BAŞKANDAN Murat SARAYLI
TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı / Avrupa Genç İşadamları Konfederasyonu (YES) Başkanı
Ekonomide İkinci Yarı Yıl Beklentileri ve Önerilerimiz
 
Türk ve dünya ekonomisinin gündemi dikkate alındığında, Mayıs ayından bu yana geride kalan 4 aylık zaman dilimi içerisinde hayli tempolu bir dalgalanma dönemi geçirildi. ABD Merkez Bankası FED’in faiz artışları ve bir türlü gevşemeyen ham petrol fiyatları ile önemli bir motivasyon kaybına uğrayan dünya piyasaları, Mayıs ve Haziran aylarındaki çalkantı ile gelişmekte olan ekonomilere de kimi kayıplar yaşattılar. Bu dönem içerisinde patlak veren Orta Doğu gerginliği ise Türk dış politikası açısından dikkatle izlenmesi gereken bir sürece işaret etti. Bu çerçevede, Türk ekonomisinin sonbahara sadece ekonomik gündem maddeleri ile değil, AB süreci ve Lübnan’da görevlendirilmesi düşünülen ‘Uluslararası Barış Gücü’ne Türkiye’nin de asker göndermesi ihtimaline benzeri politik gündem maddeleri ile de girdiği görülmekte. Özellikle, Haziran ayı sonunda yayınlanması söz konusu olan, bununla birlikte Eylül ayı sonuna kaydırılan Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporu ve AB Komisyonu’nun gelenekselleşmiş ‘İlerleme Raporu’ öncesi, Hükümet’in Meclis’i Eylül ayında özel gündem ile olağanüstü toplantıya çağırması da değerlendiriliyor. 9. Anayasa Paketi’nin Eylül ayında Meclis’ten geçmesinin, söz konusu AB kurumlarının Türkiye raporlarında olumlu bir etki yaratması beklenmekte. Bununla birlikte, Kıbrıs konusunun hassasiyetini koruduğu da gözleniyor.

Yurtiçinde ise, ekonomi çevreleri bir yandan makro ekonomik göstergelerin seyrini, bir yandan da faiz ve kur seviyesini yakından izlemekte. Haziran ayında hayli yüksek çıkan maliyet enflasyonuna karşılık, Temmuz ayında bu defa talep enflasyonun beklenenden yüksek gelmesi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı 0,25 puanlık yeni faiz artışlarını gerçekleştirmeye yönlendirebilir. Bununla birlikte, ABD’nin enflasyon verilerinin beklenenden iyi çıkması ve ABD Merkez Bankası’nın 8 Ağustos’taki toplantısında faiz artışlarına ara vermesi, Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilere global yatırımcı ilgisinin yeniden canlanabileceği yönündeki umutları kuvvetlendiriyor. Bu nedenle, enflasyon, dış ticaret ve cari işlemler açığı benzeri kritik makro verilerin ekonomi dünyası tarafından yakından izleneceği ifade edilebilir. Bu noktada, yılın ikinci çeyreğine yönelik büyüme beklenti-lerinin iyimser olduğu görülmekte. Sanayi üretiminin, Haziran ayındaki rekor ihracat hacmi ile, yılın ikinci çeyreğini rekor bir seviyede kapatması, yüzde 9,6’lık bir üretim artışının GSMH büyümesine de olumlu katkı sağlayabileceğine işaret ediyor. Bu nedenle, 2006 yılının ikinci yarısına yönelik beklentiler önem arz etmektedir.

TÜGİAD olarak bu gelişmelerin ışığında, 2005 yılında olduğu gibi, üyelerimizin katkıları ile, 2006 yılının ilk yarısının makro değerlendirmesine ve yılın ikinci yarısına dönük beklentilere ışık tutacak bir raporu tamamladık. Özellikle, söz konusu rapora, hazırlanan anket çerçevesinde önemli katkı sağlayan üyelerimizin görüşleri, ilgili raporun ikinci bölümünde geniş bir şekilde değerlendirildi. Ankete verilen cevaplar, üyelerimizin yarısının şirket faaliyetlerinin son yaşanan ekonomik dalgalanmadan etkilendiğine işaret etmektedir.Etkilenme, şirketlerin yatırımlarında azalma / askıya alma, iç satışlarda yavaşlama; olumlu yönde ise, ihracatta artış beklentisi olarak şekillenmektedir. Kurlardaki artışın üretim maliyetlerini de etkilediği ifade edilmektedir. Nitekim, ankete katılan üyelerimizin yarısı ürettikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarını yılın ikinci yarısında artırmayı düşündüklerini ifade etmektedirler. Fiyat artışlarının yarısının yüzde 10 ve altında, yarısının ise yüzde 10’nun üzerinde yapılması öngörülmektedir.

