Öznur YEĞEN ÇOBAN

Acıbadem Maslak Hastanesi teknolojisiyle fark yaratıyor
 
Türkiye'nin global olarak sağlık sektöründe önemli bir destinasyon olabilmesi için bazı düzenlemelerin yapılabilmesi ve gerekli adımların atılması için ön ayak olunması gerekir.
 
Ülkemizin sağlık alanında lider bir kuruluşunda hastane yöneticisisiniz. Sağlık alanında vizyon ve misyonunuzu nasıl tanımlarsınız?
Acıbadem Sağlık Grubu olarak vizyonumuz, sağlık sektöründeki ilkleri gerçekleştirerek, yüksek teknolojiyi kullanan, dünyada tıptaki tüm gelişmeleri izleyen, bilgisini sürekli geliştirip yenileyen hekimler ve sağlık personeliyle hizmet vererek, uluslararası alanda da saygınlığı, güvenilirliği tanınan bir marka olmaktı. Bu vizyon çerçevesinde 18 yıldır sağlık sektöründe hizmet veriyoruz. Bu hizmetleri verirken en önemli misyonumuz, entegre bir sağlık tesisi kurarak, sağlıktan kazandıklarımızı yine sağlığa yatırmak, halkımıza nitelikli ve kaliteli sağlık hizmetini sunmaktı. Acıbadem markası artık nitelikli ve kaliteli sağlık hizmetini, gelişen en son teknolojiyi kullanarak, JCI (Joint Commision International) standartlarını gerçekleştirip uluslararası arenada da kabul görmüş, hisseleri İMKB`de işlem gören tek sağlık şirketi konumuna gelmiştir.
Acıbadem yurtdışında da benzeri olmayan, kendine özgü entegre bir sağlık modeli yaratmasıyla da bir ilke imza atmıştır. Grubumuz 2009 yılında 5 hastane daha açarak şube sayısını 26`ya, 2010 yılında ise 27`ye çıkaracaktır. Hastaneler ve tıp merkezlerimizin dışında iştirak şirketlerimizden Acıbadem Sigorta, Aplus, Acıbadem Proje Yönetimi, Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri A.fi.`nin yanısıra, bu yıl Acıbadem Üniversitesi`nin de eğitim öğretime başlayacak olması vizyonu ve misyonumuzun geldiği en son nokta olmaktadır.

Ülkemizdeki sağlık sisteminin güçlü ve zayıf yanları nelerdir sizce?
Türkiye`de son 20 yılda özel sağlık sektörü günlük hayatımızda daha önemli bir yer edindi. Çünkü yıllardır devlet hastanelerinde, üniversite hastanelerinde tıbbın birçok alanında kuyrukların oluştuğunu hepimiz bilmekteyiz. Bu durum günümüzde de devam etmekte. Özel hastaneler büyüklük olarak hiçbir zaman kamunun vermiş olduğu ölçekte geniş halk kitlelerine hizmet veremez. Sosyal güvencesi olanlar elbette öncelikle kamu hastanelerinden hizmet almayı tercih edeceklerdir. Ancak Sağlık Bakanlığı`nın, özel hastanelerden de kısmi de olsa sosyal güvence sistemlerini kullanarak hizmet alınabilmesini sağlaması hem halkımız için hem de biz özel hastane hizmet sunucuları açısından önemli bir gelişmedir. Sağlık hizmetinin tamamının özel kurumlarca verilmesi, nüfusu hızla artan bir ülke açısından mümkün değildir. Özel hastanelerin sistemdeki payı ve edindiği yer bellidir.
Özel sağlık alanında devletin, kendi kaynakları ve gelirlerinden başka varlığı olmayan, devletçe sübvanse edilmeyen, yıllardır kaliteli hizmet veren, markalaşmış sağlık kuruluşlarının yasal düzenlemeler ile de rahatlatılması gerekiyor. Özel hizmet sunucuları açısından mevzuatlarda sık sık değişiklikler yapılması, kamunun yanında SGK güvencesini kullanarak özel sektörden de hizmet almak isteyen halkımızın mağdur olmasına neden olmaktadır. Özel hizmet sunucuları olarak bizler yasaların dışına çıkmadan hizmet vermeyi birinci önceliğimiz yaparken, hastanelerimizden hizmet alan vatandaşlarımızın da SGK güvenceleriyle daha çok yararlanabilmesini, bunun yanısıra da verdiğimiz hizmetin karşılığını devletten daha kısa sürede alabilmek istiyoruz.

