MAVİ YOL Dr. Can Fuat GÜRLESEL
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı
2007 Yılının Riskleri ve Analizleri
 
Türkiye 2002 seçimleri sonrasında siyasi, ekonomik, toplumsal ve dış politik istikrar alanında yarattığı iyileşmelerin ardından 2007 yılında önemli bir sınav verecektir. Bu sınavın konusu da sağlanan bu istikrar ortamının korunması olacaktır. Sınav konuları ve olası sonuçlarının analizleri aşağıda sunulmaktadır.

SİYASİ İSTİKRAR

Cumhurbaşkanlığı seçimleri

1- 2007 yılında tüm diğer alanlardaki istikrarın öncelikli belirleyicisi Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacaktır.

2- Erken seçim ile oluşacak ve siyasi temsili güncelleştirecek yeni bir meclisin Cumhurbaşkanı seçmesi ilk tercihtir. Ancak böyle bir seçimin yaratabileceği siyasi ve ekonomik sıkıntıların endişesi ile toplumun geniş bir kesimi erken genel seçime istekli değildir. Bu nedenle Cumhurbaşkanını mevcut meclis seçecektir.

3- Mevcut meclis, siyasi partilerin, devlet kurumlarının ve sivil toplum örgütlerinin uzlaşması ve asgari mutabakatı ile partiler üstü ve toplumun geniş kesiminin kabul edip benimseyeceği meclis dışından bir Cumhurbaşkanı seçmelidir. Böyle bir seçim hem siyasi istikrarı pekiştirecek hem de halk böyle bir seçime katkı sağlayan partileri ödüllendirecektir.

4- İktidar partisinin sadece kendi çevresi içindeki bir uzlaşma ile bir Cumhurbaşkanı seçmesi halinde ise bunun siyasi istikrara katkısı olmayacaktır. Tam tersine diğer siyasi partilerin, devlet kurumlarının ve toplumun geniş kesimlerinin uzlaşısı olmadan bir Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde meclisin ve devlet kurumlarının sağlıklı çalışma olasılığı azalacaktır. Mevcut iktidar partisi şu anda böyle bir seçim tercihine daha yakın durmaktadır.

Genel Seçim

1- Seçimlerin zamanı ve sonucu büyük ölçüde Cumhurbaşkanlığı seçimi ile belirlenecektir. Cumhurbaşkanlığı seçimi genel bir uzlaşma içinde olursa genel seçimler zamanında yapılacaktır. Aksi takdirde siyasi ortamın gerilmesi ile Temmuz ayında bir erken genel seçim olasıdır.

2- Azami uzlaşma ile bir Cumhurbaşkanı seçilmesi ve tüm kurumların bu Cumhurbaşkanı ile uyumlu çalışması halinde yapılacak genel seçimlerde, tek başına bir partinin iktidar olabileceği,muhtemelen iki partinin de dengeli ve güçlü bir muhalefet oluşturacağı bir sonuç alınabilecektir. Böyle bir seçim sonucunun siyasi ve ekonomik istikrara katkısı yüksek olacaktır.

3- Tartışmalı ve uzlaşılmadan bir Cumhurbaşkanı seçimi sonrasında zamanında veya erken yapılacak bir genel seçim sürecinde siyasi tansiyon azami olacaktır. Böyle bir gergin ortamda yapılacak seçim muhtemelen çok parçalı, partili ve koalisyon hükümetleri yaratacak bir sonuç verecektir.

DIŞ POLİTİK İSTİKRAR

Avrupa Birliği

Türkiye, iki önemli seçim yaşayacağı 2007 yılında AB ile tam üyelik müzakerelerini sınırlı sayıda da olsa bazı başlıklarda sürdürmeli, müktesebat uyumundan kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmeli, bu konuda AB’nin (Fransa-Almanya) eline kullanılabilir kozlar vermemelidir. Türkiye, AB ile ilişkilerini seçimler sonrası yeniden şekillendirmelidir. 2007 yılında düşük yoğunluklu bir ilişki tercih edilmelidir. AB de Türkiye ile ilgili 2008 yılını beklemektedir. Bu nedenle AB sürecinin siyasi ve ekonomik istikrara 2007 yılında etkisi çok sınırlı olacaktır.

