LEILA RACHID DE COWLES

Türkiye İle Paraguay Birbirlerine Çok Benziyor
 
Paraguay Dış İşleri Bakanı Leila Rachid De COWLES Türkiye’deki resmi ziyaretinde, Paraguay ve Türkiye arasındaki benzerlikleri vurguladı ve Türk iş adamlarına iş fırsatı önerilerinde bulundu.
 
Türkiye’ye ilk resmi ziyaretiniz mi?

Türkiye’de ilk kez bulunuyorum. Konferansta da belirttiğim gibi, çalışmalarımızı dünyanın her yerinde gerçek anlamda tanıtmak açısından doğru yola girmişken bunu körüklememiz gerekiyor. Biz [Paraguay] demokratik bir rejime geçeli sadece 17 yıl oldu.O zamandan bu yana siyasi istikrara kavuştuk, artık bütün bu konularla ilintili olarak çok sıkı bir çalışma içerisindeyiz.

Ülkemizi küreselleşen dünyaya tanıtma çabası içindeyiz, kendimizi bunca yıldır tanıtamamış olmamız bir vakit kaybı olmakla birlikte, artık son derece ciddi ve sorumluğunu bilen bir ülke haline geldik. Dünyanın her yanında ilişkilerimizi güçlendirme konusunda harikalar yarattığımızı herkese göstermeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla, bu durum, Türkiye ile 1952 yılından bu yana istikrarlı ilişkiler içinde olmamıza karşın, ülkeye ilk ziyaretimiz olmasının nedeni olabilir. Aradan bunca yıl geçtikten sonra, işte bu nedenle arada öncelikle dostane, tutarlı bir düzen oluşmasını çok istiyoruz, bunu yapıyoruz da... Her ne kadar biraz geç olsa da, son değil; Türkiye ile gerçekleşmesini umduğumuz çok iyi ilişkilere imza atacağız.

Paraguay ve Türkiye arasında hem ekonomik hem de siyasi açıdan mevcut ilişkilerin durumu nasıl?

Size şunu söylemeliyim ki ilişkilerimiz gerçekten çok iyi. Önceden aramızdaki ilişki, insancıl bir dostluk ilişkisiydi; hiçbir zaman sorun yaşamadık. Ülkelerimiz arasındaki ilişkiye büyük bir barış hakimdi demek istiyorum. İlişkilerimiz temel olarak Cenevre’deki ve başka uluslararası kuruluşlardaki temaslarımız aracılığı ile canlı tutuldu. Gerçekten ihtiyacımız olan buydu, şu anda ihtiyacımız olan da, sadece uluslararası kuruluşlar aracılığı ile değil, çok daha iki yönlü bir ilişkiyi sürdürmek. Burada bulunmamızın nedeni bu.

Dış İşleri Bakanı meslektaşım Abdullah GÜL ile aradaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla bu temasları çok daha güçlü tutmayı sağlayacak çok sayıda anlaşma imzaladık. Bu doğrultuda devam etme arzusu içindeyiz. Bu nedenle derneğe birtakım iş fırsatlarını tanıttık ve çok benzer ülkeler olduğumuzu gösterdik. Bulunduğumuz bölge olan Güney Amerika’daki birçok devlet yöneticisi de bu yönde ilerleme isteğini taşıyor.

Paraguay ve Türkiye arasındaki ilişkilerde uzun vadeli hedefiniz nedir?

Hükümetim adına konuşmak gerekirse, gerçekten hem benim dileğim hem de ülkemizin ihtiyacı, iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin pekiştirilmesidir. Dahası, bunun gündelik hayata da yansımalarının olması gerekir. Ekonomik alandaki ilişkilerimizi iki yöntemle gerçek anlamında güçlendirmemiz gerektiği anlamına gelir: (1) iki yönlü olarak: Bu Sayın Bakana önerdiğimiz iki yönlü konsey aracılığıyla gerçekleşecektir. Bu iki yönlü topluluğu oluşturmaya çalışarak, her iki ülke arasındaki yatırımlara yardımcı olarak ve ticareti ilerleterek mümkün olacaktır; (2) bölgesel olarak, ortak bir pazar olan MERCUSOR ile Türkiye arasındaki serbest ticareti kesinlikle dile getirmeyi ve başlatmayı çok istiyoruz.

