Fırat SARIBIYIK TÜGİAD Çukurova Sayman & Yönetim Kurulu Üyesi

TÜGİAD Çok Seçkin Bir Yapı
 
Türkiye'de yükünü zamanında teslim etmek için saniyelerle yarışan bir lojistikçinin bu tür durumlarda kullandığı bir deyim vardır: “Tek rakibim Türk Hava Yolları!” Bugün Türkiye'de adını kalite, güven ve hız ile özdeşleştiren İlkas Denizcilik ve Kaf Marine Denizcilik şirketi aynı mottoyu yaşatıyor. Geniş bir coğrafyaya sunduğu etkin hizmetleri ve hız kesmeyen yatırımlarıyla bu iki şirket, küresel lojistik pazarında da aynı bayrağı dalgalandırma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İlkas Denizcilik ve Kaf Marine Denizcilik’in başarılı yöneticilerinden Fırat SARIBIYIK, aynı zamanda iyi bir sivil toplumcu. Başarılı bir ticaret hayatı bulunan SARIBIYIK, aynı zamanda TÜGİAD Çukurova Şubesi Sayman & Yönetim Kurulu Üyeliği’ni de yürütüyor. Bu başarılı iş adamı ile iş dünyasını ve TÜGİAD’ı konuştuk.
 
TÜGİAD İLE TANIŞMANIZ NASIL OLDU?
Yoğun bir iş temposu ile boğuşan birisi olarak, sivil toplum kuruluşlarına yeteri kadar vakit ayıramıyordum. Bu içimde hep bir yara idi. Çünkü ne iş yaparsanız yapın, bunun dışında topluma ve yaşadığınız kente insanın bir sorumluluğu olması gerektiği inancındaydım. Dedim ya çok istememe rağmen, istediğim ölçütlere uymadığı için bir sivil toplum kuruluşuna girmedim. Ancak, ortağım Ali YÜCELEN’in Çukurova’da başlattığı TÜGİAD Şube çalışmaları ilgimi çekti. İşin İçinde Ali YÜCELEN varsa bir kalite bir güçte vardır “ diye düşündüm ve ardından bu duygularla bu yeni oluşuma katkıda bulundum. Gördüm ki önsezilerim beni haklı çıkardı. TÜGİAD gerçekten tam hayal ettiğim güçte bir sivil toplum kuruluşu.

TÜGİAD’IN DİĞER SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN AYRILAN EN BARİZ ÖZELLİKLERİ SİZCE NELERDİR?
Her şeyden önce müthiş bir insan kalitesi var. Hepsi üst düzey eğitimli, ülkesini seven, ticaretin en yoğun katmanlarında iş yapan insanlardan oluşan bir yapı. TÜGİAD “İçinde boş adam yok” tanımının tam karşılığı. İşte TÜGİAD bu kadar dolu ve iş yapmaya hevesli insanlardan oluşmuş. Bu bence diğer sivil toplum kuruluşlarında olmayan en bariz örnek.

TÜGİAD’IN GENEL MERKEZ, ANKARA VE BURSA ŞUBELERİNDEKİ ARKADAŞLARINIZLA DA TANIŞTINIZ MI?
Tabii tanıştık ve her ay yapılan etkinliklerde birlikte oluyoruz.
Her biri birbirinden başarılı, zeki, seçkin ve çalışkan arkadaşlar. Çukurova Şubesi’ndeki arkadaşlarımın ve benim en büyük şansımız Ali YÜCELEN gibi iyi bir kılavuzun bize rehberlik etmesi. Ali YÜCELEN birçok önemli adıma öncülük etmiştir. Bunlardan biri de TÜGİAD’la bizi bir araya getirmesidir. Kendisi çok iyi bir TÜGİAD’cı. TÜGİAD’lı bir arkadaşımızın en küçük sıkıntısında Ali YÜCELEN ordadır, çözüm arar, elinden gelen tüm desteği verir. Yeter ki o arkadaşımızın sorunu çözülsün. İşte böyle bir kılavuzla biz de TÜGİAD’ı tanıyoruz, TÜGİAD mantığını ve felsefesini içimize sindiriyoruz.

