PERİSKOP Mehmet Uğur CİVELEK
Ekonomist
Sürdürülemez Eğilimler
 
Çok değil beş-altı yıl önce, ekonomi ve piyasa uzmanlarına aşağıdaki soru sorulsaydı yanıtları ne olurdu: Petrolün varil fiyatı 90 dolar, altının ons fiyatı 800 dolar düzeylerini aşarsa neler yaşanır? Herhalde yanıtlar iki ana grupta yoğunlaşırdı: “mümkün değil” ve “finansal sistem çöker” yanıtları açık ara öne çıkardı. Oysa bugün söz konusu durum gerçekleşmiş durumda ve beklentileri yönlendirmek adına anormal bir durum olmadığını ve işlerin iyi gittiğini söyleyenlerin sesi daha yüksek çıkıyor. Evet garip bir durum, ya daha önceki bilgi düzeyi çok yetersizmiş veya bugünün dünyasını yönlendirenler yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş! Tarih bilincine sahip olanların çok iyi bildiği bir gerçek var: sürdürülebilir olmayan eğilimler hep sorunları yaratmış ve büyütmüş, sonuçta büyük felaketlere katlanmak kaçınılmaz olmuş. Küresel düzeyde son beş yıldır gözlenen eğilimler de sürdürülebilir değil ve tarih tekrarlanıyor. Amerikan doları diğer tüm paralara karşı değer kaybederken, Türk Lirası düzenli olarak değerlenen ve en çok prim yapan ünvanların sahibi oldular. Parapolitikaları bir daha sıkılaştırılmak üzere gevşetildi ve ürettiği sorun ve dengesizliklere günü kurtarmak adına kayıtsız kalındı. Menkul ve gayrimenkul değerlerinin düşmemesi ve yükseltilmesi öncelikli amaç haline gelirken, emtia fiyatları uzay yolculuğunda büyük mesafe katetti. Faaliyet gelirleri erirken, rekabet koşulları ve gelir dağılımı bozuldu. Özetle söylemek gerekirse dünyanın çivisi çıktı. Bilginin olumsuz yönde kullanıldığı böylesi bir dönem hiç yaşanmadı, korkuların iktidarı güçlendi. 2000 yılında bir yandan yeni ekonomi hisselerindeki gerileme, diğer yandan petrol fiyatının 38 dolara kadar yükselişi, sekiz yıllık büyüme döneminden sonra ABD ekonomisini durgunluğa sokmuş, dünya ekonomisini de sarsmıştı. Bugün daha vahim olarak petrol 90 doları aştı ve gayrimenkul değerleri geriliyor, fakat büyüyen durgunluk riskini ötelemek günü kurtarmak için ne gerekirse yapılıyor. Yükseltilmesi gereken dolar faizleri düşürülüyor, soğutulması gereken ekonomi iyice ısıtılıyor. Belli ki dünyayı yönlendirenler kendi çıkarlarını korumak adına her şeyi göze almış, hatta çıldırmış. İnsanlığa ilişkin değerler tüketilmiş. Yukarıdaki küresel eğilimler eşliğinde Türkiye dış açık bir modelde sorunlarını çözmeye çalışıyor! Tek kelime ile mümkün değil. Zaten gerçekte çözmeye çalışmıyor, sadece öyle söyleyerek beklentileri yönetmeye, olası paniği önlemeye ve günü kurtarmaya çalışıyor. Bu devirde dış açık bir modelde hem de sıcak para desteği ile sorunları çözmek, sürdürülebilir bir denge tesis etmek tek kelime ile imkansızdır. Bugün gelinen nokta büyük bir açmazdır: Türk Lirası daha fazla değerlense de, değer kaybetse de sonuç kaostur, krizdir. Emtia fiyatlarındaki yükselişin içerideki beklentileri bozmaması ve enflasyonun gerilemeye devam etmesi için Türk Lirasının seri bir şekilde değerlenmeye devam etmesi gerekmektedir. Fakat ekonominin böyle bir durumu daha fazla taşıyacak gücü kalmamıştır. Ekonominin yarısını oluşturan üreticilerin buna karşı yapabileceği tek şey tükenmektir! Eğer üretenlerin biraz daha dayanma gücü olsaydı, enflasyon ve faizler düşebilir, menkul ve gayrimenkul değerleri bir miktar daha yükselebilir, Türkiye’ye net sermaye girişinin devamı sağlanarak bir süre daha idare edilebilirdi. Diğer taraftan Türk Lirası üretenleri rahatlatmak üzere değer kaybetse bu kez enflasyon ve faizlerin hızla yükselmesi, varlık değerlerinin gerilemesi ve net sermaye çıkışı kabus oluyor. Sonuçta döviz kuru nereye giderse gitsin, sonun kapıyı çalması önlenemiyor. Sürdürülebilir olmayan eğilimlerin demokrasi ve özgürlük mü getireceği yoksa felakete mi yol açacağı gerçeği ile bir kez daha tanışmak zamanı geliyor... Yıllardır günün kurtarılıp, geleceğin tüketildiğini ısrarla belirtiyor, her gelen günün gideni arattığını tekrarlıyoruz. Hafızanızı zorlayın, yaşadıklarınızın böyle olup olmadığını hatırlayın! Eğer böyle olduğunu düşünüyor ve korkularınızı aşabiliyorsanız, tedbiri veya çözümü başkalarından beklemeyin, tevekkülle çok kıymetli zamanı tüketmeyin! Kendi tedbirlerinizi alın, kemerlerinizi bağlayın!..