyandan eli kalem tutabilene kadar her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek her türlü fakirliğe ve imkansızlıklara rağmen nasılmodern ve çağdaş bir Finlandiya yarattıklarının imrenilecek öyküsünden bahsediyordu.
Acaba bizler yani bu ülkenin kısıtlı imkanları ile okutulup bir yerlere gelebilmiş şanslı insanları kendi ailemiz ve yakın çevremiz dışında ülkemiz adına halkımız için ne yapıyoruz? Aydının aydınlatacağı hedef kitlesi diğer aydınlar mı ki devamlı birbirimizle yazışıyor veya konuşuyoruz da laf bezirganlarının hurafeleri ile beyin tutulmasına uğramış saf ve temiz halkımıza iki laf etmekten kendimizi sakınıyoruz.
Lütfen silkinip kendimize gelelim ve bu seçkinci aydın tavırlarımızı bir tarafa bırakıp sorumluluk bilinci ile halkımızla iletişim kurmanın yollarını arayalım.
Yoksa çok geç olacak!