Oğuz TEZEL

Enerji zengini bir Türkiye için bilgi, ürün ve proje desteği vermeyi sürdürüyoruz
 
Siemens Enerji’nin faaliyet alanları nelerdir?
Sürekli artan elektrik ihtiyacı, dünyaya zarar vermeden nasıl karşılanır?

Entegre enerji şirketi Siemens, yenilikçi teknolojileri, müşteri odaklı çözümleri, uygun maliyetli yatırım ve finansman modelleri ile enerji ihtiyacını, dünya çapındaki lider bölümleriyle karşılıyor. Siemens’in özellikle enerji tedarikçilerine hitap eden çözümleri; petrol ve gaz endüstrisine yönelik çözümlerden elektrik enerjisi üretimi, iletimi ve dağıtımına yönelik çözümlere kadar uzanıyor. Enerji Dağıtım bölümünün Gebze fabrikasında, alçak ve orta gerilim sistemleri IEC standartları ve diğer Avrupa Standartları’na uygun olarak üretilip test edilirken; tamamen Türk mühendislerince geliştirilen SIMOPRIME ve 8BT serisi orta gerilim panoları yurtiçi ve yurtdışında pazarlanarak ülke ekonomisine katkı sağlanıyor. Üstün Türk mühendisliğiyle ulaşılan imalat kapasitesinin büyük bir kısmı “Dünya Teslimatçısı” sıfatıyla 5 kıtadaki 80’e yakın ülkeye ihraç ediliyor. Siemens Enerji Sektörü; Fosil Enerji Üretimi, Yenilenebilir Enerji, Petrol & Gaz, Enerji İletimi, Enerji Dağıtımı ve Enerji Servisi bölümlerinden oluşuyor.

Son yıllarda Enerji Sektörüne yönelik yapmış olduğunuz önemli işlerden bahsedebilir misiniz ?
Dünyada 1881 yılından beri 100`den fazla ülkede enerji santralı kurmuş ve ekipman sağlamış olan Siemens Enerji Sektörü’nün günümüzde işletmede olan 600.000 MW kapasitelik kurulu güçte imzası vardır. Türkiye`deki mühendislik ve üretim kapasitesi sayesinde, enerji santrallerinin orta ve alçak gerilim elektrik sistemleri, aydınlatma, topraklama ve komünikasyon sistemleri, kontrol ve kumanda sistemleri ve enerji dağıtım sistemlerinin tasarımı, imalatı, montajı ve devreye alınması Siemens Türkiye tarafından gerçekleştirilmektedir.

Siemens, 150 yılı aşkın süredir Türkiye’ye katma değer sağlamak için çalışıyor ve yatırımlarına devam ediyor.İstanbul Kartal’da, 90 bin metrekare üzerinde halen faaliyet gösteren ve üretim gerçekleştiren Siemens, Türkiye’deki büyüme planları çerçevesinde, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde 150 bin metrekare üzerine kurulan bir yatırıma imza attı. Enerji sektörüne yönelik üretimimiz, Avrupa’nın en modern tesislerinden birisi olan Siemens Gebze Tesisi’nde devam ediyor.

Dünyanın tek entegre enerji şirketi olarak müşterilerinin başarılarına odaklanan Siemens Enerji Sektörü’nün ürünleri, üstün Türk mühendisliği sayesinde,“Dünya Teslimatçısı” sıfatıyla, 5 kıtada, 80’e yakın ülkeye ihraç edilmektedir. Türkiye’deki büyüme vizyonu gereği olarak yatırımını başlattığı Gebze Tesisleri, modern altyapısı ve üretim kapasitesi ile Siemens’i ve müşterilerini hedeflerine daha kısa sürede ulaştıracak.

Siemens Gebze Tesisleri pek çok ilki barındırmaktadır. Avrupa’nın en yenilikçi tesislerinden birisi olan Siemens Gebze Tesisleri, Türkiye’nin ilk LEED Gold (Leadership in Energy and Enviromental Design) sertifikasını aldı. Bu sayede, doğal enerji kaynaklarını verimli şekilde kullanacak, çalışanlarına sağlıklı bir ortam yaratacak ve enerji maliyetlerinde tasarruf sağlayacak tüm özellikleri sunan bir tesiste üretim yapıyoruz.

Türkiye’deki Enerji Sektörününün performansını değerlendirirmisiniz? Buna bağlı olarak Dünya Enerji Sektörü ile kıyaslandığında Türkiye’deki gelişim ne durumdadır?
Siemens olarak Türkiye`nin enerji alanında yaptığı tüm hamleleri yakından takip ediyor ve destekliyoruz. Enerji zengini bir Türkiye için bilgi, ürün ve proje desteği vermeyi sürdürüyoruz.

Türkiye`nin bir enerji koridoru olması ve yüksek miktarda enerji üretmesi kadar enerji üretim kaynaklarını farklılaştırması, enerjiyi verimli ve akıllı kullanması da çok önem taşıyor. Akıllı enerji sistemleriyle tasarruf ederek, farklı alanlarda yatırımlar yapılması sayesinde ülkemize katkı sağlayabiliriz.

