Doç. Dr. Turhan MENTEŞ

BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ
ÖZEL DOSYASI
 







2008 yılı değerlendirmesi

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen 2008 yılı Nisan ayı içerisinde tamamlanan Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması sonuçlarına göre; hanelerin % 24,5’i internete erişim imkânına sahiptir.
 
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen 2008 yılı Nisan ayı içerisinde tamamlanan Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması sonuçlarına göre; hanelerin % 24,5’i internete erişim imkânına sahiptir. Bu oran AB ülkelerinde %60-70 oranlarındadır. internete erişim imkânı olan hanelerin % 79.39’u evden internete bağlanabilen kişisel bilgisayara sahiptir. internet erişim imkânı olan hanelerde en yaygın kullanılan internet bağlantı türü % 82,1 ile geniş bant (ADSL vb.) bağlantıdır.

Telekom sektöründe sadece hizmete dayalı yetersiz seviyede bir rekabet sağlanabilmiş, alt yapıya dayalı rekabete ise yeni yeni geçilmeye başlanmıştır. Bu durumun değişmesi için düzenleyici kurumların rekabet ortamı yaratmada daha etkin rol oynamaları gerekmektedir. şehir içi telefon, WiMax, MVNO lisansları henüz verilmemiş, kablo şebekesi altyapısının daha etkin ve rekabetçi kullanımını sağlamak amacına yönelik adımlar atılmamıştır. Bununla birlikte 3G ihalesinin 28 Kasım 2008 tarihi itibari ile gerçekleştirilmesinden sonra, WiMax yetkilendirilmesinin de 2009 yılının en geç 2’nci çeyreğinde sonuçlandırılabileceği ifade edilmiştir.
Ayrıca, üniversite ve sanayi tarafından üretilen projelere TUBİTAK desteği sağlamada sorunlar yaşanmaktadır. Özellikle yoğun bürokrasi işlemleri küçük ölçekli şirketlerin innovatif yapılarının gelişmesinin önünde önemli bir engel olmaktadır. Bu ve benzeri tutumlar üniversite-sanayi iş birliğinin cılız kalmasına neden olmakta ve zaten kıt kaynakları olan yerli yazılım sanayinin gelişimini yavaşlatmaktadır.

Teknoparklar Kanunu’nun üniversiteleri modern emlakçı konumundan çıkaracak, gerçekten innovasyona dayalı, küçük kuluçka merkezleri halinde çalışabilecek konuma kavuşturacak bir içerikle güncelleştirilmesi için yapılan eleştiriler de bu süreçte ortadan kalkmamıştır.

Kamu ihaleleri mevzuatının, BT ürün ve hizmetlerine yönelik devlet alımları için uygun olmadığı yönündeki gerek sivil toplum örgütleri, gerek (kimi) idareler ve gerekse çeşitli şirket eleştirilerinin sonuca kavuşmasına yönelik önlemler bu dönemde de hayata geçirilmemiştir. Çerçeve alım mevzuatı çıkarılmış, ancak sağlık ve sarf malzemeleri ile sınırlı tutulmuş, kamunun önceden kestirilemeyen BT hizmet alımına yönelik ihtiyaçları değerlendirilmemiştir.

Yazılım ihracatını ölçecek sağlıklı gösterge ihtiyacı giderilmemiş, yazılım ihracatını teşvik edici düzenlemeler yapılmamıştır.

Telif Hakları ve tescil kanun ve yönetmelikleri genellikle mamul hale gelmiş yazılım ürünlerine hitap etmektedir. Yazılım ürünlerini kapsayan yeni yürürlüğe sokulmuş olan isteğe Bağlı Tescil Yönetmeliği, fiziki koşulları ve kaynak kodunu korumak konusunda atılmış ilk önemli adım olmakla birlikte ihtiyaçları karşılamaktan uzaktır. Yazılım ürünü TOBB kanununda sanayi ürünü kabul edilmekteyken, ihracat mevzuatında hizmet olarak kabul edilmektedir. Bu da yazılım sektörünün ihracat teşviklerinden faydalanmasını engellemektedir.

