KUTUP YILDIZI Sosyolog Şule KILIÇARSLAN
Avrasya Kültürel ve Toplumsal Gelişim Derneği Onursal Kurucu Başkanı
Geçmişten günümüze sıradışı 11 kadın
 
Toplumlarına yön veren, şartları zorlayıp mücadele eden, başarılı, güçlü, akıllı ve azimli kadınlardı onlar… Dünyayı değiştiren… Aramızdan çoktan ayrıldılar. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde hepsini saygıyla anıyoruz…
 
1.PUDUHEPA - M.Ö.1240 HİTİT KRALİÇESİ
Çukurovalı Hitit Kraliçesi Puduhepa, anaerkil bir yapıya sahip olan Hurri kökenlidir. Puduhepa M.Ö. 1260 yılında Hitit Kralı III. Hattuşili ile evlenerek Hitit sarayına gelin oldu. 3300 yıl önce yaşayan Puduhepa’nın bir kadın yöneticinin yıllarca hüküm sürdüğü ve anaerkil bir kültüre sahip Lavazantia kentinde doğup büyüdügü bilinmektedir. III.Hattuşili’nin Mısır’la yaptığı anlaşma metninde, III.Hattuşili’nin mührünün yanında Kraliçe Puduhepa’nın mührüne de yer verildi. Askerlik dışında günlük hayattaki her konuda faaliyette bulundu. Devlet işlerinde söz sahibiydi, eşinin yerine davalara bakardı. Tarihte iki büyük devlet arasında yapılan ilk barış anlaşması olarak kabul edilen Kadeş Anlaşmasının altında mührü vardı. Eşinin ölümünden sonra Kraliçelik görevlerini devam ettirmiş ve oğlunun iktidarında da söz sahibi olmuştur. Hititlerdeki babaerkil toplumun aşırı baskıcı sistemine ve erkek tahakkümüne karşı isyan bayrağı açtı, onun bayrağını devralan Amazonlar da Helenlere karşı savaş ilan etti. Anadolu kadınlarının en güçlü, en zeki ve en başarılılarından biri olan Puduhepa feminizmin tarihteki öncüsü olarak bilinmektedir.

2.KLEOPATRA VII, M.Ö.69-M.Ö. 30 MISIR KRALİÇESİ
İskenderiye’de doğdu. Babası XI.Ptolemais’un vasiyeti üzerine kardeşiyle evlendi. Babası öldüğünde 18 yaşında olan Kleopatra tahta çıktı. Halkın içine girebilmek ve halkın kendisini benimsemesi için kendini Mısır dinine verdi. Kardeşi tarafından iktidardan uzaklaştırılıp sürgüne yollandı. Kleopatra iktidara yanında büyük Roma imparatoru Sezar ile geri döndü. Bu olaydan sonra kardeşi, kimsenin bilmediği bir sebeple Nil sularında boğuldu. Kardeşinin aradan çekilmesi ile Kleopatra tek başına iktidar koltuğuna oturdu. O sırada Sezar`dan bir çocuğu oldu ve minik Sezarius`u alıp Roma`ya gitti. En büyük hayali, iki imparatorluğu birleştirip Büyük İskender’in hayali olan bilinen tüm dünyaya sahip olmaktı. Sezar ölünce Roma İmparatorluğu, tahta çıkan Octavio (Sezar`ın yeğeni) ve Marcus Antonius arasında ikiye ayrıldı. Doğu artık Marcus tarafından yönetilmekteydi ve ilk işi de Mısır`ı ziyaret oldu. Antonius Kleopatra’ya delice aşık oldu. Octavius`a savaş açtılar. Actiumda yapılan savaşta Kleopatra ve Marcus kaçmak zorunda kaldı. İskenderiye’deki sarayına dönen Kleopatranın kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir. Öldüğünde 39 yaşındaydı.

3.THEODORA, 497-548 BİZANS İMPARATORİÇESİ
Theodora Bizans’ın önemli kişileriyle ilişkiler kurarak başarılı bir dönemin mimarı oldu. Gezilerinden sonra tahtın varisi Justinian’ı büyüledi. Justinian halktan birisiyle evlenmesini yasaklayan yasayı değiştirdi ve Theodora 527’de İmparatoriçe oldu. Tarihteki en güçlü kadınlardan biri olan bu eylemci hükümdar, boşanma ve miras yasalarını yeniledi ve büyük kentlerde fahişeliği ortadan kaldırmaya çalıştı. Theodora’nın kanserden ölmesinden sonra Justinian bu yeniliklere pek az katkıda bulunabildi.

4.KRALİÇE I.ISABELLA, 1451-1504 İSPANYA HÜKÜMDARI
‘Kastilya Kraliçesi’ ve ‘Katolik Isabella’ adlarıyla da tanınan Isabella birlik halinde ve güçlü bir İspanya’nın kurucularından biri olarak tanınır. Isabella 1469’da Aragonlu Ferdinand’la evlendi, çift 1474’te Kastilya tahtına çıktı. Ferdinand 1479’da Aragon tahtına çıktığında iki büyük İspanya Krallığı birleşmiş oldu. İspanya bu birleşmeden birçok yarar gördü. Isabella 1492’de kocasıyla birlikte Christopher Columbus’un Yeni Dünya Yolculuğu için maddi destek sağladı. Isabella ve Ferdinand’ın büyük güçleri onlara 1478’de İspanya Engizisyonu’nu kurma ve 1492’de İspanya yahudileri’ni ülkeden zorla çıkarma hakkını da verdi.

