RENGİN YİĞİTBAŞ AKILLIOĞLU

Havacılık Alanında Dünyanın İlk Eisenhower Fellow’u* Bir Türk Oldu
 
Benim hayallerimde Türk bayrağını dünyanın ötesine yani uzaya taşımak vardı. 1969–1970 yıllarında Amerika ilk olarak Ay’a ayak bastığında dalgalanan Amerikan bayrağını gördüğümde “Neden dalgalanan Türk bayrağı değil?” diyerek bu hayale kapılmıştım.
 
Eisenhower Fellowships bursunun sektöründe, ülkesinde ya da dünyada lider olabilecek niteliklere haiz kişilere verildiğini ve Türkiye’de Eisenhower bursunu ilk alanın 9. Cumhurbaşkanımız Sn. Süleyman DEMİREL olduğunu biliyoruz. Bize bu bursu dünyada kaç kişinin kazandığını ve bu bursun önemini anlatır mısınız?
Bu sene dünya genelinde 23 kişi seçildi. Normalde her yıl 25 ülke seçiliyor, daha sonra bu 25 ülkenin her birinden kendi alanında birer tane potansiyel lider adayı seçiliyor. Ayrıca Amerika`dan da 25 aday seçilip yine dünya genelinde seçilmiş 25 ülkeye Fellowships programlarını tamamlamak üzere gönderiliyorlar. Eisenhower Fellowship; daha çok devletlerarası düzeyde tanınan güçlü bir network. Amerika`nın eski başkanlarından olan Başkan EISENHOWER’ın vermiş olduğu hizmetlere bir müteşekkir olarak 1953 yılında kurulmuş bir organizasyon. Karşılıklı diyalog ile daha barışçıl ve daha refah ve huzur dolu bir dünya yaratmayı amaç ediniyor. Her yıl tüm dünyadan ve Amerika’dan 25 fellow bu amaca hizmet etmek üzere seçilmektedir. Dolayısıyla Amerika ve tüm dünya ile karşılıklı etkileşim söz konusu. Amerika’ya gelen adaylar, buradaki uygulamaları kendi ülkelerindeki ile mukayese etme imkanı buluyor ve kendi ülkelerinde neyi değiştirmeleri gerektiğiniya da neyi değiştirmeden korumaları gerektiğini anlıyorlar. Aynı durum Amerika’dan giden adaylar için de söz konusu. Bunun sonucunda fellow’lar arasında doğal bir karşılıklı anlayış ortamı doğuyor. Çünkü herkes birbirini ve dolayısıyla birbirlerinin ülkelerini tanımış oluyor. Karşılıklı diyalog ve anlayışa dayalı bir network oluşmuş oluyor. Ve sonuçta dünya ülkeleri için her alanda ve her konuda en iyininkorunması ya da adapte edilmesi sağlanmış oluyor. Bir ülke, dünyada kabul görmek istiyorsa önce diğer ülkelerin görüşlerini anlamalı ve onların da kendi görüşünü anlayabilmesini sağlamalı. Bu açıdan bu organizasyon oldukça akıllıca bir yaklaşım içeriyor.

Bu arada Eisenhower Fellowships organizasyonunun kurulmuş olduğu1953 yılından bu yana havacılık alanında seçilmiş dünyanın “ilk” Eisenhower Fellow’u oldunuz. Neler hissettiniz?
Gurur duydum tabii. Seçildiğimde bunu bilmiyordum. Programa katıldıktan sonra öğrendim. Bunun yanısıra kariyer hikayemin Eisenhower Fellowships’in eski başkanlarından Sn.Theodore FRIEND’in yazacağı “Ortadoğu”da Yükselen Kadınlar” konulu kitaba konu olacak olması da beni hem şaşırttı hem de memnuniyet verdi. Programın sonrasında Innercall firmasının CEO’su Sn. Jim BOTKIN benim için Kanada’dan bir yaşam koçu ile birlikte çalışma imkanı sağladı ki; bu da benim için çok güzel bir deneyim oldu.

ABD’ye giden fellow’ların esas olarak amaçları ne?
Kişisel çıkarları uğruna değil ama insanlık uğruna ulaşmak istedikleri hayallerini gerçekleştirebilmeleri için karşılarına çıkacak olan kapıları açmalarını sağlayacak anahtara sahip olmak. Böyle bir anahtar programdan mezun olurken gerçekten veriliyor. Bu anahtar Philadelphia’daki Eisenhower Fellowships evinin anahtarı ve o evden taşınıldığında da geleneksel olarak kilit de sökülüp taşınıyor. Anlamı; Eisenhower Fellowships evinin kapısının fellowlara 24 saat açık olduğu. Ancak bu anahtarın bir de manevi anlamı var tabii. Eisenhower Fellowships daha çok devlet düzeyinde bilinen prestijli bir organizasyon ve güçlü bir network.Trustee heyetinin başkanı şu andaki ABD Başkanı’nın babası olan Sn. George BUSH. Trustee olarak da organizasyonda dünya devi olarak bilinen Amerikan şirketlerinin patronları bulunuyor. Eisenhower Fellowships’in Yönetim Kurulu Başkanlığını Eski ABD Dış İşleri Bakanı Dr. Henry KISSINGER yürütmekteydi ve bizim mezuniyet sertifikalarımızı kendisi bize takdim etmişti. Kasım 2006’dan itibaren ise görevini Sn. Colin POWELL’a devretti. Eisenhower Fellowships`in başkanlığını ise bir zamanlar ABD Başkanının genel sekreterliği görevini başarıyla sürdürmüş olan Sn. John WOLF yürütmektedir. Bugüne kadar seçilmiş yaklaşık 1700 fellow’dan yaşayan 1300 tanesinin içinde ise dünya genelinde yine çeşitli bakanlar ve devlet başkanları bulunmaktadır. Fellow seçildiğiniz zaman böyle bir networkun içine giriyorsunuz. İki ay süren fellowships programı süresince ABD’de kendi alanınızda veya ilgi duyduğunuz başka bir alanda üst düzey görüşmelerde bulunarak kendiniz için de bir network oluşturabiliyorsunuz.