TÜGİAD üyeleri ekonomik dalgalanmanın ardından, ekonomi yönetiminin önceliği üretim ve ihracata yönelik desteklerin artırılmasına vermesini istemektedirler.Ayrıca ekonomikbeklentileriniyileştirilmesi için, üyelerimizin yaklaşık yüzde 86’sı IMF ile ilişkilerin devamını arzu etmektedir.Kurlardaki artışa rağmen üyelerimizin yarısının YLT’yi halen değerli görmesi de şirketlerin rekabet gücü ve YTL’nindeğeri ilişkisi açından önemli bir veri olarak öne çıkmaktadır.

Üyelerimiz, ekonomik dalgalanma sonrası yeniden istikrar istemektedirler. Bu nedenle üyelerimizin tamamına yakını, 2006 yılı ikinci yarısında bir erken genel seçim istememektedir. Ayrıca,2006 yılı ikinci yarısında yapılacak bir erken genel seçimin ekonomiyi çok olumsuz etkileyeceğini düşünmektedirler. Yine anket verilerine göre yılın ikinci yarısında AB ile ilişkilerde sıkıntı ve belirsiz bir dönem yaşanacağı ancak ne olursa olsunilişkilerin kopmayacağı düşünülmektedir.

TÜGİAD üyeleri yıl sonunda enflasyonun yüzde 10’un altında, ihracat hacmini 87,8 milyar dolar, ithalat hacmini 123,4 milyar dolarda ve büyüme hızını da yüzde 5’in bir miktar altında öngörmüşlerdir. Ankete katılan üyelerimiz yıl sonu için ortalama dolar tahminini 1,7750 YTL seviyesinde öngörmektedir.

Raporun son bölümünde ise, reel sektörün sorunlarına çözüm anlamında; işletmelerin rekabet gücünün artırılmasına yönelik olarak bir “mikro program” hazırlanmasını, bu amaçla özel sektör katılımcıları ile ekonomi yönetiminin birlikte yer alacağı bir ‘Çalışma Konseyi’ oluşturulmasını önermekteyiz. Vergi Konseyi gibi sürekli çalışması önerilen bu konseyin sonbaharda uygulamaya konulacak bir programı öncelikle hazırlaması ve bu konuda Dünya Bankası’ndan da yeni bir program kredisinin alınmasını tavsiye etmekteyiz. Devlet desteklerinin ise bu program için yeniden düzenlenmesi gereğini vurgulamaktayız. Ayrıca, vergi alanında verginin yaygınlaştırılması ve kayıt dışı ekonomi ile mücadelede yeni bir hamlenin başlatılması gereğine yeniden dikkat çekiyoruz. Bu yolla, öteden beri kayıt altındaki işletmelerin üzerindeki ağır kamu yüklerinin hafifletilmesine yönelik çabaların arttırılması gereğine de işaret etmekteyiz. İşgücü piyasasında ise çalışma, iş, ücret ve sosyal güvenlik koşullarının çok katı olduğunu hatırlatarak, işgücü piyasasının esnekliğinin artırılmasını ve işletmelerin rekabet gücü ile ücret ve istihdam (işsizlik) arasında daha sağlıklı bir dengenin oluşturulmasını önermekteyiz. TÜGİAD üyelerinin önemli katkıları ile hazırlanmış olan bu raporun, iş dünyası açısından ilgiyle değerlendirileceğine inanıyorum.

  Defending our rights in EU, which is a union of negotiations, makes us closer to EU
  Turkey in the Barcelona Process… Will Turkey be the Guest or the Host?
  Turkey Must Aim To Be In The First 50s In 2012
  DEMOCRACY AND THE SUPREMACY OF LAW
  NEED OF CHANGE IN POLITICAL UNDERSTANDINGS
  TO BE ABLE TO RUN LONG AND RACE AGAINST TIME
  2007; COMPROMISE AND STABILITY
  LET’S PROTECT THE ECONOMIC STABILITY TOGETHER
  SECOND HALF YEAR EXPECTATIONS FOR THE ECONOMY AND OUR PROPOSALS
  NEGOTIATION PROCESS DURING TURKEY’S JOURNEY INTO EU
  TURKEY MAY CONTRIBUTE TO EUROPEAN ENERGY SECURITY
  THE HARD WALK FOR TWENTY YEARS AND THE TEMPO OF THE 10TH PERIOD
  TURKEY HAS TO UNDO ITS MEMORIZATIONS
  The Real Process Is Going To Begin From Now On
  THE AGENDA IN TURKEY IS THE EU AND AT THE EU THE AGENDA IS TURKEY
  For Turkey Of Our Dreams...
  OPEN LETTER TO THE EUROPEAN COUNCIL, REFORM LEADERS
DEMAND: MAKE EUROPE SOCIAL AGAIN!
  TURKEY-EU RELATIONS, TASK AND RESPONSIBILITIES