Recep Tayyip ERDOĞAN

Önceliğimiz, toplumsal barışımızı güçlendirmektir
 
Anayasa Mahkemesi, partimiz hakkında kapatılma istemiyle açılan davayı bildiğiniz gibi karara bağladı. Anayasa Mahkemesi'nin almış olduğu bu kararla; Türkiye'nin önünü kapatan büyük bir belirsizlik ortadan kalkmıştır.
 
AK Parti hakkında kapatma davası açıldığı ilk günden itibaren yetkili kurullarımızda ortaya çıkan ortak akıl çerçevesinde, bu sıkıntılı süreci, milletimize bedel ödetmeyecek şekilde yönettik. Davanın kamuoyumuzda yol açtığı gelecek kaygıları ve belirsizliklerin siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarını en iyi şekilde idare ettik. Mahkeme safahatı kendi mecrasında yürürken, biz AK Parti olarak bu süreci anayasal düzenimizi, kuvvetler ayrılığına dayanan parlamenter demokrasimizi ve en önemlisi toplumsal barışımızıgüçlendirmek için bir fırsata dönüştürmeyi hedef olarak tayin ettik. Zira, sürecin mahkeme boyutu dışında çok kapsamlı siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarının olacağını tespit etmiş bulunuyorduk.
Onun için demiştik ki, elbette mahkeme süreci kendi mecraında yürüyecektir, ancak bu sürecin siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarını şimdiden öngörerek milletimizin ortak menfaatlerini, ülkemizin istikrar ve huzurunu, birlik ve bütünlüğünü koruyacak tedbirleri almak da siyaset kurumunun görevidir.
Milletimiz, doğrudan etkilerine maruz kalacağı bu sonuçların yönetilmesini haklı olarak siyaset kurumundan beklemekteydi. Dolaştığımız Anadolu’nun çeşitli illerinde bunu bizler hissediyorduk. Kamuoyumuzda,sivil toplum kuruluşlarımızın çağrılarında, çözüm üretme görevi, siyaset kurumuna yüklenmekteydi. Ülkemiz ve milletimiz için telafisi zor, ağır kayıplara yol açabilecek, siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarın bozulmasıyla, birlik ve bütünlüğümüzün zaafa uğramasıyla sonuçlanabilecek böyle bir sürece bir iktidar partisi olarak siyaset kurumunun kayıtsız kalması elbette düşünelemezdi. Biz de bu hassasiyet içerisinde olduk. Biz AK Parti olarak, bu sorumluluğun idraki içinde hareket ettik.
Aklı selimden ayrılmadan, her zamanki gibi sorumlu ve sağduyulu bir şekilde hareket etmeye azami özen gösterdik.
Geldiğimiz noktada, milletimizin daha ağır bedeller ödemekle karşı karşıya bırakılmamış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Hiçbir zaman laikliğe karşı eylemlerin odağı olmayan AK Parti, bundan sonra da Cumhuriyetimizin temel niteliklerine sahip çıkmaya devam edecektir. Siyaset kurumu, demokratik siyasetin sorun çözme kapasitesini mutlaka korumalıdır.
Milletimizin yüksek iradesi, talep ve beklentileri doğrultusunda demokratik siyasetin temsil ve uzlaşı kabiliyeti daha fazla geliştirilmelidir. Ancak bu takdirde, kazanan hukuk sistemimiz olacaktır, kazanan demokrasimiz olacaktır, kazanan siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarımız olacaktır, kazanan milletimiz ve memleketimiz olacaktır.
Türkiye`nin bir daha böyle bir ortama sürüklenmemesi için siyasiler başta olmak üzere herkese, her kesime, her kuruma sorumluluklar düşmektedir. Biz AK Parti olarak bu sorumlulukla hareket etmeye devam edeceğiz. Bu kararla, sadece AK Parti değil, Türkiye de büyük bir haksızlıktan kurtulmuştur. Demokrasimiz, bir büyük ayıpla yaşamak zorunda bırakılmamıştır. Millet iradesi, anayasamıza göre yine millet adına yetki kullanan yargı kurumuyla karşı karşıya getirilmemiştir. İnanıyorum ki, demokrasimiz ve hukuk sistemimiz bu sınavdan birlikte güçlenerek çıkma fırsatını yakalamıştır. Ülkemizin dış görünümü, demokrasimizin itibarı, güven ve istikrarımız bu kararla ciddi bir badireyi geride bırakmıştır.
Ne yazık ki, yine de 14 Mart`tan bu tarafa Türkiye çok ciddi zaman ve enerji kaybına uğramıştır. fiimdi bize düşen geçmişe takılıp kalmadan geleceğimize odaklanmak, milletimizin kayıplarını hep birlikte telafi etmektir. Önümüzdeki dönemde milletimizin birlik ve beraberliği bizim için herşeyin üzerinde olmaya devam edecektir. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimiz için `durmak yok, yola devam` diyoruz.
Bu yol, Atatürk`ün işaret ettiği çağdaşlaşma yoludur. Bu yol, milletimize hizmet yoludur.
Bu yol, müreffeh yarınlarımıza giden yoldur. Bu yol, Türkiye için, cumhuriyetimizin çağdaşlaşma hedeflerini temsil eden Avrupa Birliği`ne tam üyelik yoludur. Bu yoldan dönüş yoktur, olmayacaktır. Doğru olan neyse onu yapmaya devam edeceğiz. Önceliğimiz, toplumsal barışımızı güçlendirmektir. Her türlü ayrımcılığa karşı, milletimizi, siyasi tercihi bizden yana olsun, olmasın bir ve bütün olarak kucaklamayı sürdüreceğimizden bugüne kadar olduğu gibi kimse kuşku duymasın. Bu inançla karar hayırlı olsun, diyoruz.
Yolumuz bahtımız açık olsun diyorum. Her şey Türkiye için.