KIVILCIM Serdar URÇAR
HP Kişisel Sistemler Grubu Ülke Direktörü
Bilişim Sektörü Ve 2007
 
Eylül ayı başında her sene olduğu gibi CEBIT Bilişim Fuarı ve etkinliklerini yaşadık. Fuarı - bu sektörün içinde olduğum için - kah katılımcı olarak, kah da gözlemci olarak bir süredir izleme fırsatım oluyor. Bir çok değişiklikten bahsetmek mümkün ama çok net olan bir şey var; fuar geçtiğimiz yıllar boyunca ciddi şekilde büyüdü. Katılımcı firma sayısı arttı, bilgi teknolojisi firmalarının yanına telekomünikasyon, GSM firmaları geldi. Fuarı gezen bireysel tüketici sayısı arttı, fuara Anadolu’dan katılma ve gezme trendi başladı, vs, vs.

Aslında CEBIT’deki değişim ve başkalaşım sektörde yaşananları yansıtıyor. Bilişim sektörünün Bilgi Teknolojileri tarafına bakarsak 2000 yılında en yüksek noktasına vararak 2,5 milyar dolarlık bir büyüklüğü yakalamış olduğunu görüyoruz. 2001 yılı krizinde en ağır darbe alanlardan biri olarak 1,2 milyar dolarlara küçülen sektör, ancak 2004 yılında tekrar 2,5 milyar dolar hacmi yakaladı. Son iki yıl önceki zirvenin de geçildiği bir dönem oldu ve bu yıl muhtemelen 4 milyar dolarlık bir büyüklük yakalanacak. Artık gelinen bu nokta itibari ile Bilgi Teknolojilerinin eskisi gibi ufak bir sektör olmaktan çıkıp, Türkiye için - hem istihdam, hem katma değer, hem de gelişme açılarından - çok önemli bir sektör olduğunu söylemek mümkün. Sektörün toplam parasal büyüklüğünün yanı sıra başka kriterler de bunu ortaya koyuyor. Pazarda toplam 7 bin civarında kayıtlı bayiden, 5 bin dolayında da aktif bayiden bahsediliyor. Fortune listesinde en tepelerdeki teknoloji şirketlerinden bir çoğunun irili, ufaklı ofisleri ülkede faaliyet gösteriyor. Finans sektörü ile beraber çok kaliteli bir çalışan kitlesi, ülkemiz için katma değer üretiyor.

Dolayısı ile ağırlıklı olarak ithalata dayanan, ekonomik dalgalanmalardan ve özellikle kurdaki oynaklıktan çok ciddi şekilde etkilenen sektörün 2007 yılını nasıl geçireceği sadece sektörün kendisi için değil, ülke için de önem taşıyor. Yaşamakta olduğumuz AB krizleri, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve en nihayet Kasım ayındaki milletvekili seçimleri derken hepimizi zor günler bekliyor. Son 5 yıldır %25-30 arası büyüyen, ona göre istihdam yaratan, teknoloji kullandırarak üretilen katma değeri, üretkenliği artıran sektör bu büyüme çizgisini devam ettirebilecek mi göreceğiz. Ben hem sektörün bir mensubu, hem de bilgi çağı trenini yakalamamızı arzulayan bir birey olarak bu büyüme devam etsin ve batı dünyası ile aramızdaki uçurum kapansın istiyorum (hatırlamak gerekirse bizde %10-15’ler arasında olan bilgisayar ve İnternet kullanma oranları, gelişmiş ülkelerde %50-90 arasında değişiyor). Riskler diye baktığımızda kurda aşırı oynaklık ihtimali, belirsizlik nedeni ile talep ertelenmesi, kamu bütçelerinin kısılması veya yatırımların durdurulması, faizlerin yükselmesi ile kredi kartlarına taksitlendirmenin sunulamaması gibi negatif faktörler gözüküyor.

Buraya kadar sektörün GSMH’ye, istihdama katkıları ve bu sektörden ekmek yiyen KOBİ’lerin muhtemel gelecekleri konusunda önemi olan konulara baktık. Peki işin teknoloji tarafında neler olacak, hangi yeni ürünleri göreceğiz, hangi trendler var? Bir kere kurumsal tarafta çalışanların musluğu açtıklarında (hangi an ve lokasyonda olursa olsun) bilgi alabildikleri bir altyapı ve üstyapıya doğru gidiyoruz. Burada en önemli kavramlardan biri olarak ‘Veri Merkezleri’ni göreceğiz. 7 X 24 çalışan ve her an bağlanılabilecek bir teknolojik yapısı olmayan şirketlerin rekabetçi olmaları mümkün olmayacak. Kişisel tarafta önümüzdeki yıllara ‘Mobilite’ damgasını vuracak. Zaten vurmaya başladı bile. Bir çok değişik biçim ve fonksiyonda yeni, yeni taşınabilir bilgi cihazları göreceğiz. Görüntüleme ve baskı alanında ise her türlü imajın, dokümanın sanal ortama taşındığı ve istenildiği anda her türlü yüzeye istenilen büyüklükte basılabildiği bir dünyaya doğru gidiyoruz.

Pazar segmentleri diye bakarsak son kullanıcı pazarının inanılmaz hızlarda büyümeye devam ettiğini göreceğiz. Kurumsal ve kamu pazarında yapılan teknoloji yatırımları donanım, yazılım yatırımlarından danışmanlık, entegrasyon, katma değerli hizmetlere yapılan yatırımlara dönüyor olacak. KOBİ’lerde global rekabet ile karşılaştıkça özellikle İnternet’in kendi iş modellerine entegre edildiği yatırımlara yönelecekler.

Kısaca bilişim sektöründe hem para kazanmak, ayakta kalmak adına, hem de yeni teknolojiler ve ürünler bağlamında 2007, heyecanın azalmadığı tam tersine arttığı bir yıl olacak...