MAVİ YOL Dr. Can Fuat GÜRLESEL
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı
3 Ekim Tarihine Kadar AB Takvimi
 
17 aralık zirvesinde Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin 3 Ekimde başlamasını da içeren kararın alınmasının ardından, AB ile ilişkilerde yeni bir aşamaya geçildi. Türkiye’nin önünde 3 Ekim tarihine kadar yoğun bir gündem bulunuyor. 3 Ekim tarihine kadar olan aşamada yapılacaklar ve müzakere hazırlıkları en az müzakere aşaması kadar yoğun ve önemli olacak. Bu nedenle 3 Ekim tarihine kadar her iki tarafın da yapacaklarını ve bunların sonuçlarını iyi değerlendirmek gerekiyor.

Müzakere İçin Kurumsal Yapı:
AB ile müzakereleri yürütecek kurumsalyapı oluşturulacak. Öncelikle kamuda karar alma mekanizmalarının uyum içinde çalışabilmesi için eşgüdüm yasası çıkartılacak. Kurumsal olarak AB müzakere heyeti ile baş müzakereci belirlenecek ve yine bu çerçevede müzakerelerde ana sorumlu kurum tespit edilecek.Şubat ayı sonuna kadar kurumsal yapının şekillenmesi gerekiyor.

Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB):
AB Komisyonu, Türkiye’nin kısa ve ortavadeli siyasi ödevlerini içeren güncelleştirilmişKOB’u hazırlayacak ve Türkiye’ye iletecek. KOB siyasi ve idari alanda yapılacaklar listesini sunarak bir ölçüde Türkiye’yi müzakerelere hazırlayacak. KOB’un Mart ayında Türkiye’ye verilmesi öngörülüyor. Türkiye ise Kopenhag kriterlerini zaten tamamladığını ve bu nedenle güncelleştirilmiş KOB ile yeni siyasi taleplerin getirilmemesi isteğini AB’ye iletti.

Türkiye güncelleştirilmişKOB ile daha çok işleyen pazar ekonomisi kavramı çerçevesinde ekonomik istişarenin ağırlık kazanmasını istiyor.

Buna rağmen güncelleştirilmiş KOB ile demokratikleşmenin derinleştirilmesi, siyasi hayat, askerin konumu, azınlık hakları, yolsuzluklar, yargı sistemigibi konularda yeni reform istekleri gelebilecektir.

Ulusal Program:
AB’nin güncelleştirilmiş KOB’u vermesinin ardından, Türkiye KOB’u temel alarak yapacağı reformları ve bunların takvimini belirleyerek kendi Ulusal Programını hazırlayacak ve bunu AB’ye iletecektir. Türkiye’nin Ulusal Programı en geç Haziran ayı içinde vermesi beklenmektedir.

Troyka Toplantısı:
7 Mart tarihinde Ankara’da Türkiye ile AB Troykası bir araya gelecek.Siyasi anlamda bu en üst düzey ikili toplantıda müzakere öncesinde yapılanlar ve yapılacaklar bir kez daha karşılıklı olarak değerlendirilecektir.

Ortaklık Konseyi Toplantısı:
Nisan veya Haziran ayında yapılması beklenilenOrtaklık Konseyi toplantısı iki taraf arasındaki en yüksek karma organ toplantısı olması açısından önem taşıyor. Bu toplantıda müzakere sürecinin nasıl yürütüleceğine ilişkin karşılıklı görüşmeler yapılacak.

Görüşmelere kadar Türkiye’nin müzakere yöntemini, taleplerini, koşullarını ve daha geniş anlamda müzakere stratejisini belirlemesi gerekiyor. Bu toplantıda yapılan karşılıklı değerlendirmeler sonucunda AB kendi müzakere çerçevesini netleştirecek.

Müzakere Çerçeve Belgesi:
AB Komisyonu tarafından hazırlanan, AB Konseyi tarafından onaylanan Müzakere Çerçeve Belgesi, Türkiyeile pazarlığa konu olmayan, AB’nin tek taraflı onayladığı bir belgedir.

