| Başak İLİSULU | |
| TÜGİAD Genel Sekreteri |
|
Değerli TÜGİAD Ailesi, Değerli Okurlar, |
Kulağa dolu dolu gelen 30 yıl gibi bir süre, bir taraftan yapılabileceklerin yapıldığı, söyleneceklerin söylendiği gibi düşündürse de, değişen dünya dinamiklerinde TÜGİAD gibi önemli bir yapının daha yapacak ve söyleyecek çok şeyinin olduğunu biliyoruz.
Yıllardır Türk ekonomi dünyasının genç nefeslerini, girişimcilerini ve genç işadamlarını doğru, tarafsız, nesnel ve aynı zamanda eşitlikçi bir yaklaşımla temsil eden TÜGİAD, bugünkü konjonktürde de yaptığı çalışmalarla ve doğru temsil politikasıyla bu duruşunu inanıyorum ki devam ettirecektir.
Bu çerçevede TÜGİAD ailesinin geçmişten bugüne dek başarıyla yürüttüğü bu temsiliyetin daha sürdürülebilir bir başarı çizgisiyle devamını getirmek adına dönem boyunca ileriki süreçte atılması gereken adımların ve çalışmaların neler olması gerektiğini tespit etmeye çalışıyoruz.
Tüm dünya ile birlikte ülkemizin de doğrudan etkilendiği küresel belirsizlik ortamı ve eko-politik öngörünün yeterince yapılamadığı bir atmosferin hüküm sürmesine rağmen, TÜGİAD olarak bu dönemde uzun dönemi kapsayacak bir vizyonun parçası olan projeler üzerinde çalışmamız ve bu yönde bir faaliyet grafiği ile yola devam etmemiz gerektiğini biliyoruz.
30. YILDA GÜÇLENEN BİR VİZYONLA…
İletişim, gelişim ve dönüşümün küresel anlamda doruk noktasını yaşadığı bir çağda toplum ve insanlar kadar kurumların da bu değişimden etkilenmeleri kaçınılmazdır.
Eski ve köklü bir dernek olarak TÜGİAD, uzun yıllar mensubu olan üyelerin temsiliyetini en doğru şekilde yerine getirerek sorumluluk sahibi bir sivil toplum kuruluşu olma misyonunu taşırken, değişen zamanın ruhunu yakalayabilen ve bu anlamda genç ve girişken bir kurum olma özelliğini de korudu.
TÜGİAD’ın en değerli özelliklerinden biri, hem yurtiçinde hem yurtdışında güçlü temsili sağlayabilmesidir. Buradaki gücünü de, sektörel çeşitliliği, yaygın iletişim ağı, kadın üyelerine verdiği önem, genç ve dinamik yapısı, kültürel zenginliği ve tarafsız ve bağımsız söylemlerinden almaktadır.
TÜGİAD’ın bir sonraki 30 yılı için de temel vizyonu, bugüne kadarki yatırımıyla, çok daha güçlü politika geliştiren ve uluslararası arenada Türkiye’yi daha da fazla tanıtan bir aşamaya geçmektir. Bu çerçevede TÜGİAD, önümüzdeki dönemde daha sürdürülebilir ve ayakları daha da sağlam basan bir Türkiye ekonomisi vizyonuyla, genç iş dünyası adına gerekli hedefleri tespit edecek ve bu doğrultuda çalışacaktır.
TÜGİAD’IN GİRİŞİMCİLİK MİSYONU
Dünyada ve Türkiye’de önemi giderek artan “girişimcilik”, TÜGİAD’ın önümüzdeki dönem çalışmalarında anahtar kelimelerden biri olmaya devam edecek görünüyor.
Girişimcilik, sadece kendi işinin sahibi olmak ya da yeni bir iş başlatmak anlamına gelmiyor tabi. Ürün, hizmet veya üretim, pazarlama, satış vb. süreçlerde yenilikçi bir yaklaşım getirmek aslında burada kastettiğimiz.
Dolayısıyla içinde yaratıcılığı, riski, öngörüyü barındırıyor ve sadece yeni iş kuran insanları değil, mevcut işinde yenilik ve gelişim sağlayacak iş insanlarını da içeriyor.
Geçtiğimiz Eylül ayında TÜGİAD’ın ev sahipliğini yaptığı ve TÜGİAD ailesinin emek ve zamanını ayırdığı G20 Genç Girişimciler İttifakı (YEA) Zirvesi’ni başarıyla tamamladık ve TÜGİAD’ın uluslararası temsilinde önemli bir dönemeçten geçtik.
Pek çoğu B20 Türkiye Dönem Başkanlığı’nın yayınlamış olduğu raporda da yer bulan önerilerimizle, dünyada genç girişimcilerin sorunlarını çözmek adına somut politikalar üretmeyi ve bu politikaların devlet kurumlarınca uygulanması ile küresel ekosistemde pozitif yönde bir değişiklik yaratmayı amaçladık.
