AB BAŞKENTİNDEN Suat Lemi ŞİŞİK
TÜGİAD Brüksel Temsilcisi
Türkiye ve AB müzakerelere genel bakış
 
Türkiye ile aynı gece Avusturya’nın zorlaması ve Türkiye ile müzakerelerin başlamasını engellemekle tehdit etmesi ile müzakere sürecine başlayabilen Hırvatistan tüm hızı ile müzakerelere devam ederken Türkiye mehter marşı ile ilerlemeye devam ediyor.

Hırvatistan müzakere başlıklarının üçte ikisini tamamlarken, Türkiye henüz 12. müzakere başlığını görüşmelere açabildi ‹sveç dönem başkanlığında. Türkiye için sekiz başlık Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne Türk liman ve havaalanlarını açmaması nedeniyle askıya alınmış durumda. Bu başlıkları askıdan indirmek için Türkiye Avrupa Birliği ile olan Gümrük Birliği antlaşmasını Güney Kıbrıs’ı da kapsayacak şekilde uygulaması gerekiyor. Bu da Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulmasına bağlı. Aksi takdirde Türkiye’nin liman ve havaalanlarını resmen tanımadığı Kıbrıs Cumhuriyetine açması kesinlikle düşünülmüyor.

Öte yandan Osmanlı’dan pek değerli dostumuz, müttefiğimiz Fransa, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile birlikte ayrıca ön başlığı daha bloke etmiş durumda. Sarkozy’nin gerekçesi de bu başlıkların Türkiye’yi tam üyeliğe götüreceği.

Bu mantığa göre geriye kalan 25 başlık tam üyelik ile alakalı değil. Olsa olsa Fransız mantığı ancak öyle işler. Dünya bir türlü, Fransız öteki türlü düşünür ya.

Onsekiz başlık askıda iken geriye kalan onyedi başlık neden açılamaz, onu da bilemiyoruz. Açılan oniki başlık dışında kalan beş başlık niye bekletiliyor? Türkiye’nin kararlılığına ne oldu? Verdiğimiz intibah bu konuda pek de ciddi olmadığımız yönünde. Önümüzdeki dönemde ‹spanyol Dönem Başkanlığı’nda iki başlık açılması planlanlıyormuş. Niçin Türkiye’nin tam üyeliğini çok yakından ve samimi olarak destekleyen bir ülkenin dönem başkanlığı daha iyi değerlendiril miyor? Niçin hedeflerimizi mütevazi olarak belirliyoruz?

Her yazımda vurguladığım gibi niçin hala daha bir tam üyelik tarihi öngör müyoruz? En azından kendi tarafımızdan. Planı olmayan, başkalarının planlarının bir parçası olur. AB üyeliği konusunda Türkiye’nin planı varmış gibi görünmüyor Brüksel’den. 2010 bizim açımızdan önemli ve olumlu bir yıl. Yılın ilk yarısında ‹spanyol Dönem Başkanlığı, ikinci yarısında ise Belçika Dönem Başkanlığı var. Bu dönem iyi değerlendirilmeli. ‹sveç gibi olumlu bir Dönem Başkanlığı maalesef kaçırıldı. Son dakikada çevre başlığını müzakere amak, ‹sveç Dönem Başkanlığı’nın prestij meselesi oldu ve onların baskıları ile bu başlık açıldı.

Avrupa Birliği’nin 2007-2013 mali planı içinde yeralmayan Türkiye’nin tam üyeliği, 2014-2020 mali planı içinde mutlaka yeralmalı. AB birçok hedefini 2020 yılına göre belirliyor. O tarihe kadar Türkiye’nin AB’ne tam üye olmuş olması şart. Aksi takdirde çok ama çok geç kalınmış olacak.

‹şleri biraz ciddiye almakta fayda var. Yüzümüzü doğuya da çevireceğiz ama batıyı ihmal etmeden. Unutmamalı ki tüm Dünya yakından takip ediyor Türkiye’nin AB ilerlemesini. Türk olduğumu söylediğim heryerde herkes Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili fikrini açıklıyor; New York’taki Bangladeşli taksi şöföründen, Bahreyn’de Maliye Bakanlığı’na kadar…