Dolayısıyla, henüz Dış İşleri Bakanı ile birlikte oluşturduğumuz bir strateji bulunmuyor. Öte yandan, bunu yapmamız gerekir, çünkü her iki ülke de dünya ile barış içinde olma hedefindedir; uyuşturucu ticareti veya terörizm gibi her türlü uluslararası tehdide karşıyız ve dünyanın her yanında çok taraflı roller ile barışı koruma anlamında hukukun üstünlüğüne karşı saygılıyız.Her ikimiz de Birleşmiş Milletlere ve çok sayıda uluslararası kuruluşa üyeyiz, bu durumda gerçekten iki yönlü ilişkinin mercek altına alınmasına gerek var. Belki bunu daha önce yapmamış olabiliriz, ancak şimdi ülkelerimiz arasındaki ilişkiyi inşa etmeye başlayacağız.

Paraguay`da kaç yıldan beri Dış İşleri Bakanlığı görevindesiniz?

Bundan yaklaşık iki yıl önce Bakan oldum, Paraguay`ın diplomatlarından biriyim. 1970’lerde Paraguay’da kariyerime adım attım ve bu kariyeri tasarlamaya başladığımdan bu yana neredeyse 30 yıl oldu. Bakanlıkta çok genç bir memur olarak çalışmaya başladım, daha sonra büyükelçi oldum (Beyaz Saray ve aynı zamanda Arjantin), ardından müsteşar ve nihayet bakan oldum.

Türkiye’ye olan bu ziyaretinizin ardından, doğrudan Paraguay’a gitmeyi mi düşünüyorsunuz yoksa başka ülkeleri de ziyaret edecek misiniz?

Hayır, sadece Türkiye’ye, [Türk] hükümete, Türkiye`nin bizim için çok şey ifade ettiğini göstermek ve bunu ortaya koymak amacıyla geldim. Sayın Bakan [Dış İşleri] Abdullah GÜL’e söylediğim gibi, Türkiye bizim için, tıpkı sanal bir köprü gibi büyük bir anlam ifade ediyor: bu köprü sadece Avrupa ve Asya arasında değil, aynı zamanda Güney Amerika ve Latin Amerika ülkeleri de dahil olmak üzere her iki bölge arasında; bunun başlıca nedeni bu yılın Bakanlık [Dış İşleri] ve sizin hükümetiniz tarafından Latin Amerika yılı ilan edilmiş olması. Dolayısıyla, Türkiye`ye resmi ziyarette bulunan ilk Latin Amerikalı bakan olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Son soru olarak, Türk iş adamlarına bir mesaj vermek ister misiniz?

Öncelikle bakan vekiline olan sunumumda da belirttiğim üzere, Paraguay’a herkesi, ancak özellikle de Türkler’i bekliyoruz. Bunun nedeni birbirimize çok benzememiz. Her iki ülkenin de birbirine çok yakın olduğunu, halihazırda aynı yönetimi uyguladığımızı, her iki halkın da çok geleneksel olduğunu, her iki ulusun da dünya ile barış içinde olma amacını güttüğünü fark ettik; aynı zamanda, Paraguay’da çok daha fazla Katolik, Türkiye`de çok daha fazla Müslüman olmasına karşın, son derece dindar insanlarız. Kişisel olarak ben, Müslüman bir aile içerisinde yetiştim. Bu durum kısmen Paraguay’da herkesin başka herkesi hiçbir ayrımcılık olmadan gördüğünü de gösteriyor. Buna başka bir örnek de Paraguay’ın son derece açık fikirli bir temele dayalı olarak kurulmuş olması: İspanya Paraguay’ı fethettiğinde, yerli halk ile birleştiler ve Paraguay bugün İspanyollar ile yerli halkın son derece karıştığı bir bölgedir. Paraguay her zaman bu geleneği sürdürmüştür ve ülkemizde hiçbir türden ayrımcılık uygulanmamaktadır: son derece açık bir toplumuz. Örneğin, Paraguay’a gider ve bir çiftlik sahibi ile tanışırsanız, yanında çalışan insanlarla ne kadar iyi ilişkiler içinde olduğunu görürsünüz. Bu durum, başka her yerde farklı toplumsal sınıflar olsa da, Paraguay’da neredeyse hiç toplumsal ayrımcılık uygulanmadığının eşsiz bir göstergesidir. Neredeyse hiç din farklılığı gözetilmez, herkes herkese saygı gösterir ve son derece geleneklerine bağlı denebilecek bir toplumdur.

Bu nedenle Türkiye’den birçok iş adamını ve şirketi Paraguay’a davet etmeyi gerçekten çok isteriz, çünkü burada anlattıklarımı göstermeyi dileriz.