SELCEN DOĞAN AĞAKAY

Sigortacılık Sektörü Yeterli Oranda Tanıtılmıyor
 
İstanbul (Erkek) Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü’nü bitiren Selcen DOĞAN, daha sonra İngiltere’ye giderek University of Essex’de sosyoloji üzerine master yapmış. Tez konusu Türkiye’nin Avrupa’daki imajı üzerine olmuş. Döndükten sonra iki sene Turizm Bakanı Erkan MUMCU’nun danışmanı olarak çalıştıktan sonra son üç senedir de aile şirketi olan Doğan Sigorta Brokerlik’te çalışmakta.
 
Sizce sigorta brokerliğinin rolü ülkemizde yeterince biliniyor mu?

Maalesef hayır. Halen daha broker deyince ‘büyük acente’ diye düşünüyor insanlar. Oysa acente sigorta şirketi temsilcisidir, broker ise müşterinin temsilcisidir. Broker sigortalı adına hareket eder. Müşterisi için uygun sigorta alternatifleri geliştirir ve uygulamaya koyar. Brokerlikte asıl amaç müşterinin ihtiyaçlarının tespitidir. Önemli olan önce ne tür risklerin olduğunu belirlemek ve ondan sonra riskin maliyetini finanse etmektir.

Doğan Sigorta Brokerlik olarak vizyonuz nedir?

Müşterilerine ve çalışanlarına güven ve memnuniyet veren, müşterinin danıştığı ve ihtiyaç duyduğu anda yanında olan, konusunda uzman, sektöründe rol model olan bir şirket olmak. Sektörün bir numarası olmayı hedeflemiyoruz, müşterilerimize iyi hizmet vermeyi hedefliyoruz. Bizim için önemli olan işimizi kaliteli yapmak ve müşterilerimizi memnun etmektir.

Şirketinizin rekabet avantajı sağladığı yönleri nelerdir?

Bir kere 25 senelik bir birikimimiz var. Sigorta sektöründe en önemli avantajlardan biri bu bence. Kadromuz çok güçlü. 30 kişilik dinamik ve tecrübeli bir ekibiz. En son teknoloji kullanılarak geliştirilmiş bir bilgi işlem ağımız ve altyapımız var. Dağıtım ağımız son derece kuvvetli ve hızlı. Sigorta şirketleri ve müşterilerimiz nazarında prestijli ve saygın bir firmayız. Yönetim Kurulu Başkanımız Ali DOĞAN ve Genel Müdürümüz Ertuğrul ALPAN ise başlı başına birer hazine zaten.

Sigorta sektörünün şu an içinde bulunduğu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Sektör şu anda bir dar boğazdan geçiyor. Kasko branşı büyük zararda. Diğer branşların sağladığı getiriler kaskodaki zararı kapattıktan sonra geriye tatmin edici olmayan bir kar bırakıyor. Mali gelirler büyük oranda düşüyor.

Bu tablonun değişmesi için neler yapılabilir?

Teknik karlılıkların makul ve gerçekçi bir şekilde artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalı. Ve bunun da süratle yapılması lazım. Öte yandan sigorta şirketlerinin kendi aralarındaki anlamsız rekabete bir son vermeleri gerekiyor. Neticede olan sektörün tamamına oluyor çünkü.

Hasar ödemelerinde şirketleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şirketler cephesinde bir ödeme zorluğu göze çarpıyor. Bu da mali durumlarından kaynaklanıyor tabii. Eskiye nazaran şimdi daha çok belge ve bilgi istiyorlar müşteriden. Bu da hasar ödeme sürecini uzatıyor tabii. Ancak biz bu konuda çok hassas davranıyoruz ve müşterilerimizi mağdur etmemek için bu durumu onlara yansıtmayacak şekilde çalışıyoruz.

Ülkemizde sigorta bilincinin artırılmasına yönelik neler yapılabilir sizce?

Sigorta bilinci eskiye nazaran artıyor ama artış trendi artmıyor. Sektör yeterli oranda tanıtılmıyor. Bana kalırsa sigorta şirketlerinin tek tek yapacakları tanıtımdan daha etkili olacak olanı Sigorta Şirketleri Birliği’nin yapacağı çalışmalardır. Yani ortak tanıtım yapılmalıdır. Genel anlamda bir sektör bilinci geliştirilmelidir. Bazı yabancı filmlerde görürsünüz, filmin arasında bir yerde bir sigorta müfettişi girer, incelemeler yapar, izleyicide ister istemez bir sigorta farkındalığı yaratılır. Bunun için o filme para yatırmıştır sigorta şirketleri. Bu doğru bir yöntemdir ve yurt dışında bu işler böyle yürür. Biz de buradan yola çıkıp tanıtım alanımızı genişletebiliriz.