Bu kapsamda benim için; Ay ve Mars projelerinin yürütüldüğü NASA Uzay üssünde, American, United, Delta, Southwest havayollarında, FAA ve Ulaştırma Bakanlığından, Boeing ve GE gibi üretim firmalarında, Embry Riddle gibi havacılık yönetimi üzerine eğitim veren üniversitelerde ve Washington’da uzay kanunları üzerine çalışmalar yapan meclis üyeleri ile üst düzey görüşmeler sağlandıve Harvard ve MIT (Massechusette Institute of Technologies) Üniversitelerinde liderlik üzerine eğitim verildi.

Sizin hayaliniz neydi?
Benim hayallerimde Türk bayrağını dünyanın ötesine yani uzaya taşımak vardı. 1969-1970 yıllarında Amerika ilk olarak Ay’a ayak bastığında dalgalanan Amerikan bayrağını gördüğümde “Neden dalgalanan Türk bayrağı değil?” diyerek bu hayale kapılmıştım. Ancak ilkokul birinci sınıfta sol kulağımın duymadığını ve duyamayacağını öğrendiğimde ne astronot ne de pilot olamayacağımı anlamıştım. Bu nedenle bu hayali bir kenara bırakıp İTÜ İşletme Mühendisliği’ni ve ardında da Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde yüksek lisansımı tamamladım Ama geriye attığım hayalim beni bırakmamıştı. Bayrağımızı gökyüzünde taşıyan yegane şirket idi Türk Hava Yolları o günlerde. Bu nedenle Türk Hava Yolları’nda işe girdim ve hala gururla çalışmaktayım.

Şu anda, Türkiye’de, uzay çalışmaları ile ilgili herhangi bir ciddi adım, ya da geleceğe yönelik herhangi bir proje var mı?

Kamuoyuna ilan edilmiş bir şey yok. Muhtemelen askeri kanatta bilgi sahibi olamayacağımız çalışmalar yapılıyordur. Bizde eksik olan şu: Amerika’da Başkan KENNEDY 10 yıl içinde Ay’a adam göndereceğiz şeklinde bir demeç verdiğinde, 10 yıl sonra KENNEDY başkan olmasa dahi o misyon gerçekleşiyor. Mesela Başkan BUSH, Mars’a insan yollayacağız dediğinde, NASA’da en alttaki adam dahi, “Başkanımız böyle dedi biz buna çalışıyoruz” diyor. Yani en tepedeki insanın ilan ettiği misyonuen dipteki insan ağzına almış, benimsemişve gerçekleştirmek için çalışıyor.Bence bizde eksik olan ülkemizdeki liderlerin böylesine bir vizyon cümlesini dile getirip gelecek nesillere aktaramaması. Uzayda yapılan her ilerlemenin dünyada etkileri çok büyük oluyor. Örneğin, uzaya bir uydu fırlatıldı, telekomünikasyon, internet, cep telefonu derken yüksek bir hayat kalitesine ulaşıldı. Uzay çalışmaları giydiğimiz kıyafeti ve yiyeceklerimizi dahi etkiliyor, çünkü orada uzay kıyafetleri ve uzay yiyecekleri için bir dolu araştırma yapılıyor. Biz de bu araştırmaları paylaşıldığı kadarıyla kullanıyoruz günlük hayatımızda. Aslında uzay çalışmalarında birçok bilgiyi paylaşamıyorlar. Bilginin paylaşılamamasının nedeni de uluslararası barışın olmaması, sınırların var olması, güven eksikliği, her ülkenin savunma mekanizmasını geliştirmeye çalışıp karşı taraftan bilgiyi saklaması. Bu nedenle uzay çalışmalarının sivilleştirilmesinde yarar var, böylece bilgi paylaşılabilir olur ve bayrak yarışı şeklinde keşifler birbirini izler. Oysa şimdi bir ülkede bir keşif yapıldığında başka bir ülke aynı konuda sıfırdan çalışıyor, çünkü keşfi yapan ülke milli savunma politikasına ters düşebilir düşüncesi ile bilgiyi paylaşmıyor. Paylaşılsa tüm dünyada refah seviyesi hızla artar. NASA’nın bir askeri kanadı, bir de sivil kanadı var. Bizde eksik olan şey de bu sivil kanat. Türkiye’de tüm gelişmeler, savunma amaçlı ve savaş politikaları çerçevesinde götürüldüğü için insanlık adına pek bir şey yapılmıyor. Bilim adamımız olmadığından değil; gereken değeri vermediğimizden. Bunu yapabilecek olan sivil çalışmalar, o nedenle de uzay çalışmalarına yönelik olarakTürkiye’de sivil idarelerin kurulması gerektiğine inanıyorum. Uzay çalışmalarında