Ali YÜCELEN TÜGİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara ve Çukurova Şubeleri Koordinatörü

TÜGİAD’ın Türkiye’nin Her Yerinde Şube Açma Hayali Var
 
Yeni döneme büyük projelerle giren Türkiye Genç İşadamları Derneği önümüzdeki yıl vizyoner bir bakış açısıyla Türkiye’de bilinen STK algısını yıkmaya hazırlanıyor. TÜGİAD’ın başarılı yönetim kadrosu, genç ve dinamik bakış açısıyla 2012’de de sivil toplum kuruluşları arasında devrim niteliğinde projelere imza atmak için ön ayak oldu. TÜGİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara ve Çukurova Şubeleri Koordinatörü olarak başarılı çalışmalarıyla gündeme gelen Ali YÜCELEN, projelerini Elegans’a anlattı.
 
TÜGİAD dev bir marka olma yolunda ilerliyor. Önümüzdeki dönemde TÜGİAD’ı nasıl görüyorsunuz?
STK’lar bir ülkede demokrasinin var olduğunu gösteren en önemli örnekler. TÜGİAD da uluslararası ve ulusal düzeyde etkinliğini artırmak için bu dönem yeni bir arayış içine girdi. Dev bir marka olma yolunda ilerliyoruz. Markayı korumak için de çok büyük çalışmalara imza atmamız gerekiyor. Türkiye sivil toplum konusunda hızlı ilerliyor. STK’lar artık açılış, organizasyon haberleri ile gündeme gelmemeli. Sivil toplum kuruluşları da artık sosyal ve toplumsal olaylara el atıyor.

TÜGİAD’ın tüm şubeleri kendi bölgesinde aktif çalışıyor. Derneğin bu yıl faaliyet raporu oldukça geniş. Etkinliğinin son dönemde artmasının nedeni nedir?
TÜGİAD’ın Türkiye’nin her yerinde şube açma hayali var. Çukurova Şubemizde bu hayalin neticesinde kuruldu. Şubelerimizin güzel çalışmaları tabiî ki gelecek dönemde daha fazla sayıya ulaşmamız konusunda bizi kamçılıyor. Örneğin Ankara Şubesi 2020 EXPO Fuarı’nın Başkent’te yapılması konusunda lobicilik anlamında en güzel örnekleri verdi. TÜGİAD Başkanımız Murat COŞKUNKAN döneminde yapılan en önemli işlerden birisi de bu şubeleşme konusundaki dev adımdır. Kucaklayıcı ve birleştirici, kimseyi dışlamayan, farklılığın zenginlik olarak görüldüğü bir anlayışla şubeleşme konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Yine Başkanımız döneminde üniversite – iş dünyası işbirliği oldukça artmıştır. TÜGİAD sadece lobicilik yapan bir STK değil, işsizlik, yoksulluk gibi sosyal sorunlara da el uzatan ve çare arayan bir kuruluş. Bütün STK’ların TÜGİAD’ı örnek alarak Türkiye’nin sorunlarına el atması ve ilgili kurumlarla proje bazında işbirliği içinde bulunmaları gerekiyor.

TÜGİAD son dönemde hızlı bir yükseliş grafiği çiziyor. TÜGİAD kuruluş anlamında nasıl bir yapı hedefliyor?
Sürekli, TÜGİAD’ın en önemli özelliği adında Türkiye kelimesinin bulunması diyoruz. Bu kelime sadece iş dünyasının ve sanayinin döndüğü şehirler için değil tüm Türkiye için çalışması gereken bir dernek olduğumuzu anlatan bir kelime. TÜGİAD’ı yeni yüzyılın en büyük STK’larından biri olarak görmek istiyoruz. Muadilimiz STK’larla bir network oluşturup güç birliği yapmak istiyoruz. TÜGİAD küresel bazda daha ileri bir düzeye gelecek. Bu yıl ilkleri başardık. Önümüzdeki dönemde TÜGİAD farklı misyonlar üstlenecek. STK’lar artık büyük bir rekabet içinde. TÜGİAD’da bu yarışta ipi göğüsleyecek.

Önümüzdeki dönemde STK’ların siyasal ve sosyal yapılanmada nasıl bir rolü olacak?
Dünün başarılarıyla yarına imza atamayız. Yarına dönük işleri yapabilmek için önümüze bakmalıyız. STK’lar olarak her gün yeni projeler üretmemiz gerekiyor. Özellikle sosyal sorunlara el atmalıyız. Gündemi izlemeli, dünyada neler oluyor, çok yakından takip etmeli ve bu bilgilerden faydalanmalıyız.

TÜGİAD’ın, sizin koordinasyonunuzda başlattığı Mamure Kalesi projesi büyük ses getirdi. Proje ne durumda? TÜGİAD’ın hedefinde neler var?
Çukurova şubemizin açılışından sonra gördük ki TÜGİAD tecrübesiyle ülkemizin her yerindeki STK'lara önderlik yapabilecek ve onlara projelerinde yardımcı olabilecek bir yapı. Hatta sadece STK'lara değil, yöre halkına yaşam kalitesini arttırma ve ekonomiyi canlandırma amaçlı projeler geliştirme hususunda rehberlik edebiliyor. Mamure Kalesi’nin dünya miras listesine alınması bölge için büyük önem teşkil ediyor. Projeyi Cumhurbaşkanımıza kadar taşıdık. Gerekli ilgiyi gördükten sonra bu başvuruyu tamamlanma noktasına getirdik. Mamure Kalesi’nden alınacak ders çok önemli. Ülkemizin tarihi ve kültürel mirasını korumak adına önlemler almamız lazım. Bunları STK’lar bölgelerinde ele almalı. Yurtdışı için de kampanyalar başlatılmalı.