Müzakere Çerçeve Belgesi, belkide 10 yıldan fazla sürecek olan müzakerelerin çerçevesini ve içeriğini oluşturmaktadır. Belge ile müzakerelerin nasıl yürütüleceği, kaç başlıkta müzakere yapılacağı, müzakere başlıklarının nasıl gruplandırılacağıve en önemlisi de müzakere eşikleri belirlenmektedir.Müzakere eşikleri, müzakere yapılacak konularda müzakerelerin başlanma ve sonuçlanma eşiklerini (kriterlerini) ortaya koymaktadır.

Bu eşiklere bakılarak müzakere dosyaları önce açılacak, ardından Komisyonun raporu ve Konseyin kararı ile dosyalar kapanacaktır. Ancak dosyaların kapanması yani konu başlıklarında müzakerelerin tamamlanmış olması için sadece yasal eşiklerin değil uygulama eşiklerinin de aşılmış olması aranacaktır.

Temmuz ayında sunulması beklenilen Müzakere Çerçeve Belgesi, AB’nin Türkiye karşısındaki müzakere stratejisini, rejimini ve disiplinini de ortaya koyacaktır.

Uyum Protokolünün İmzalanması:
Türkiye, Ankara Anlaşmasını 10 yeni AB üyesi ülkeye genişleten veuyarlayan uyum protokolünü imzalayacaktır. Uyum protokolü AB Komisyonu tarafından hazırlanmaktadır. Türkiye bu protokolü 3 ekim tarihine kadar imzalamak zorundadır.Ancak bu protokolün imzalanması ile oluşacak “Kıbrıs Cumhuriyetini”nin tanınması riski önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bunedenle Türkiye bu imzayı protokole bir şerh koyarak atacaktır. Bu şerh de AB müktesebatının sadece Kıbrıs’ın güneyinde geçerli olduğu ve müktesebatın kuzeyde uygulanamaması nedeniyle Türkiye’nin Rum Yönetimini tanımasının uluslararası hukuka aykırı olacağıdır. Bu şerh, Türkiye tarafından1975 Helsinki Sözleşmesinin imzalanması sırasında da Kıbrıs için yine kullanılmıştır.

Kıbrıs’ta Çözüm:
Türkiye’nin Kıbrıs’taki resmi çözümü bellidir. Çözüm;Birleşik Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulması, tanınması ve AB’ye üye olmasıdır. Türkiye bu amaçla Şubat ve Nisan aylarında KKTC’de yapılacak Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra BM nezdinde yeni bir çözüm süreci başlatacaktır. Ancak bu sürecin 3 Ekime kadar tamamlanması ve Rum tarafının da bugünkü pozisyonunu değiştirme olasılığı sınırlı gözükmektedir. Özellikle bu konuda AB’nin de etkin bir çaba içinde olama-yacağı görülmektedir.

Tarama Süreci ve İlerleme Raporu:
3 Ekim tarihine kadar olan süreçte Kıbrıs dahil tüm konuların aşılması halinde 3 Ekim tarihinden sonra2005 yılında iki önemli aşama kalmaktadır. Birincisi tarama sürecinin başlatılmasıdır.Böylece AB ile müzakereler başlamış olacaktır. Türkiye bu sürecin gereksiz olduğunu,hukuki uyum konusunda tüm gerekenlerin yerine getirildiğini düşünmektedir. Eğer bir tarama süreci olacaksa da en geç üç dört ay içinde sonuçlandırılması öngörülmektedir.

İkinci aşamada ise 2005 yılı Ekim ayında AB Komisyonu Türkiye ile ilgili 2005 yılı İlerleme Raporunu açıklayacaktır. Bu rapor Konsey için bilgilendirici ve bağlayıcı olmayan bir rapor olma niteliğini sürdürecektir.

Sonuç:
2005 yılı içinde AB ile ilgili süreci iyi görmek, aşamaları ve takvimi iyi okumak, hazırlıklarıbuna göre planlamak ve kamuoyunu da buna göre doğru yönlendirmek sürecin başarısı açısından gerekli görülmektedir.