Kıbrıs

1- Türkiye, Kıbrıs konusunda yapıcı olmayı sürdürmeli ve 2007 yılında BM nezdinde görüşmelerin yeniden başlaması için istekli olmalıdır. Ancak AB nezdinde yeni bir açılım veya tavizde bulunmamalıdır. Türkiye’nin Kıbrıs’taki haklı tutumu ve Rumlar’ın süreci tıkadığı hem AB’de hem de uluslararası ortamda artık açıkça görülmektedir.

2- 2007 yılında Rumlar’ın özellikle BM nezdinde takınacağı uzlaşmaz tavır karşısında muhtemelen Kıbrıs’ta kadife ayrılık süreci başlayacaktır. Bu konuda İngiltere’nin girişimleri ve ABD’nin desteği belirleyici olacaktır. Ayrıca böyle bir ayrılığa çok razı olmayan ve AB üyesi Birleşik Kıbrıs Devleti’ni tercih eden KKTC Cumhurbaşkanı ve hükümetinin de tutumu önemli olacaktır.

Irak ve Ortadoğu

2007 yılında Ortadoğu’da belirleyici unsur ABD’nin Irak’ta izleyeceği politika olacaktır. ABD 2007 yılında da Irak’ta kalıp, 2008 başından itibaren kısmen çekilmeye başlayacaktır. 2007 yılında ABD’nin ana hedefi birleşik Irak ve Irak’ta güvenliğin sağlanması olacaktır. Türkiye de aynı önceliklere sahiptir. Ancak PKK konusunda ABD ile takvim ve uygulama öncelikleri farklıdır. Yine hükümetin Lübnan, Filistin konularındaki yaklaşımı ile İran ve Suriye yakınlaşması da ABD politikaları ile örtüşmemektedir. Kerkük’ün statüsü ve kuzey Irak’taki bağımsız Kürt oluşumu da bir diğer sıkıntı alanıdır. 2007 yılında en önemli güvenlik riski Irak’tır ve TSK buna karşın büyük bir gücünü yıl boyunca sınırda ve sınıra yakın alanda teyakkuz halinde bulundurmayı sürdürecektir. ABD ile ilişkilerimiz 2007’de yine gergin, inişli ve çıkışlı olacaktır.

EKONOMİK İSTİKRAR

1- 2007 yılında ekonomik istikrarın en önemli belirleyicisi Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacaktır. Mevcut meclisin bir erken genel seçim olmadan azami uzlaşma ve mutabakat ile meclis dışından bir Cumhurbaşkanı seçmesi ile pekişecek siyasi istikrar ekonomik gelişmeleri ve beklentileri de olumlu etkileyecektir. İktidar partisinin uzlaşma sağlamadan kendi adayını Cumhurbaşkanı seçme ısrarı ise önce siyasi istikrarı buna bağlı olarak da ekonomik beklentileri bozacaktır. Böyle bir tercihten ekonomi olumsuz etkilenecektir.

2- Merkez Bankası 2007 yılında ekonomik, siyasi ve dış politik tüm riskleri gözetip, yönetecek kurum olacaktır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, mali disiplin ve fiyat istikrarının korunması belirleyici olacaktır. Siyasi istikrarın bozulmaması halinde Merkez Bankası 2007 yılı risklerini yönetebilecek, ekonomik beklentilerin siyasi istikrarsızlık nedeni ile bozulmaması halinde cari işlemler açığı da finanse edilebilecektir.

3- 2007 yılının riskleri yürütülebilir olduğu sürece mali göstergelerde sınırlı oynaklıklar yaşanacaktır. Ancak aşırı dalgalanma ve kırılmalar olmayacaktır. Dalgalanma ve kırılmalaraancakciddi bir siyasi kriz yol açabilecektir.