BAŞKANDAN Murat SARAYLI
TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı / Avrupa Genç İşadamları Konfederasyonu (YES) Başkanı
Ekonomik İstikrarı Hep Birlikte Koruyalım
 
Türkiye uzun yıllar yaşadığı enflasyonlu ve krizli dönemler ardından adım adım ekonomik istikrara kavuşmaya başladı. 2001 yılında “Güçlü Ekonomiye Geçiş Program”ının uygulanmaya başlaması; 2002 yılında yapılan seçimler sonucu oluşan siyasi istikrar ve yeni hükümetin de bu programa bağlılığı ekonomik istikrarı güçlendirmiştir.

Bir anlamda, son dört yıl içinde sağlanan siyasi istikrar ile ekonomik istikrar birbirini besleyerekgüçlenmiştir. Aynı dönem içinde enflasyon ilk kez tek haneli rakamlara gerilemiş ve ekonomide son 18 çeyrek dönemdir kesintisiz büyüme sağlanmıştır.

Yine aynı dönem içinde Türkiye’nin Avrupa Birliği konusunda gösterdiği kararlılık ve gerçekleştirdiği reformların ardından 1 Ekim 2005 tarihinde tam üyelik müzakerelerinin başlama kararı alınması da ekonomik istikrarı güçlendirmiştir. AB tam üyelik perspektifi ekonomik istikrarın da ötesinde daha kapsamlı bir dönüşüm ve gelişme hedefi ile Türkiye’ye uluslararası alanda yeni bir yer ve bakış açısı kazandırmıştır.

Nitekim Türkiye, AB perspektifi, siyasi istikrarı ve ekonomik reformları ve performansı ile uluslararası alanda önemli bir potansiyel oluşturmaya başlamıştır. Türkiye, sahip olduğu demografik özellikleri ile de gelecek yirmi yılın yükselen ekonomileri arasında yer almaya başlamıştır. Türkiye, Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya gibi ülkeler ile birlikte hızlı ekonomik büyüme ve gelişme potansiyeline sahip bir ülke olarak görülmektedir.

Türkiye’nin sahip olduğu bu potansiyel ve uluslararası alanda kazanmaya başladığı yeni konum dünya ekonomisi ile bütünleşmesini de hızlandırmaya başlamıştır. Türkiye’ye yönelik yabancı sermaye yatırımlarında çok hızlı bir genişleme yaşanmaktadır. 2005 yılında 9.8 milyar dolar olan yabancı sermaye girişi için yıllık 20 milyar dolar giriş öngörüleri yapılır hale gelmiştir. Yabancı sermayenin ilgisi önemlidir ve Türkiye ekonomisinin potansiyelinin en önemli göstergesidir.

Son dönemlerde kazanılan ekonomik istikrarın korunması, orta ve uzun vadede Türkiye’nin gelişmiş bir refah ülkesi olması için çok önemlidir. Bu nedenle ekonomik istikrarın korunması, hepimiz için temel öncelik ve sorumluluk alanı olmalıdır.

2007 yılı bu konuda hassas ve kritik bir yıl olacaktır. Ekonomimiz, tüm olumlu gelişmelere rağmen iç ve dış dinamiklerden fazlaca etkilenebilmektedir.Nitekim, 2006 yılında Nisan aylarında IMF ile borçların erken ödenmesi ve ilişkilerin sona erdirilmesi yönündeki söylemler bile zarar vermiş; 2007 yılı bütçesinde ilave 8.5 milyar YTL faiz yüküne yol açmıştır.

Önümüzdeki yılın gündemi, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler yapılacak olması nedeniyle politik ağırlıklı olacaktır. Aynı dönemde dünya ekonomisinde ABD kaynaklı yavaşlamanın da etkileri yaşanması beklenmektedir.Böylesine hassas bir dönemde, ekonomik istikrarın korunması da daha fazlaönem kazanmaktadır.

Ekonomik istikrarın korunması konusunda hepimize önemli görevler düşmektedir. Ancak, bu görevin ağır yükü öncelikle siyasi aktörlerin omzunda olacaktır. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimini toplumsal mutabakatı da sağlayarak yapabilmelidir. Genel seçim döneminde de yapıcısöylemler ve sağduyu hakim olmalıdır.

Bu dönemde hükümetin deseçim ekonomisi uygulamadan, mali disiplini ve reformları aynı kararlılıkla sürdürmesi büyük önem taşımaktadır. AB sürecindeki reformlar ve yasama çalışmaları aksatılmadan sürdürülmelidir. Cari açık, fiyat istikrarı ve işsizlik 2007 yılının ekonomisinde yine hassas alanlar olacaktır. Bu alanlarda hükümet kararlı önlemler almaktan kaçınmamalıdır.

Kısacası, Türkiye’nin uzun yıllar sonra yakaladığı ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği için siyasi istikrara; siyasi istikrarın da toplumsal sağduyu ve olgunluğa ihtiyacı var. Çocuklarımızın geleceği adına, bu kez bunu başaracağız; başarmaya da mecburuz.

  Defending our rights in EU, which is a union of negotiations, makes us closer to EU
  Turkey in the Barcelona Process… Will Turkey be the Guest or the Host?
  Turkey Must Aim To Be In The First 50s In 2012
  DEMOCRACY AND THE SUPREMACY OF LAW
  NEED OF CHANGE IN POLITICAL UNDERSTANDINGS
  TO BE ABLE TO RUN LONG AND RACE AGAINST TIME
  2007; COMPROMISE AND STABILITY
  LET’S PROTECT THE ECONOMIC STABILITY TOGETHER
  SECOND HALF YEAR EXPECTATIONS FOR THE ECONOMY AND OUR PROPOSALS
  NEGOTIATION PROCESS DURING TURKEY’S JOURNEY INTO EU
  TURKEY MAY CONTRIBUTE TO EUROPEAN ENERGY SECURITY
  THE HARD WALK FOR TWENTY YEARS AND THE TEMPO OF THE 10TH PERIOD
  TURKEY HAS TO UNDO ITS MEMORIZATIONS
  The Real Process Is Going To Begin From Now On
  THE AGENDA IN TURKEY IS THE EU AND AT THE EU THE AGENDA IS TURKEY
  For Turkey Of Our Dreams...
  OPEN LETTER TO THE EUROPEAN COUNCIL, REFORM LEADERS
DEMAND: MAKE EUROPE SOCIAL AGAIN!
  TURKEY-EU RELATIONS, TASK AND RESPONSIBILITIES