GENÇ DÜŞÜNCE Ayşen LAÇİNEL
İnsan Kaynakları Danışmanı
Hak Verilmez Alınır
 
Hak verilmez alınır mı? Yoksa hakkımızı verirler mi? Bir de ağlamayan çocuğa meme yok derler. Aslında keşke ağlamak gerekmeden ihtiyaçlar anlaşılsa ve karşılansa. Bazen maddi ödüllendirmeler, bazen manevi takdirler isteriz. Bazen her ikisini de. Kim neye göre zam alır? Kim neye göre terfi eder? Eşler birbirlerinin hakkına ne kadar saygılıdır? Kimin hangi hakları vardır? Bunları bangır bangır bağırmadan Emre KONGAR gibi bir eş olma anlayışını kaç erkek paylaşır? Emre KONGAR`ın `Kızlarıma Mektuplar` kitabında kızları bebekken eşiyle nöbetleşe bebeklere baktıklarını yazmıştı. Ne güzel, birbirini kollayan bir karıkoca anlayışı. İyi bir örnek. İster iş yaşantımızda ister özel hayatımızda isterse gündelik hayatımızda, anlayış bekliyoruz. İlgi istiyoruz, hakkımızın verilmesine ihtiyaç duyuyoruz. Alışveriş yaparken tüketici haklarının, evde eş haklarının, işte çalışan haklarının eksiksiz ve doğru uygulanmasını istemek en doğal hakkımız.
Bu haklarımız konusunu yeterince biliyor muyuz? Kanunlarda haklarımız nasıl yer buluyor? Haklarımızı nasıl savunabilir ve nasıl hakkımızı alabiliriz? Farkında mıyız? Her ne kadar birazdan haklarımızı şöyle bir özetleyecek de olsam işin püf noktası kimlere ne zaman cici ne zaman dur bir dakika diyeceğini bilmekte galiba. Her şeye razı olmamak, her şeye itiraz etmemek mühim nokta.

Avrupa Birliği ve Tüketiciler;
Avrupa Birliği’nin, sınırların olmadığı, üye ülkeler arasında sınır gözetmeksizin hizmetlerin alınabildiği, ürünlerin alım satımının yapılabildiği, sermayenin ve yurttaşların serbestçe dolaşabildiği ekonomik ve siyasi bir birlik olduğunu biliyoruz. Bu büyük pazarda, Avrupalılar, AB üyesi devletlerde, istedikleri ürünleri ek vergi ödemeden alabilirler. Avrupa Birliği’nin oluşturduğu ortak politikaya göre tüketicilerin 5 temel hakkı vardır:
1)Sağlık ve güvenliğinin korunması
2)Ekonomik çıkarlarının korunması
3)Aldığı kusurlu ürünlerin düzeltilmesi
4)Bilgilendirilmesi ve eğitimi
5)Temsil edilmesi. Avrupa Birliği`nin tüketiciyi korumaya yönelik kuralları; Reklamlar /Kapıdan Satışlar /Uzaktan Satışlar /Tüketici Kredileri /Fiyat Göstergeleri/ Ürün ve Gıda Güvenliği/ Haksız Sözleşme Şartları/ Tüketim Mallarının Satışı ile İlgili Garantiler/Ürün Sorumluluğu, alanlarını kapsar.
Tüketicinin sağlık ve güvenliğinin korunmasının birinci öncelik olduğu bu anlayış ile ürün güvenliğinin denetlenmesi ve zarar verebilecek taklitlerden kaçınılması hususunda detaylı düzenlemeler bulunmaktadır. Avrupa Birliği`nin gıda güvenliğine özellikle önem verdiğini biliyoruz. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumunun bu amaçla kurulduğu, çiftlikten çatala olarak ifade edilen yaklaşımla tasarlanan denetimler süreçleri de kontrol etmekte. Kısaca denetimler, yem üretiminden, ürününtüketici tarafından satın almasına kadarki tüm noktaları kapsamakta. Avrupa Birliği, bir taraftan tüketicilerin sağlığının ve ekonomik haklarını korumaya almaya çalışırken tüketicilerin bilinçlenmesi için de çaba harcıyor. Tüketiciler aldıkları bir ürün bozuk çıkarsa, değiştirme yapmak ya da ödedikleri parayı almak hakkına sahipler.
