PERİSKOP Mehmet Uğur CİVELEK
Ekonomist
EKONOMİNİN FAY HATLARI HAREKETLENİYOR!..
 
Bu yılın üçüncü çeyrek döneminde küresel ölçekte yaşanan finansal piyasa eğilimleri geleceğe yönelik belirsizliği önemli ölçüde arttırdı. Parasal genişlemenin sağlayabileceği faydadan çok daha büyük yan tesirler üretebilecek konuma gelmesi bu sonuçta belirleyici oldu. ABD Merkez Bankası Federal Reserve’nin para politikasına ilişkin yeni söylemi bu durumu açığa çıkararak riskten kaçınma eğilimini güçlendirdi: gelişmekte olan ekonomiler sert bir şekilde sarsılır iken küresel kırılganlık önemli ölçüde arttı. Sürdürülebilir olmayan bir rotada sorunları ağırlaştırarak günü kurtarmanın birikmiş faturası, durumun farkında olan herkesin uykularını kaçırmaya başladı.

2000’li yılların başından itibaren deflasyonist baskılar nedeniyle gevşeyen gelişmiş ekonomilerin para politikaları sahte bir cennet yaratmış, hesapsızca risk alınmasına sebep olmuştu. Bu süreçte giderek olumsuzlaşan rekabet koşulları nedeniyle üretim cephesindeki sıkıntı büyürken, hizmet sektörü sağlıksız bir şekilde büyümüş, varlık değerlerinin balonlaşması nedeniyle bilançolar sağlıksız bir şekilde büyümüştü. Getiriler kademeli olarak azalır iken risklerin artıyor olmasına büyük ölçüde kayıtsız kalınmıştı. Bu basiretsizlik 2008’deki küresel kredi krizinin sebebi olmuştu, ancak öncelikle güven bunalımının aşılması gereği ve çıkar çatışmaları yanlışların doğruya dönüşmesini, yaşananlardan ders çıkarılmasını engellemişti. Sermaye, hızlanan bir şekilde gelişmişlerden gelişmekte olanlara aktı ve onların da büyüme potansiyelini süratle tüketerek son iki yıldır kademeli olarak durgunlaşmasına sebep oldu. Yabancı sermayenin artık evine dönme vaktinin gelmiş olması ciddi bir tıkanıklık yarattı.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız genel tablo öncelikle gelişmekte olanları sarstı. Türkiye ekonomisi de en olumsuz etkilenen ülkeler arasında yer aldı. Menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerleri hatırı sayılır ölçüde geriledi, faizler yükseldi, Türk Lirası yüzde 15’i aşan oranda değer kaybetti, bilançolar ve beklentiler bozuldu. Yaşanan finansal sarsıntıya rağmen yabancıların büyük kısmı riskini azaltma fırsatı bulamadı, çıkamadı. Faaliyet dışı gelir üretmesi için alınan pozisyonlar telafisi nerede ise imkansız zararlar üretmeye başladı. Riskten kaçınma eğiliminin yalnız gelişmekte olan ekonomileri değil, gelişmişleri de şiddetli bir şekilde sarsabileceği gerçeği açığa çıktı. Küresel ölçekte finansal belirsizlik ve kırılganlık arttı; tüm Merkez Bankaları’nın itibarı üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı, eylemden çok sözel müdahaleler ile gelişmelerin kontrolden çıkmasını önlemeye çalıştılar.

Bu yılın üçüncü çeyrek döneminde yaşanan gelişmeler küresel ölçekte büyüme tahminlerinin aşağı, enflasyon ve işsizlik öngörülerinin ise yukarı yönde revize edilmesine sebep oldu. Yıl sonuna ve 2014’e ilişkin beklentiler hatırı sayılır ölçüde olumsuzlaştı. Nafile bir çaba ile çizilen pembe tablolar inandırıcı olamadı. Riskten kaçınma eğilimi şimdilik yıkıcı bir paniğe dönüşmedi, fakat risk alma isteğini arttırabilecek herhangi bir sebep veya yeni bir hikaye de kalmadı.

Merkez üssü gelişmekte olan ekonomiler olan yeni bir kredi krizi sarsıntısının ayak sesleri herkesi rahatsız etti. Gelişmişler durgunluktan çıkamıyor iken parasal genişlemeye rağmen gelişmekte olanlardaki durgunlaşmanın hızlanması, durumu gizlemenin nerede ise imkansız hale gelmesi sıkıntıyı iyice arttırdı. Gelişmiş ekonomi Merkez Bankaları parasal genişlemeyi kıssa da olmuyor, kısmasa da. Gelişmekte olan ekonomilerin daralması da sorun üreterek sağlıksız şekilde büyümesi de küresel bir kabus niteliği taşıyor; birinde deflasyonist diğerinde ise enflasyonist baskıların tahammül sınırlarını zorlayabileceği artık daha net bir şekilde algılanıyor. Herkesin aynı gemide oluşu ve hiçbirinin durumunu diğerlerinkinden bağımsız hale getiremeyişi olumlu düşünmeye izin vermeyen bir açmaz yaratıyor. Bu ortamda aman sakin olalım, güvensizlik yaratmayalım türden söylemler de pek bir işe yaramıyor; zira bu tür söylemin sahiplerine de artık şüphe ile yaklaşılıyor…
Federal Reserve denedi, ama olmadı!..