ERTAN FIRAT

Sigortacılığın Çok Daha İyi Noktalara Geleceğine İnanıyorum
 
Aviva Holding plc, İngiltere’nin 3 büyük sigorta şirketinin 2000 yıllarında yaptığı evlilikler sonrasında doğmuş, Avrupa’nın 5., dünyanın 6. büyük sigorta kuruluşudur. Aviva’yı oluşturan şirketler; Commercial Union, General Accident ve Norwich Union olup, bu şirketlerin kökleri 1696’lara kadar gitmektedir. Yani, Aviva Grubu 300 yıllık bir sigortacılık geçmişine sahiptir ve sadece sigortacılıkla iştigal etmektedir. Bu dünya devinin, Türkiye’de iki şirketi faaliyet göstermektedir. Bunlar Aviva Sigorta A.Ş. ve Aviva Hayat ve Emeklilik A.Ş.’dir.
 
Biz her zaman kendimizi; "neyi daha iyi yapabiliriz? Başarı yüzdemiz nedir? Bunu nasıl daha fazla arttırabiliriz?" şeklinde sorguluyor ve sürekli yeni alternatifler geliştirmeye çalışıyoruz.

İş hayatımızda mevcut başarılarınızla tatmin olursanız ve onu daha ileriye taşımayaçalışmıyorsanız, başkalarının gerisinde kalırsınız. Sonuçta birileri sizi örnek alıyor, sizi izliyor, görüyor ve aynı şekilde siz de birilerini izliyorsunuz. Herkes bir diğerini geçmek için çabalıyor, dolayısıyla performans çok önemli. Sigorta sektörü, ülke ekonomisi açısından çok önemli bir sektör.TC’nin ‘planlı ekonomi’ye geçtiği tarihlerden itibaren hep sigorta sektörünün daha iyiye gitmesine yönelik çalışmalar ve çabalar oluşmuştur.IMF Müzakereleri’nde de sigorta sektörü hep ön planda tutuluyor. Hem globalleşmenin, hem risklerin gün geçtikçe artıyor olması, iletişiminyoğunlaşması ve doğru bir konumlandırmayla sigortacılığın çok daha iyi noktalara geleceğine inanıyorum. Portföyleri, risk algılamalarını doğru yöneterek tüketiciyi düşünmemiz gerekiyor. Ürününüz ucuzlayabilir, o problem değil; yani fiyat satın almalarda önemli bir kriter ama hangi risk grubunu ve kimleri dışarıda tutacağımıza ve kimleri ödüllendireceğimize çok iyi karar vermeli ve bu durumu çok iyi değerlendirmeliyiz.
v Bunu yaptığımız takdirde, hizmeti tabanadaha da yayabiliriz. Çünkü riski düşük olanlara yüksek fiyat verirseniz bir müddet sonra sistemden vazgeçerler. Yani, "Riskim zaten çok yüksek değil öyleyse ben niye bu kadar maliyete her yıl katlanıyorum" diye düşünürler. Oysa ki bu riski düşük grup ödüllendirilmeli, daha düşük fiyatlarla sistemde tutulmalıdır.Riski yüksek gruplar veya işletmeler ise bizlerin yönlendirmesiyle bu riskleri daha akılcı bir şekilde yönetebilmeyi öğrenebilirler. Burada soysal sorumluluk konseptinden bahsetmek pekala mümkün. İrlanda’da bizim grup şirketlerinden birinin yaptığı bir çalışmayı anlatmak istiyorum.

Avrupa’daaraçların mali sorumluluk poliçesi (bizdeki adıyla trafik poliçesi) limitleri çok yüksek mesela ölüm durumunda sınırsız sorumluluk, maddi hasarlarda da yanlış hatırlamıyorsam 100.000 Euro’dan başlamak üzere ve daha da artabilen yasal yükümlülükler var. Orada sigorta şirketleri yaşı genç insanları sigortalamak istemiyor.
Bizim grup şirketimizin genç sürücülerle yaptığı bir uygulama var: 1 aylık eğitim programımız çerçevesinde teorik vetest sürüş tekniklerimiz ile eğitim veriyoruz ve bu eğitimde başarılı olanlar sigorta yaptırabilme imkanına kavuşuyorlar. Bu eğitimden amaç, sürücülerin daha dikkatli araç kullanmalarını sağlamak ve olası riskler konusunda onlara bilgi aktarmakve sonuçta kaza oranını düşürmektir. Çok değerli ve birikimlibirçok insanıntrafik kazalarısonucunda kaybedildiğini düşünürsek; toplum için bunun ne kadarönemli bir sosyal sorumluluk olayı olduğunu anlamak daha kolaylaşacaktır.

Aviva Group kurumsal kimliğinizi nasıl çiziyorsunuz? Nelere olmazsa olmaz diyorsunuz?
Etik değerler bizim için çok önemli, çalışanın mutluluğuçok önemli; çalışanların mutluluğu sağlanamıyorsaçalışanlar o şirkete artı değer katamaz. Problemin dile getirilmesi yetmiyor, çözümü önemlidir. Biz çalışanlarımıza çok ciddi eğitim fırsatları da sağlıyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında mevcut kanallarımızı sonuna kadar eğitim konusunda değerlendirmeye çalışıyoruz. Yönetim konusunda adil olmanız da çok önemli. Kimse kimsenin önünü kapatmamalı ve bunu yönetici olarak siz sağlamak durumundasınız. Aksi takdirde yeni gelen beyinlere fırsat sunamazsınız ve onları etkin bir şekilde değerlendiremezsiniz; dolayısıyla da işgücü kaybına sebebiyet verirsiniz. Bir de yönetim yabancı şirketlerde çok daha şeffaftır ki ben bununla gurur duyuyorum. İşini seven ve artı değer yaratmak için çabalayanlar bizde gerçekten de hak ettikleri noktalara geliyorlar ve gelecekler.