G20 YEA’nın yıllardır sürdürdüğü araştırmaları temel alan, belirlenmesinde binlerce girişimcinin görüşünü aldığımız ve G20 ülkelerinden muhatabımız olan diğer 19 kuruluş ile ortak bir deklarasyona imza attık.
TÜGİAD’ın varoluş felsefesi ve varlığını sürdürme politikasının bir parçası olan “Girişimcilik Kültürünü” geliştirmek adına bu çalışmayla önemli bir adım attık. Önümüzdeki yıllarda da girişimciliğe destek vermeye devam edeceğiz.
TÜRKİYE İÇİN DAHA FAZLA GİRİŞİMCİLİK Refah düzeyini artırma, yoksulluğu minimuma indirme ve sürdürülebilir kalkınma konusunun önümüzdeki elli yılın en önemli gündem maddelerini oluşturduğu bir atmosferde ülkemizdeki güncel girişimcilik verileri bizi TÜGİAD’ın ne gibi çalışmalar yapması gerektiğini işaret eden sonuçlara götürüyor.
• Küresel Girişimcilik ve Gelişim Enstitüsü’nün (GEDI, the Global Entrepreneurship and Development Institute) ülkelerdeki girişimcilik ortamının görünümünü ortaya koyduğu GEDI Endeksi’nin 2014 yılı sonuçlarına göre ilk sırada 82,5 puan ile ABD yer alırken Kanada ikinci, Avustralya ise üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye ise 44,7 puan ile 121 ülke arasında 40. sırada bulunmakta.
• 24 ülkeyi kapsayan Amway Küresel Girişimcilik Araştırmasında göre Türkiye’de her 5 katılımcıdan 3’ünün (%61) kendi işine sahip olmaya yönelik tavrı olumlu ve Türkiye bu oranla, araştırmaya katılan 24 ülke arasında 5. sırada yer alıyor. Ayrıca üniversite mezunu katılımcıların (%67), olmayanlara göre (% 60) girişimciliğe daha olumlu yaklaştığı görülüyor. Özellikle 30 yaşın altındaki genç katılımcılar (%53) ve öğrenciler (%56) ciddi bir girişimcilik ruhu sergiliyor.
• Global Enterpreneurship Monitor (GEM) araştırmasına göre (2014) Türkiye’de potansiyel girişimcilerin oranı yaklaşık %32. Yani her 100 kişiden 32’si önümüzdeki üç yıl içerisinde girişimcilik faaliyetinde bulunma niyetinde. Gelişmiş ülkelerde bu oran %14.
• Cornell Üniversitesi’nin Global İnovasyon endeksinde Türkiye 142 ülkeden 68. sırada.
• Toronto Üniversitesi’nin Global Yaratıcılık endeksinde Türkiye, 82 ülkeden 68. sırada.
Bu beş endeksin bize söylediği aslında şu: Girişimci ruha sahip bir ülkeyiz ama konu girişimci ortamına, habitata ya da inovasyon kültürüne geldiğinde vasatı aşamıyoruz.
KOSGEB’in koordinasyonunda, geçtiğimiz aylarda, Türkiye’deki girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak, güçlü bir ekosistem oluşturmak ve girişimciliği geliştirmek amacıyla Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı açıklandı.
Bu doküman incelendiğinde girişimciliğin geliştirilmesine yönelik önemli adımların atılacağını görüyoruz. Stratejide, özellikle finansman noktasında girişimciliğe destek verecek alternatif modellerin hayata geçirileceği belirtiliyor.
Bu stratejinin de çerçevesinde TÜGİAD da, eğitim, iş geliştirme, finansman, mentorluk, yayın, sektörel ve yatay iletişim ağının geliştirilmesi yönünde politika geliştirme ve destek sağlayıcı rolüyle, ekosistemin etkin aktörlerinden biri olmaya devam edecektir.
Türkiye çapında ve uluslararası arenada çok güçlü bir dernek olarak TÜGİAD içinde barındırdığı enerjik üye ağı ve beslediği pozitif sinerji ile hem yerel hem ulusal lobi faaliyetleri ile kendini ve potansiyelini daha da güçlü ifade edecek, eski çözümlerin, yöntem ve yaklaşımın geçerliliğini yitirdiği bir dönemde TÜGİAD da her zaman yeni şeyler söyleyecek; aynı zamanda söyleyecekleri, yapacakları, tespitleri ve çözüm önerileriyle güçlü ve geleneksel duruşunu da sürdürebilen bir sivil toplum kuruluşu olmaya devam edecektir.
Yeni yılınızı kutlar, 2016’nın ülkemize ve dünyaya refah getirmesini dilerken, TÜGİAD’ımıza da nice 30 yıllar diliyorum.