Stratejik önemi olan bilişim alanındaki vergi oranları sadece bu sektörlerin büyümesini engellemeyip, bilişim toplumuna giden yolda Türkiye’yi yavaşlatmaktadır. Bunun yanı sıra ülkemizde sermayenin güçlenmesini engellemekte; yerli sermaye yabancı şirketler karşısında zayıf duruma düşerek, bu şirketlerimizin küresel oyuncular tarafından kolaylıkla devralınmasının önü açılmaktadır. Bu vergilerin makul bir düzeye çekilmesi için, ilgili Ulaştırma Bakanlığı ve Telekomünikasyon Kurumu’nun tüm olumlu çabalarına karşın bu güne kadar hiç bir adım atılmamıştır.
Bilgi Toplumu Stratejisi’nin Eylem Planı uygulamaları takviminin çok gerisinde kalındığı halde, herhangi bir hızlandırma çabası görülmemiştir.

Ülkemiz için 2008 yılı için bu başlıklar altında değerlendirmeleri yaptıktan sonra 2009 yılından itibaren yapılması gerekenleri de şöyle özetleyebiliriz.

Yazılım sektörü günümüzde, ülkelerin sürdürülebilir biçimde kalkınmaları için doğrudan ve dolaylı etkileriyle ulusal savunmamızdan işletme verimliliğine, bilişim toplumuna geçebilmekten küresel rekabette başarılı olabilmeye kadar tüm sektörleri çok yakından ilgilendiren stratejik bir sektördür. AB sürecinde, 21. Yüzyılı yakalayabilmek için ilk koşul olan Bilişim Toplumuna dönüşebilmemiz, “Bilgi Toplumu Strateji Raporu”nun ve eylem planının başarıya ulaşabilmesi için, bilişimin sadece kullanıcısı olmaktan çıkıp uluslararası standartlarda üretime geçmemiz gerekmektedir.
Katma değeri en yüksek, istihdam yaratmak için yatırım gereksinimi en düşük sektör olan Ulusal Yazılım Sektörü ülkemizin aynı zamanda alternatif ihracat geliri elde edebileceği sektördür. Ulusal Yazılım Türkiye’nin öncelikli ve stratejik sektörü ilan edilip sektöre münhasır bir müsteşarlık kurularak yazılım üretimi ve ihracatının önünü açacak Ulusal Yazılım Politikaları ve Stratejileri, Özel Sektörle birlikte acilen belirlenmelidir. Daha fazla vakit kaybetmeden yazılım sektörümüzün gelişimi için cesur adımlar atılmalı ve sektörün gelişimi ile ilgili politikalar, ulusal politikalar içinde yer almalıdır.

Yazılım ihracatının gelişmesini çok yakından etkileyecek olan teknoparklarda gerçekleştirilen üretim hizmetlerinin daha da yaygın ve etkin bir halde gelişmesi için Teknoparklar Kanunu, gelişen ve değişen ihtiyaçlara göre güncellenmelidir.

Yazılım sektörünün gelişimi için melek sermaye veya risk sermayesi niteliğinde çalışacak, uygun büyüklükte bir ARGE ve inovasyon fonlama araçları oluşmalıdır. Elektronik Haberleşme Kanununda öngörülen ve Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumunun fonksiyonları arasında yer alan ARGE işlevine hızla işlerlik kazandırılmalıdır.

internet kullanımının bizim gibi geniş coğrafi konuma sahip ülkelerde hızla yaygınlaşmasını sağlayacağı düşünülen WiMAX kablosuz geniş bant alt yapısının lisansları geciktirilmeden verilmeli bu konuda başlamış olan yetkilendirme çalışmaları 3G lisansından bağımsız olarak sonuçlandırılmalıdır.

Bilişim okuryazarlığı kavramı oluşturulmalı ve TBD’nin sunduğu Avrupa Bilgisayar Okur-Yazarlığı Sertifikası (ECDL) gibi geçerli uluslararası sertifika ediniminin yaygınlaştırılması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Orta dereceli eğitim müfredatımız okullarımızda ve evlerde internet üzerinden erişilebilir ve ücretsiz kullanılabilir hale getirilmelidir.

Üniversitelerimiz, Bilişim Toplumu Hedefine uygun şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.Tüm toplumu bilişim ve bilgi okuryazarı yapmak konusunda ulusal seferberlik yapılmalıdır.
Yasa çalışmaları bu dönemde sürecektir. Öncelikle Bilişim şuçları ve Kişisel Bilgilerin Korunması ile ilgili kanunlar çok acil olarak yasalaştırılmalıdır.