Son günlerde önemi daha da artan rüzgar santrallerinin devreye alınmasıyla mevcut güç akış yönleri değişecek ve bu da bazı dar boğazların yaşanmasına neden olacak. Akıllı şebekelerle buna çözüm bulunabilir. Ayrıca Akıllı Şebekeler sayesinde iki yönlü enerji akışı sağlanarak alternatif enerji üretim metotlarının da önü açılabilir.

Akıllı Şebekeler, merkezi bir sistem ile üretilen elektriği son kullanıcıya taşırken aynı zamanda son kullanıcıya da ürettiği enerjiyi elektrik şebekesini yöneten firmaya satma olanağı verir. Bu sayede konutlar bile potansiyel bir elektrik üreticisine dönüşebilir.

Türkiye`de de enerji koridoru olan diğer ülkelerdeki gibi Yüksek Gerilim DC (HVDC) uygulamalarına ve çift yönlü Akıllı Şebekelere geçilmesi, gelecek kuşaklara daha temiz bir dünya bırakılması için çok önemli.

Siemens Enerji’nin hedefleri nelerdir? Yenilenebilir Enerji konusunda yeni projeler ve yeni yatırım planlarınız var mıdır? Türkiye`nin rüzgar enerjisi konusundaki potansiyelinin yeterince değerlendirdiğini düşünüyor musunuz?
Dünya genelinde kurulumu Siemens’e ait 7800 rüzgar türbini bulunmaktadır ve tepe güçleri 8900 MW’a çıkmaktadır. Deniz aşırı rüzgar parklarında Siemens dünya lideridir. Güneş enerjisi konusunda da önemli projelere imza atmıştır. İtalya’nın en büyük güneş santrali devreye 2007 yılında alınmıştır ve bu projede Siemens’in büyük katkıları yer almaktadır. Türkiye de güneş ve rüzgar açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Bu projelerde Siemens Türkiye Enerji Sektörü, müşterilerine önemli avantajlar sunmaktadır.

Türkiye enerji üretiminin yüzde 48`ini doğalgazdan, yüzde 21`ini linyitten, yüzde 17`sini hidroelektrik, rüzgar ve jeotermal santrallerden, yüzde 8`ini kömürden ve yüzde 5`ini de fuel-oil`den karşılıyor. Yenilenebilir enerji, genel enerji üretiminde yüzde 2’ ye yakın bir yer tutuyor. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi bu enerjinin büyük bir kısmını Türkiye de dış kaynaklardan karşılıyor. Enerji üretiminde dış kaynak kullanımını azaltmak isteyen ülkeler farklı enerji türlerine özellikle alternatif enerji kaynaklarına yöneliyorlar. Enerji çeşitliliği sadece ekonomik gelişme için değil aynı zamanda çevre için de çok önemli.

Kömüre dayalı enerji üretimi ile yerel kaynaklarını kullanan Çin`de, pek çok şehir hava kirliliğinden neredeyse yaşanamaz durumda ve yakın zamanda dünyanın en çok kirlilik üreten ülkesi konumuna gelecek. Türkiye kendine Çin`den daha iyi bir yol çizebilir. Dünyada lider ülke konumunu pekiştirebilir, örnek ülke olabilir. Bunun için gerekli insan kaynağı ve teknoloji Türkiye`de mevcut.

Siemens bu dönüşüme destek olmak için tüm bilgi birikimini kullanmaya hazır.

Potansiyelin daha fazla kullanılması açısından neler yapılmalıdır? Bu bağlamda Devletin desteğini yeterli buluyor musunuz? Yatırımcıların yaşadığı sıkıntılar var mıdır?
Gelinen noktada Yenilenebilir Enerji Kanunu, TBMM’den onay almış değil. Kanun içeriğinin ve yenilenebilir enerji için verilecek alım garantisinin bilinmiyor olmasından dolayı yatırımcıları nezdinde ciddi soru işaretleri var.

Türkiye rüzgar açısından büyük bir potansiyele sahip. Halihazırda ulaştığımız yaklaşık 800 MW kurulu güç değeri, bugüne kadar bu konudaki potansiyelin yüzde 2’ye yakın bir kısmını değerlendirebildiğimizi gösteriyor. EPDK 2020 yılına kadar 20.000 MW’lık lisans vermeyi düşündüğünü belirtiyor. Bu durumda Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda 19 bin MW’lık ilave yatırımı devreye alması söz konusu. Verilen hedeflere ulaşmak için de süreçlerin daha etkin bir hale getirilmesi üzerine çalışmalar gerekmektedir. Uzun zamandır gündemde olan ve yerli üretim teşvikleri içeren yeni yenilenebilir enerji yasası da beklenen gelişmeler arasındadır. Bu önlemler özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye’ye daha fazla ilgi göstermesini ve ülkemize giren yabancı sermaye akışını çoğalmasını sağlayacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bu konuda çok yoğun çalışmalar bulunmaktadır. Önemli diğer bir konuda hızla gelişen rüzgar enerjisi sektörüne yönelik yetişmiş insan gücünün en kısa sürede kazandırılmasıdır.

Enerji iletiminde yeni teknoloji