5.ELIZABETH TUDOR (KRALİÇE I.ELIZABETH), 1533-1603 İNGİLTERE HÜKÜMDARI
Elizabeth’in ardı ardına gelen felaketlerle şekillenen yaşamı aynı zamanda olağan dışı sıkıntılara karşı kazandığı başarılarla doludur. Lanetli babasının (VIII.Henry) annesi Anne Boleyn’in başını kestirmesiyle annesiz kalan, baba-bir kardeşi Mary tarafından ‘piç’ ve toplum dışı olarak adlandırılan Elizabeth, bütün bunlara rağmen 1558’de tahta çıktı. İktidarı çok zor elde etmiş olması ve Büyük Britanya’ya duyduğu büyük sevgi nedeniyle evlenmeyi reddetti ve kırk beş yıl boyunca ülkeyi tek başına yönetti. Başarıları arasında dürüst mahkemeler kurması ve halk için refah sistemi oluşturmaya çalışması bulunur.

6.BÜYÜK KATERİNA, 1729-1796 RUSYA İMPARATORİÇESİ
Küçük bir Alman prensinin kızı olan ve Grand Duke Petro’yla evlenen Katerina kocasıyla birlikte 1761’ deRusya tahtına çıktı. Ne yapacağı belli olmayan dengesiz bir insan olan Petro bir yıl sonra imparatorluk muhafızları tarafından tahttan indirilip öldürüldü. Böylece Katerina Avrupa’nın en büyük imparatorluğunun tek yöneticisi olarak kaldı, İmparatorluk onun otuz dört yıllık hükümdarlığı sırasında daha da büyüdü. Petro tarafından başlatılan batılılaşma hareketini tamamlamak için aydınlanma görüşlerini kullanabileceğini düşünen Katerina Rusya’nın ilk kızlar okulunu açtı, tarım ve halk sağlığı alanlarında yenilikleri yerleştirmeye çalıştı. Ne yazık ki Rusya, onun yönetimi altındayken kölelik kurumunu güçlendirip daha kötü bir hale geldi.

7.MARIE ANTOINETTE, 1755-1793 FRANSA KRALİÇESİ
Avusturya Prensesi Marie Antoinette 1770’te Fransa tahtının varisi XIV.Louis’yle evlendi. Evlilikleri mutsuzdu ve çift 1774’te tahta çıktığında Marie’nin kocasıyla paylaştığı pek az şey vardı. Kraliçenin Paris yakınındaki Versailles’da tek eğlencesi, kadın çoban kılığına girip, kraliyet koyunlarını otlatmaktı. Marie müsrif davranışları ve yabancı kökeni nedeniyle ülkede nefret edilen biriydi. Fransız devrimi’nin ilk yıllarında Marie, Louis ve çocukları ülkeden kaçmaya çalıştılar, fakat Varennes’de yakalandılar. Avusturya’nın Fransa’ya girmesi ve devrimi bastırması için çabalayan Marie Antoinette, ihaneti nedeniyle giyotinle idam edildi.

8.TZ’U HSİ , 1835- 1908 ÇİN İMPARATORİÇESİ
Aslında İmparator Hs’en Feng’in metresi olan Tz’u-hsi 1856’da İmparator’un tek oğlunu doğurduğu zaman büyük bir güç kazandı. İmparator 1861’de ölünce Çin’in tek hakimi haline geldi, Dowager İmparatoriçesi’nin onayı olmadan tek bir kararname bile çıkarılamıyordu. Çin’in 1890’da Japonya karşısında bozguna uğraması tutucu bir darbeye neden oldu. İmparatoriçe Boxer İsyanı sırasında 1900 yılında ülkeden kaçtı, ancak bir yıl sonra reformlar yapmak üzere geri döndü. Bu reformlar içinde kız çocuklarının ayaklarının bağlanmasının yasaklanması, Çinlilerle Mançular arasında evliliğe izin verilmesi ve devletin eğitim olanaklarının kızlara da açılması bulunur.

9.GOLDA MEIR, 1898-1978 İSRAİL BAŞBAKANI
Kiev’de (Ukrayna) Goldie Mabovich adıyla doğan Meir, 1906’da ailesiyle birlikte ABD’ye göç etti. Daha sonra kocasıyla birlikte İsrail’e yerleşti. Aktif bir Siyonist olan Meir, Sovyetler Birliği Büyükelçisi, çalışma bakanı ve dışişleri bakanı olarak çalıştıktan sonra Levi Eshkol’un ardından 1969-74 arasında İsrail Başbakanlığı yaptı. Mısır ve Suriye İsrail’e saldırdığında 1973 Yom Kippur Savaşı için hazırlıksız olmasının eleştirilmesi üzerine görevini bıraktı.

10.INDIRA GANDHI , 1917-1984 HİNDİSTAN BAŞBAKANI
Hindistan’ın ilk başbakanı Jawaharlal Nehru’nun kızı olan İndira Gandhi hemen hemen otuz yıl boyunca Hindistan politikasında önemli bir rol oynadı. Ghandi politik yaşamı boyunca Ulusal Kongre Partisi’nin başkanlığı (1959) ve bilgi ve iletişim bakanlığı yaptı. 1966’da Hindistan’ın ilk kadın başbakanı oldu; 1975’te yerel rahatsızlıklar ve zorlayıcı seçim yasalarına suçlamalarla karşı karşıya kalan Gandhi, sıkı yönetim ilan edip sivil özgürlükleri askıya aldı ve binlerce politik muhalifini tutuklattırdı. Yetmiş yedi seçimlerinde bozguna uğramasına rağmen üç yıl sonra dikkate değer bir dönüş yaptı ve 1984’te bir Sih suikastçi tarafından öldürülene kadar başbakanlık yapmayı sürdürdü.

11.BENAZIR BHUTTO, 1953-2007 PAKİSTAN BAŞBAKANI
Benazir Bhutto, Karaçi’de doğdu, Harvard