HERKES LOJİSTİĞİN GELECEĞİNİN PARLAK OLDUĞUNU KABUL EDİYOR. PEKİ BU SEKTÖRE İÇERDEN BAKILDIĞINDA NELER DİYEBİLİRSİNİZ?
Aslında, Türkiye’nin Lojistik perspektifi ilk bakışta oldukça parlak. Coğrafik konumu, son yıllardaki ekonomik gelişmeler sayesinde hızla anlam kazanıyor. Ancak sektörümüz bu hıza ayak uyduramıyor diye düşünüyorum. Örnek olarak birkaç yıl sonrasını düşünelim. Avrupa Lojistik gelişimlerini ölçek alarak 2015 için Türkiye Ekonomik ve Lojistik öngörülerini analiz edersek, açığın ne kadar ciddi olacağı anlaşılabilir. Günümüzde önemli yatırımlar ve geniş kapsamlı çalışmalar başlatılmış olsa da, Türkiye’nin gelişme hızına oranla yeterli olup olmayacağı büyük bir soru işareti. Artık Türkiye bir lojistik ülkesi olduğunun farkına varıp, lojistikte dünyaya örnek teşkil edebilecek bir vizyona sahip olmalı. Türkiye, coğrafi konumunun getirdiği üstünlüklerle, ticaretin geçiş noktası olarak kullanılacak bir konumda. Buna, Ortadoğu'daki olumsuz gelişmelerle etkilenen ticareti de eklersek, öneminin daha da arttığını açıkça görüyoruz. Öte yandan etkin ve güçlü forwarderlara, lojistikçilere ulaşmak için önemli seyahat maliyetlerine katlanmaksızın, Türkiye'de buluşma imkânı yakalamak, çok önemli bir fırsat. Yabancı firma temsilcileri bizzat ayağımıza geliyor. Türkiye'ye gelmek için zaman ve para ayırmış olmaları, bölgedeki ticaret ile somut olarak ilgilendiklerini gösteriyor. Türkiye'deki katılımın geniş olması, sektörün seviyesi ve iş bilirliği ile birlikte, Türkiye'ye olan ilgiyi artırarak, cross trade vb. ticaret imkânlarını da gündeme taşıyacaktır.

SEKTÖRLE İLGİLİ NİTELİKLİ ELEMAN YETİŞTİREN KURUMLARIN SAYISI ARTIYOR. BU KONUYLA İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Günümüzde yaklaşık 46 adet Lojistik Fakültesi var. Büyük kısmı son on yıl içinde faaliyete geçti. Mevcut programlar çoğunluğun karşılayamayacağı derecede pahalı kalıyor. Bildiğim şirketlerin genel ortalaması ancak %2-3 oranlarında Lojistik Fakültesi mezunu çalıştırıyor, bunun üstünde fakülte mezunu çalışanı olan yok. Çalışanların çoğu ilgisiz bölümlerden mezun. Kimileri İngilizce bile konuşamıyor. Eleman yetiştirmeyle zaman kaybetmektense biz de eğitimli kişilerle yol almak isteriz. Nitelikli eleman yetiştirme ve çalıştırma konusunun üzerine biraz daha gidilmeli diyorum. Çünkü bu ciddiyeti ve hassasiyeti yüksek bir alan.

YENİ MEZUNLARA NE ORANDA YER VERİYORSUNUZ?
Şirketimizin %80’i, mezuniyetinden sonra şirketimizde işe başlayıp yetiştirdiğimiz personeldir. İK ayağında kalite yönetim çalışmalarımız eşliğinde eğitim süreçleri ve gelişim planları güncellenmekte. Genç, dinamik ve aynı zamanda eğitimli bir kadroya sahibiz. İşimizin yayıldığı alan bunu gerektiriyor. Tabii ki tecrübesine ve bize yıllarını vermiş bu işte usta çalışanlarımız da bünyemizde mevcut.

İSTİHDAMDA EN FAZLA NEREDE SIKINTI YAŞANIYOR?
Operasyon uzmanı kadrosu için yabancı dil bilen (İngilizcenin yanı sıra diger lisanlar) personel bulmakta sıkıntı yaşayabiliyoruz. Biraz önce de bahsettiğim gibi bu sektörün eğitimi henüz oturmamış. Bu yüzden istihdamda bu tür sıkıntılar yaşıyoruz. Ayrıca prensip olarak tüm pozisyonlarda uzun soluklu iş birliklerini tercih ediyoruz. Bu tercih, seçenekleri oldukça daraltırken, isabetli seçimi yapmak adına fazla sayıda görüşme yapmamıza neden oluyor.