İLKER AKDOĞAN

Hizmeti Gösteren Her Zaman Farklılıktır
 
1976 doğumlu İlker AKDOĞAN yaklaşık iki senedir Canon Hesmak Büro Makineleri Tic. A.Ş.’de CBS (Canon İş Çözümleri) Ürün Müdürü olarak görev yapıyor. AKDOĞAN, Canon / Hesmak’taki gelişmeler ve sektörle ilgili bilgiler verdi.
 
Türkiye’de ofis otomasyonunun öncülerinden Hesmak Büro Makineleri Tic. A.Ş , 1975 yılında kuruldu. Adını, distribütörlüğünü yaptığı ilk ürün olan hesap makinelerinden alan Hesmak, ürün yelpazesini kısa sürede zenginleştirdi. Hesmak olarak, 30 yıldır Canon ürünlerini satıyoruz. Şu anda Türkiye’de yaklaşık40 noktanıntamamında İstanbul’daki kalitede servis veriyoruz. Çünkü bayilerimizin tamamı sadece Canon Bayisi.

Hangi sektörlere yönelik uygulamalarınız var?
Birçok sektöre yönelik çözümlerimiz var; Bunlar eğitim, üretim, tekstil, finans, turizm otelcilik… Mesela şu anda Türkiye’de bir bankanın tüm şubelerinde Canon kullanılıyor. Şöyle ki, bu bankanın tüm dünyada başka bir markayla anlaşması var ve biz şu markayla çalışmak istiyoruz diye bir seçim yapma hakları da yok aslında ama biz bu banka ile çok ciddi bir çalışma yaptık; onlara istediklerinden çok daha fazlasını verdik ve onların Türkiye’deki tercih sebebi olmayı başardık. Sunduğumuz hizmet ve servislerin kendilerine uzun vadede en ucuz fiyat imkânı sağladığını görünce, fiyatımız en yüksek olduğu halde bizi seçtiler.

Öncelikle sadece bu banka için özel bir kimlik tuşu geliştirdik. Makinenin üzerinde, ana ekranda (aslında bu tüm bankalar için de bir avantajdır!) bazı çalışmalar yaptık. Banka çalışanları hesap açma, havale vb. birçok bankacılık işlemi için kimlik fotokopisi almak durumunda ve bu konuda çok fazla zorlanıyorlar. Geliştirdiğimiz sistemde tek yapmaları gereken; ana ekrandaki tek tuşa basıp, kimliği makineye yerleştirmek. Makine otomatik olarak kimlik fotokopisini yan yana basıp çıkartıyor. Banka çalışanları daha sonra saat tutarak bu sistemi test ettiler. Sistemin, banka çalışanları için 5 yıl gibi bir sürede inanılmaz bir avantaj kazandıracağını gördüler. Bu tip sektörel çözümlerimizin yanında ayrıca çok güzel bir lojistik ağımız var ve bayilerimiz aracılığıyla da kaliteli teknik servis hizmeti verebiliyoruz.

Benzer bir örneği Sabancı Üniversitesi için de verebilirim: Sabancı Üniversitesi, çok büyük bir bölgede kurulmuştur. Kampüsleri ve ana binasında bizim 30 civarında makinemiz, bir kopyalama merkezimiz ve bu merkezimizde de Canon çalışanları var. Şöyle bir sistem söz konusu: Bir öğrenci Sabancı Üniversitesi’ne kayıt yaptırdığı zaman, kendisine bir dizüstü bilgisayar ve bir de kart verilir. Bu kartla belli işlemleri yapabiliyorlar, fotokopi çekmek de dâhil. Bu karta kontör yüklüyoruz ve öğrenciler daha sonra istedikleri bir noktadan kontörleriyle çıktılarını ve kopyalarını alabiliyorlar. Tabi bu sayede biz kullanıcıların ne kadar çekim yaptığını ve neye ihtiyaçları olduğunu önceden biliyor ve gerektiği zaman bu duruma müdahale edebiliyoruz. Ayrıca da bu kopyalama merkezinde dışarıdaki copy centerlar’ın çok daha altında maliyetle çalışıyoruz. Öğrenciler t-shirt’e baskı, renkli baskı, kitapçık baskısı ve daha pek çoğunu kopyalama merkezinden yapabiliyorlar.