TÜGİAD’ın en çok sevdiğiniz yönü nedir?
TÜGİAD’ın en iyi yönlerinden biri de dernek içi demokrasinin var olması ve bu demokrasinin işleyiş sürecinde başka alanlarda duymayı özlediğimiz uzlaşma, hoşgörü ve konsensüs kavramlarının sıklıkla hayata geçirilmesi. Bu da üye profilimizin yüksek seviyesinden kaynaklanıyor. Derneğimiz içinde demokrasi ne kadar yaygınlaşırsa TÜGİAD’ın büyümesi de o kadar etkin olacak. “Ben dedim oldu” ile bir şey çözülmüyor. Sosyal her konu ile ilgili tarafların görüşleri değerlendirilmeli. Bu TÜGİAD gibi yapılarda çok kolay gerçekleştirilebilecek bir şey. TÜGİAD kendi içinde demokratik kimliğini kaybetmemeli. Her fikre sahip kişi kendi içinde görüşlerini daha çok yansıtmalı. Her görüş çatışma zemininden alınıp, uzlaşı zeminine taşınmalı. TÜGİAD’ın üstlendiği süreçte daha ileri safhada yer alınca diğer STK’lar içinde de bulunmaz bir model olacak.

Demokrasi dışında kurumsallaşma anlamında TÜGİAD sizce bundan sonra nasıl şekillenecek?
TÜGİAD bir bütün olarak çalışıyor. Bursa, Ankara ve Çukurova şubelerimiz de çok başarılı işlere imza attı. Bundan sonra olanaklar ölçüsünde şube sayımızı arttırmak en öncelikli hedefimiz olmalı. Bu Türkiye’nin şartları müsaitse gerçekleşebilir. Etkin yapı sayılar ve şubelerle çıkmıyor. STK’larda etkinlik çalışma ile gerçekleşiyor. Ben komisyonlarımızın şubelerde de aktif hale gelmesini arzu ediyorum. Sadece yönetim kurullarının değil bütün üyelerin çalışmalara aktif katılımını teşvik eden bir yapı üzerinde çalışıyoruz. Bu şekilde TÜGİAD’ın daha etkin olacağına inanıyorum.

Lojistik sektöründe de faaliyet gösteriyorsunuz. Özellikle ülkeler arası geçiş sıkıntıları çok sık dile getiriliyor. Lokomotif sektör olan lojistik için nasıl adımlar atılmalı?
Her zaman söylediğim, Türkiye’nin konumu dolayısıyla lojistik sektörünün gerek gelişme açısından gerekse katma değer yaratma açısından öncü sektörlerden olacağı. Türkiye’de son yıllarda en hızlı gelişen sektörlerin başında lojistik gelmesine rağmen, taşıma esnasında karşılaştığımız sorunlar nedeniyle bir hayli sıkıntılı olabiliyor. Özellikle zaman kaybının önüne geçilmesini istiyoruz. Kara ve deniz taşımacılığı alanında faaliyet gösteriyoruz. Lojistikçilerin karşılaştıkları engeller yüzünden ciddi zaman ve maddi kaybı var. Eşya taşımacılığı faaliyeti sırasında aracın yükleme yerinden, varacağı noktaya kadar geçen süre içerisinde karşılaşılan sorunlar var ve bu sorunlar çözümü çok ama çok basit sorunlar. Örneğin kara taşımacılığını ele alırsak, TOBB tarafından tespit edilen ve ilgili ticaret odalarınca üzerine hizmet bedeli eklenerek tahsil edilen karne ücretleri mutlaka düşürülmelidir. Lojistik firmalarının hem faaliyete geçerken ve hem de yenileme sürecinde almak zorunda oldukları belge için Ulaştırma Bakanlığı’na faaliyet alanlarına göre ödedikleri ücret de çok yüksek. Bir başka ciddi sıkıntımız da gümrüklerde yaşanan altyapı yetersizliği. Alt yapı yeterli olmadığı için gümrük işlemlerinin bitmesi vakit alıyor ve bu da araçların zaman kaybetmesine yol açıyor. Sınır kapılarından çıkışlarda Ticaret Odaları’nca dağıtılan geçiş belgelerinin kontenjanları hakkında yeterli bilgi verilmemesi gibi hususlar da taşımacılara vakit kaybettiriyor. Lojistik sektörü Türkiye’nin önümüzdeki dönemde ekonomi kaldıracı olacak. Bu fırsatı iyi kullanmamız gerekiyor. TÜGİAD bünyesinde de bu anlamda sektörel desteklerimiz olacak. Ali Yücelen Kimdir?

1974 yılında Mersin’in Anamur ilçesinde doğdum. İlköğrenimimi Anamur’da, ortaöğrenimimi Ankara Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldum. George Washington Üniversitesinde işletme alanında mastır öğrenimini tamamladım. Halen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde doktora çalışmalarım devam etmektedir. Rekabet Kurumu gibi çeşitli devlet kurumlarında ve İş Bankası Teftiş Kurulunda çalıştıktan sonra akaryakıt sektörü ile ticaret hayatına başladım. Akaryakıt, kara ve deniz taşımacılığı, distribütörlük ve dağıtım, yol ve altyapı müteahhitliği, araç filo kiralama sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerim bulunmaktadır. 3 çocuk babasıyım.