Motivasyonu da atlamayalım. Ben konuya biraz tersinden yaklaşıyorum; demotive etmeyeyim de, kişiler zaten iş motivasyonunu kendileri sağlayacaktır diyorum. Hırslı, hedefleri olan insanlar da olacak, sadece bulunduğu noktadan keyif alan ve ötesi düşünmeyenler de, herkesten aynı yaklaşımı bekleyemezsiniz. Motivasyon keyif almakla ilgili bir şey aslında ve ben yine şunu iddia ediyorum ki herkes belli bir farkındalığa sahip olabilirse yeni şeyler öğrenmekten keyif alacaktır. Önemli olan nokta gerçekten de bu farkındalığı yaratabilmektir. İnsanlar yeni bilgiler öğrenmenin mutluluğunu fark etsin ve siz onları demotive etmeyin inanın herşey kendiliğinden çözülecektir.

Sigorta Sektörü’nün devlet desteğinden yoksun olduğu acı bir gerçek, bu konuda neler söylemek istersiniz?
Sigorta konusundayasal boyutlarda eksiklerimiz var. Şu an Sigortacılık Kanunu, Meclis’ten geçmeyi bekliyor.Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bünyesinde bir Sigortacılık Genel Müdürlüğü var. Bu birimAB’ye uyum yasaları çerçevesinde sektörün performansını daha net ve daha etkin ölçmenin çalışmalarını yapıyor. Yine de hiçbirşey, yasası olmayan bir sektör olma ayıbını örtmüyor.Bu kanunun, bu yasama döneminde Meclis’ten geçmesini bekliyoruz. Yasa koyucuuluslararasıkriterlere göre yasal düzenlemeleri yapmalı ve denetimi, güç ve erki belli kurumlara atfetmeli; onun dışındaki alanı tamamen serbest bırakmalıdır.

Öyle bir sektör düşünün ki;satış vadeleri tek bir plana bağlı olduğu için, tezgah altı yöntemlerle müşterilerine ödeme alternatifleri sunmaya çalışıyor. Şu anda bir ekonomik süreç geçiriyoruz, insanlar beyaz eşyayı 18-24-36 aylık vadelerle alıyor; bir giyim eşyasını en az 6 aylık vadeyle alıyor, sıra sigorta poliçesine gelince % 25 peşin 5 taksit dışında bir seçenek sunamıyorsunuz , tüketici kredilerinin, ödeme sistemlerinin bu denli geliştiği dönemde biz de hiç olmazsa poliçe süremiz olan 1 yılı içine alacak şekilde ödeme planları sunabilmeyiz ve müşterilerimize legal olarak alternatifler yaratabilmeliyiz.

Reasürans konusundaneler düşünüyorsunuz?
Olayın uluslararası boyutuyla, daha doğrusu bilanço ayağıyla daha yakından ilgileniyor olmalıyız. Sigortacılıkta teknik detaylar çok fazladır. Taşıdığınız risklerin birçoğu bazen aynı anda gerçekleşirler, örnek; sel, deprem gibi doğa olayları veya terör sonucu oluşacak kayıplar. Bu gibi durumlarda sigorta şirketlerinin de ilave güvencelere ihtiyaçları olacaktır.Yani sigorta şirketinin de sigortaya ihtiyacı vardır. Tamamen aynı mantıkla biz nasıl sigortalımızda belli bir prim alıyor ve onların riskini güvence altına alıyorsak, biz de reasürörlerimize prim ödeyerek, kendi riskimizin bir kısmını onlara satıyoruz. Bu noktada analiz süreci çok önemlidir, araştırmalar kapsamlı bir şekilde yapılmalı ve bilanço kalemleri olası bir beklenmeyen riske hazır olacak şekilde planlanmalıdır.

Acentelik sisteminin avantaj mı dezavantaj mı olduğunu düşünüyorsunuz?
Biz Türkler olarak satınalma kararlarımızda herşeyi danışarak yaparız, birilerine birşeyleri danışır ve onların yönlendirmelerine önem veririz. Acenteler de bu durumda devreye giriyor. Acentenin verdiği hizmetin doğruluğu ve kalitesi de sadece kendisini değil, asıl şirketi de bağlamış oluyor. Biz acentelik hizmeti verecek kişileri tespit ederken de çok hassas davranıyoruz. Bir kere 3-4 yıllık sigortacılık geçmişi olsun istiyoruz, sonra portföyünü oluşturabilecek mi, hayalleri ve kişisel durumu bu işi yapmaya uygun mu; tüm bunları etraflıca araştırıyoruz; şayet ikna olursak, bu kez de çok ciddi bir eğitim sürecinden geçiriyoruz, gerektiğinde kendi şirket çalışanlarımızla bir süre iş başında eğitim veriyoruz ve onları sektöre böyle hazırlıyoruz. Bireyler malesef sigorta ihtiyacını iyi ölçüp konumlandıramıyor.

Dolayısıyla ürün detaylarına girerken çok dikkatli olmalı ve risk tespitini doğru yapmalı ve sigortalıları doğru yönlendirmelisiniz.Bu süreçte acentelerin önemi ve kalitesi çok net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Sondönemlerde sevindirici bir başka gelişme de sigorta sektörü acentelik konusunda daha hassas v