Canon’un geliştirmiş olduğu teknolojilerden biraz bahseder misiniz?
Smart ColourTeknolojisi: Daha önceleri 2 tip fotokopi vardı. Siyah (tek drum ve tek toner) bir de renkli fotokopiler (4 drum ve 4 toner). Ama sonraları büyük şirketlerin renkli çıktı alma ihtiyaçları doğdu, 4 drum ve 4 toner içeren makinelerden almaya başladılar. Bu renkli makinelerle siyah beyaz doküman da bassanız, renkli maliyetiyle fiyatlandırılıyordu. Sözünü ettiğim renkli maliyet de siyah beyazın yaklaşık 10 katı gibiydi. Canon 2004’ün başında Smart Colour Teknolojisini geliştirdi ve bu sayede tek bir makinede siyah beyaz ve renkli çıktılar için ayrı ayrı maliyetlendirme yapılabiliyor. Bu kez de ofislerden bize şöyle bir dönüş oldu: Biz bu sistemi kullanırsak, herkes renkli çıktı alır iş kontrolden çıkabilir.
Biz de makinelerin üzerine, ücretsiz olarak kullanıcıları sınırlayabilecekleri ya da kotalayabilecekleri yeni bir sistem daha geliştirdik. X kişisi 100 siyah beyaz ve 50 renkli çıktı alabilirken, Y kişisi 20 siyah beyaz ve 60 renkli çıktı alabilir şeklinde bir sınırlandırma getirdik. Ayrıca departman ve hatta departman bazında tüm kullanıcılara baskı ve kopyalar için ister ay bazında ister belli periyotlarla listeleme yapabiliyoruz.
Bu kotayı belirlerken, kullanıcılara birer şifre veriyoruz ki bu şifre kullanıcının kendi bilgisayarını açtığı şifre de olabiliyor. PIN kodu mantığıyla da çalışıyoruz. Öyle ki bu sistemi avukatlık bürolarında da kullanabiliyoruz: Bu bürolarda işlerin çoğu dokümana bağlıdır. Avukatlar, birçok doküman basarlar, faks çekerler, kopyalama yaparlar ve hangi müşteri için ne kadar baskı maliyeti yaptıklarını net olarak belirleyemezler. Bizim çözümümüz şu: Tüm dokümantasyonel maliyetler, hangi müşteri için yapılmışsa, o müşteriye raporlanacak ve masraf listesine eklenecek. Eski sistemde hangi müşterinin fotokopi veya baskısı alınırken toner bitiyorsa, maliyet o müşteriye yansıtılıyordu ve bu durum hiç de adil değildi. Smart Colour Teknolojisi’nde makinenin üzerindeki ekran, aynı Tablet PC ekranı gibi resim gösterebiliyor ve dokunmatik olan bu ekranda taradığınız dokümana ön izleme yapabiliyorsunuz ya da dokümanın belli bölümlerini kopyalayabiliyorsunuz. En önemlisi, tüm bunları bilgisayara ihtiyaç duymadan yapabiliyorsunuz.
Meap Teknolojisi (Multifunctional Embedded Application Platform): Çok Fonksiyonel Ürüne Yerleştirilmiş Uygulama Platformu: Canon tarafından geliştirilen ve inanılmaz açık, sektör standardı olan bir özellik. Makinelerin fotokopi, yazıcı, faks gibi normal işlevleri devam ederken, makinenin üzerinde "Java" işletim sistemi bulunuyor. Siz, buraya dilediğiniz gibi yazılım geliştiriyor ve yükleyebiliyorsunuz. Java yazılımını ya biz geliştiriyoruz ya da zaten Canon’un paket programları bulunuyor, bu programları yükledikten sonra uygulamaya başlayabiliyorsunuz.
Makine ekranı bu sayede değişiyor, siz onu web sayfası yapar gibi değiştirebiliyorsunuz. İstediğiniz düğmeleri yerleştirip, kendi iş akışlarınıza göre kullanabiliyorsunuz. Kurumların posta sunucu, doküman sunucu, veritabanı sunucuları gibi çeşitli sunucuları ayrıca SAP gibi CRM programlarının çalıştığı sistemler de vardır. Bu makineler, sistemlerle karşılıklı konuşmaya başlıyor.
Makinelerimiz üzerinde aynı bir bilgisayarda olduğu gibi işlemci, hafıza ve anakart gibi parçalar zaten var ve sizin yapmış olduğunuz bir yatırım var. Herhangi başka bir makine aldığınızda - markası önemli değil - o makineler birkaç yıl sonra da yine aynı özellik ve fonksiyonlarla işlerine devam ederler, durdukları yerde herhangi bir değişiklik olmaz. Ama MEAP özellikli bir makine alırsanız, birkaç yıl sonra bu makineye bir de şu özelliği ekleyelim dediğinizde, kişiselleştirip kendi iş akışınıza göre geliştirebilirsiniz. Banka örneğindeki kimlik tuşunu düşünün, tamamen MEAP teknolojisinin uygulanışıdır.

Rakiplerinizde de benzer özellikler var mıdır? Bu tür çalışmalar sadece Canon’a özgü müdür?
Aşağı yukarı belli markalar bu tip maliyet avantajı sağlayan makineler üretiyorlar. Zaten teknik olarak da dünya üzerindeki markalarda teknolojik özelliklerin çok farklı olması zordur. Herkes belli bir hızla ilerlemek zorunda, bu durum en iyi marka için de en kötü marka için de böyledir. Makineler birbirine yakın olur hafıza, hız gibi özellikleri farklıdır. Burada en önemli nokta; müşterinin ne iş yaptığını iyi bilip, ona doğru zamanda doğru çözümü sunabilmektir. Mesela bir lojistik firmasını ele alalım: Bu tür firmaların gün boyunca iş akışları rölantidedir; ancak akşam 17:00 – 19:00 arası iş yoğunlukları artar. Siz eğer o makineleri, o saatte çalıştırmazsanız makinenin tüm gün çalışmış olması pek bir şey ifade etmeyecektir. Biz de buna özen göstererek, tüm teknisyen arkadaşlarımızı, lojistik firmalarının kolaylıkla ulaşabilecekleri noktalarda tutuyoruz.Şirketlerin yoğun zamanlarında, 7/24 servis verebiliyoruz. Yani gece 03:00’te de teknisyen çağırabiliyorlar.

Bu ekstra servislerin herhangi bir maliyeti oluyor mu?
Belli bir kapasitenin üzerindeki makinelerde hem MEAP hem de 7/24 se