Sağlık sistemimizin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz ve uluslararası boyutta değerlendirdiğinizde ülkemizi sağlık alanındaki nerede görüyorsunuz?
Özel sağlık sektörü Türkiye`de gelişiyor, sektöre yeni aktörlerin de girmesiyle birlikte özel hastane sayısı artıyor. Bu büyüme çok kontrolsüz bir şekilde gitmekteyken Sağlık Bakanlığı doğru bir adım atarak, yapılacak her türlü yatırım için izin alınmasını, bir planlamaya göre yeni yatırımların yolunu açmayı sağlayan yasal bir düzenleme yaptı. Bu yasal düzenlemeyi olumlu karşılıyoruz. Artan rekabet ortamında, devletin yatırımların planlamasına olanak tanıyıp, çeki düzen vermesi, kaliteli ve nitelikli hizmet veren özel sağlık kuruluşlarının hak ettiği yeri bulmasını sağlayacaktır.
Özel sağlık sektörü uluslararası boyutta değerlendirildiğinde, yüksek teknolojiyi kullanan, kendi alanında deneyimli ve birikimli hekimlerle çalışan kurumların daha fazla sayıya ulaştığı günlere geldi. Ancak uluslararası arenada da tanınmak için bunlar yeterli değil. Sağlık sektörüyle ilgili lobicilik faaliyetlerinin bir devlet politikası olarak uygulanması, desteklenmesi gerekiyor. Yatırımları, altyapısıişletmecilik başarısı, teknolojik üstünlüğüve en önemlisi rekabetçi tıbbi sonuçları ile ileri düzeyde olan lider sağlık kuruluşlarına yurt dışından yabancı hasta gelebilmektedir. Dolayısıyla Türkiye`nin global olarak sağlık sektöründe önemli bir destinasyon olabilmesi için bazı düzenlemelerin yapılabilmesi ve gerekli adımların atılması için ön ayak olunması gerekir.

Acıbadem Maslak Hastanesi`nin özelliklerinden ve verilen hizmetlerden söz eder misiniz?
Acıbadem Maslak Hastanesi teknolojisiyle fark yaratıyor

Acıbadem Maslak Hastanesi, dünyada kullanılan en son teknoloji cihazları Türkiye`de hizmete sunuyor. Ayrıca her türlü tıbbi bilgi, elektronik kayıt sitemiyle en güvenli şekilde hekime ve hastaya dijital ortamda sunuluyor. Hasta odalarında ve hasta oda kapılarında güvenli dijital ekran sistemi bulunuyor. “Elektronik İlaç Yönetim Sistemi” Pyxis’in gelişmiş bir versiyonu ile hata payının sıfıra indirilmesi, ilaçların güvenli kullanımı ve dolayısıyla da hasta güvenliğinin maksimum düzeyde sağlanması mümkün oluyor. Kablosuz dijital röntgen cihazı sayesinde hasta yatağında film çekimi kolaylaştırılıyor.

Radyoterapi 30 Dakikadan 1 Dakikaya İndi
Avrupa’da sayılı merkezde bulunan, Ortadoğu’da ve Türkiye’de ilk kez kullanılan ve 30 dakikalık kanser tedavilerini 1 dakikaya indirebilen “Rapidarc” teknolojisi, “Hacimsel Yoğunluk Ayarlı Arc Tedavisi” olarak da adlandırılıyor. Rapidarc teknolojisi diğer cihazların aksine, hasta etrafında dönerek, hastanın hareket etmesine fırsat vermeden tedavinin hızlı bir şekilde yapılmasını sağlıyor.

Hassas Dokuları Koruyan Teknoloji (IMRT):
Tümör, vücutta radyasyona hassas ve korunması büyük önem taşıyan bir organı sarıyorsa ya da organın yakınına kadar geliyorsa kullanılır. Örneğin, bazı baş boyun kanserlerinde omurilik çevresinde tümör varsa veya tükürük bezlerinin korunması mümkünse bu yöntem ön plana çıkıyor. Ayrıca aynı bölgeye ikinci kez ışın verilmesi gerekiyorsa da kullanılabilir.

Tümör Hareketliyken Bile Doğru Işınlama (IGRT):
Bu cihaz ile her gün hastanın tedavi bölgesinin kesitsel olarak görüntüsü alınarak çevre organlardan ve tümörün hareketinden kaynaklanan yanlışlıklar düzeltilebilmekte ve her gün tümörün hassas bir şekilde ışınlanması sağlanabilmektedir. Tümörün içine konan bazı işaretler ya da kemik yapıları dikkate alınarak, IGRT ile her gün tümörün planlanan dozda ışınlanması sağlanabilmektedir.

Yetişkin ve Çocukların Kalp Ritmine Özel Laboratuvar:
Acıbadem Maslak Hastanesi`nde “Erişkin-Pediatrik Kardiyoloji Bölümü”ne bağlı “Elektrofizyoloji Laboratuvarı”nda ritm bozukluklarına yönelik özel tedaviler yapılıyor. Kalpte ortaya çıkan ritm bozuklukları, hastaların sık sık acil servise gitmesine ve ömür boyu ilaç tedavisi görmesine neden oluyor. Tedavide kullanılan yöntemlerden birisi radyofrekans enerjisinden yararlanılarak uygulanıyor. Kasıktan girilerek kalbin içine kateter (ince borucuk) ile ulaşılıyor. Bu kateterin ucundaki ısı 55-60 derece artırılıyor. Soğutup dondurma (eksi 80 dereceye kadar donduruluyor) işlemiyle ritm bozukluğu yaratan hücreler yok ediliyor.

Anne Adaylarına Odalarında Doğum İmkanı
Acıbadem Maslak Hastanesi`nde dokuzu ileri seviyede steril ve yüksek teknolojiye sahip toplam 14 ameliyathane ve bu ameliyathanelerde ısı vermeyen ışık sistemi kullanılıyor. “Ultra-clean” teknoloji sayesinde de, yüksek enfeksiyon riski olan girişimler güvenle yapılabiliyor. Kadın doğum bölümünde anne adaylarının kendi odalarında doğum yapabilmelerini sağlayan LDRP sistemi bulu