Bunun gibi pek çok örneğin verilebileceği konularda Avrupa Birliği üye ülkelerinin hem üretimde hem tüketimde insan sağlığına önem verdikleri, süreci tüm detayları ile belirledikleri ve izledikleri hem de tüketicilerin ekonomik olarak da mağdur olmamalarına dikkat ettikleri açıkça görülüyor. Bu çalışmalar AB`ye giriş sürecindeki ülkemizi de olumlu olarak etkiledi. AB mevzuatına uyum çerçevesinde TBMM, tüketici haklarını 11 Mart 2003 tarihinde güvence altına aldı. Bu konuda tevazu gösteremeyeceğim; bir başka güzel örnekte Eğitim ve Müşteri İlişkilerini yönettiğim kurumumun `Akıl Almaz Tüketici Hakları` adı altında -ilan ettiği manifesto olacak. TüketiciKanunu’nun revize edilmesinden önce müşterilerimizin haklarını yazılı olarak duyurup hizmetlerimizi bu hakları eksiksiz verecek şekilde tasarladık:
1) Gıdada İade Güvencesi
2)Promosyon Güvencesi
3)Taze Ürün Güvencesi
4)Sigorta Güvencesi
5)Fiyat Güvencesi
6)Basım Hatası Güvencesi
7)Gıda Güvencesi
8)Kasa Güvencesi .
Buradaki çıkış noktası, alışverişlerimizde biz ne istiyorsak, hangi konularda sıkıntı duyuyorsak bu beklentileri karşılayacak, sıkıntıları yaşatmayacak bir hizmet vermek oldu. Sözünü verdiğimiz hizmetlerde herhangi bir aksama olması durumunda müşterilerimizin ücretsiz tüketici hattımızı ya da genel müdürlük müşteri hizmetlerini aramaları yeterli. Müşterimizi dinleyip memnuniyet yaratacak çözümgetirmek öncelikli amacımız. Hak verilmez alınır ama en doğal alışveriş haklarımızın hizmete yansıması gerekir. Gelelim çalışanların haklarına.
Bir kadın olduğumdan kimse alınmadan Çalışan Kadın Haklarına değineceğim. İş Kanunu, 4857 Sayılı İş Kanunu 22 Mayıs 2003`te kabul edildi: Beşinci maddeyle ``işe alınmada, işten çıkartılmada, çalışma koşullarında eşit davranması ilişkesi kabul edildi." Kanunun 24. maddesinde, işveren, işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya cinsel tacizde bulunursa, işçinin haklı nedenlerle fesih hakkının olduğunu kabul ediyor.25. Maddede de işverenin aynı durumda fesih hakkı olduğu ifade ediliyor. Kanunun `Analık halinde çalışma ve süt izni` başlığındaki 74. maddesinde: Kadın işçilerin doğum izninin, 8 hafta doğum öncesi, 8 hafta doğum sonrası olmak üzere 16 haftaya çıkarıldığı belirtiliyor. Kadın işçilere 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmek için hangi saatlerde kullanılacağını kendisinin belirleyeceği 1.5 saatlik süt izni veriliyor.
Çalışan Kadınların hakları, aile hukukundaki düzenlemelerle kadına verildiği ifade edilen haklar, ülkemizde ciddiye alınan bir adalet yaklaşımının göstergesi. Haklarımızı bilmek ve haklarımızı almak için taleplerimizi söylememiz isteklerimizin hakettiklerimizin peşini bırakmamız gerekiyor.
Fazla haktan hukuktan bahsederek yazımı bitirmek istemiyorum. Adaletli, mutlu layık olduğumuz kaliteli bir hayatı yaşamayı ümit ederken, 2005bahar ve yazının moda trendlerine de değinmek istiyorum. Kadınız, güzeliz. KADINIZ, GÜZEL OLMAK EN BAŞTAKİ HAKKIMIZ: Bu sezon etnik esintiler moda. Krokodil, tay derisi gibi materyallerin süslendiği bilezikler, safari tarzı kıyafetler rahatlığı sevenler için hazırlanmış. Jean pantolonlar, elbiseler şifon, dantelli bluzlarla giyilebilecek. Hatta elbiseleri jean pantolonların üzerine giymek çok moda. İlkbaharın favori rengi ise yeşil. Yeşilin her tonun görebileceğiz bu sezon. Eteklerimizi dolaplardan çıkarma zamanı geldi. Kloş, çan, mini, midi etekleri atletler, kadife ceketlerle kullanabileceğiz. Özellikle pembe tonlarının, çiçekli, puantiyeli desenlerin olduğu bluzlarla şıklık yaratabiliriz.
Kadınız güzeliz, güzel olmak hakkımız. Sağlıklı,cıvıl cıvıl güzel bir sezon diliyorum. Güneş hem etrafımızı hem içimizi ısıtsın.