BAŞKANDAN Murat SARAYLI
TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı / Avrupa Genç İşadamları Konfederasyonu (YES) Başkanı
Barselona sürecinde Türkiye… Misafir mi, yoksa ev sahibi mi olacak?
 
Günümüzde ortaya çıkan ekonomik, sosyal ve kültürel alanlı yapısal değişiklikler, beraberinde uluslararası ilişkilerde yeniden yapılanmaları kaçınılmaz kılmaktadır.Böyleceyerel ve bölgesel ölçekli bir çok alanda,küresel boyutlu yeni yapılanmalar gündeme gelmektedir.
Bu kapsamda yeni bir yapılanma olarak AVRO-Akdeniz Ortaklığı oluşumu dikkat çekmektedir. Bu oluşumun amacı, Avrupa Birliği ile Akdeniz havzası ülkeleri arasında kapsamlı bir siyasi, iktisadi ve sosyal ilişkiler kurulmasını sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Böylesi bir oluşum ile birlikte, Türkiye’yi, bölgemizi ve hatta neredeyse dünyanın genelini yakından ilgilendiren yeni ve farklı sonuçları olabilecekbir süreç başlamıştır.
İlk kez 1995 yılında İspanya’nın Barselona kentinde toplanılması ve sonucunda ortak bir deklarasyon yayınlanması nedeniyle “Barcelona Süreci” olarak da adlandırılanAVRO – Akdeniz Ortaklığı’nın üç temel hedefi bulunmaktadır. Bunlar; siyasal ve güvenlik alanlarında yakın işbirliği yapılması; iktisadi ve mali ortaklığın güçlü olduğu bir serbest ticaret alanı oluşturulması ve kültürel diyaloğun geliştirilmesinin sağlanmasıdır.
Türkiye’nin de başlangıçtan bu yana kurucu üye olarak yer aldığı bu Ortaklığın, Serbest Ticaret Bölgesi ile ilgili hedefine yönelik çalışmalar hızla yol almaktadır. Oluşumu tamamlandığında yaklaşık 40 ülkede toplam 800 milyon tüketiciyi kapsayacak olan bu bölge,dünyanın en büyük ticaret havzası ve pazaralanlarından biri olacak ve küresel ticarette belirleyici bir rol üstlenecektir. Nitekim günümüzde Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan, Fas, Filistin, Tunus, Cezayir ve Suriye ile AB arasında ikili anlaşmalar imzalanmış; böylece kademeli olarak serbest ticaret alanı yaratılması için altyapılar oluşturulmaya ve gümrük indirimlerine gidilmeye başlanmıştır. 2010 yılına kadar da, diğer Akdeniz ülkeleriyle anlaşmalarınimzalanması veserbest ticaret bölgesi oluşumunun tamamlanması beklenmektedir. Sonuçta, 1958’de 6 ülke ile yola çıkan A(ET)B, 50. yılını kutlarken, günümüzde sadece 27 üye ülkeli bir oluşum ile sınırlı kalmamakta; ekonomik bir perspektif ortaya koyarak Akdeniz Havzası’nı da adeta kapsama alanı içine almaktadır. AB’ye tam üyelik süreci içindeki Türkiye için,tüm bu gelişmelerin yakından izlenmesi ve proaktif bir tutum sergilenmesi son derece önemlidir. Türkiye, dünyanın en büyük ilk 17 ekonomisine sahip bir ülke olarak bölgede önemli bir güçtür. Nitekim bölgenin AB dışında kalan ülkelerin toplam milli gelirlerinin yüzde ellisi Türkiye ve İsrail tarafından karşılanmaktadır.
Türkiye’nin Barselona Süreci’nin başarılı olması için sahip olduğumuzözelliklerimizin iyi değerlendirilmesi ve fırsatların kaçırılmaması gerekir. Bunun için gerekli alt yapı hazırlanmalı; Akdeniz bölgesinde yer alan çoğu ülkeyle aramızda var olan tarihi ve kültürel bağlarımızdan destek alınmalı; sonuçta da ülkemizin bölgedeki yeri, ağırlığı ve önemi düzeyinde politikalar uygulamaya konulmalıdır. Barselona Sürecinin içinde bulunduğumuz bu döneminde, bölge ülkeleri arasındaki ilişkileri geliştirmek için öncelikli konuların başında; KOBİ’leri desteklemek için bir Akdeniz Bankasının kurulması, meslek kuruluşları ve üniversiteler arası işbirliklerinintesisi değerlendirilmelidir.
İşte bu noktada, biz genç işadamlarına da önemli görevler düştüğüne inandık veTürkiye’nin öncü rolünün her platformda ortaya konulmasının önemine olan bilinçle yola çıktık. Vebölge genç işadamlarının aynı çatı altında toplanarak güçbirliği oluşturacağı Akdeniz Genç İşadamları Konfederasyonu’nun kuruluş çalışmalarını başlattık. TÜGİAD Türk iş adamlarının yolunu açmak ve bu süreçte ülkemize hizmet adına,anılan Konfederasyonun kuruluş çalışmalarına liderlik etmektedir.
Nitekim, 15 Ocak’ta Kahire’de gerçekleştirilen Mısır-Türk İşbirliği Forumu’nda Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün huzurunda imzalananTÜGİAD – EJB (Mısır Genç İşadamları Derneği) Bölgesel İşbirliği Protokolü ile Akdeniz Genç İşadamları Konfederasyonunun kuruluşu için ilk somut adımı atılmıştır. Konfederasyonu’nun kuruluş çalışmaları Mart ayında İstanbul’da Tunus, Mısır ve Türk genç işadamları ortak toplantısıyla sürdürülecektir.
Bölgenin lider ülkesinin genç girişimcileri ve işadamları olarak aldığımız bu inisiyatifin bir başlangıç olmasını; ülkemizin bu yeni oluşum sürecinde “misafir” değil “ev sahipliği” rolünü üstlenmesini; bunun için de tüm ilgililerin,tarihi ve kültürel birikimlerimizin temelinde yükselen modern ve güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda aktif bir tutum sergilemelerini diliyoruz.

  Defending our rights in EU, which is a union of negotiations, makes us closer to EU
  Turkey in the Barcelona Process… Will Turkey be the Guest or the Host?
  Turkey Must Aim To Be In The First 50s In 2012
  DEMOCRACY AND THE SUPREMACY OF LAW
  NEED OF CHANGE IN POLITICAL UNDERSTANDINGS
  TO BE ABLE TO RUN LONG AND RACE AGAINST TIME
  2007; COMPROMISE AND STABILITY
  LET’S PROTECT THE ECONOMIC STABILITY TOGETHER
  SECOND HALF YEAR EXPECTATIONS FOR THE ECONOMY AND OUR PROPOSALS
  NEGOTIATION PROCESS DURING TURKEY’S JOURNEY INTO EU
  TURKEY MAY CONTRIBUTE TO EUROPEAN ENERGY SECURITY
  THE HARD WALK FOR TWENTY YEARS AND THE TEMPO OF THE 10TH PERIOD
  TURKEY HAS TO UNDO ITS MEMORIZATIONS
  The Real Process Is Going To Begin From Now On
  THE AGENDA IN TURKEY IS THE EU AND AT THE EU THE AGENDA IS TURKEY
  For Turkey Of Our Dreams...
  OPEN LETTER TO THE EUROPEAN COUNCIL, REFORM LEADERS
DEMAND: MAKE EUROPE SOCIAL AGAIN!
  TURKEY-EU RELATIONS, TASK AND RESPONSIBILITIES